*** İKLİM KRİZİ ve KİTLESEL YOK OLUŞ KARŞISINDA GELECEK 10 YIL SON ŞANSIMIZ
*** DOĞASI İLE BARIŞIK, HASARLI EKOSİSTEMLERİNİ YENİLEYEN, CANLANDIRAN ve KORUYAN NESİLLER OLMALIYIZ
İklim krizi, gıda ve su güvenliği, sağlık ve biyoçeşitlilik için ekosistemlerin onarılması, yenilenmesi şart. Ekosistemlerimiz ne kadar sağlıklıysa, gezegen ve insanlar da o kadar sağlıklıdır. Biyoçeşitliliğin artan risk altında olmasını geleceğimiz için engellemeliyiz. İklim krizi ve kitlesel yok oluş karşısında gelecek 10 yıl son şansımız diyen Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu ekosistemi yenileme seferberliğine katılım çağrısı yaptı.
‘Ekosistem Yenilenmesi’ temasıyla kutlanacak 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Birleşmiş Milletler Ekosistemi Yenileme On Yılı (2021–2030) seferberliği başlatılacak açıklamasını yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, ‘Yeniden Tasarla; Yeniden Oluştur; Yeniden Yapılandır diyerek doğası ile barışacak nesil olalım. Bizler hasarlı ekosistemlerini yenileyen, canlandıran ve koruyan nesiller olursak, bu gidişata dur diyerek, tersine çevirebiliriz. Bu nedenle bugünkü nesiller önemli ve neslimizin sorumluluğu yüksek’ vurgusu yaptı
Ekosistemi Yenileme Seferberliği başlıyor
Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Mart 2019'da ilan edilen Birleşmiş Milletler Ekosistemi Yenileme On Yılı ardından konu sürekli gündemde tutulmaya gayret edildi. 2021 mühim yıl. Ekosistemi Yenileme Seferberliği başlıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Ekosistemi Yenileme On Yılı tanıtımı yapılarak, eylemler için üye devletler, yerel yönetimler, iş dünyası, akademi ve sivil toplumu birleştirme hedefiyle uygulanabilir ve kalıcı çözümler için Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) liderliğinde çağrı yapılarak, seferberlik başlatılacak dedi.
Biyoçeşitliliğin sorunu varsa, insanlığın daha büyük sorunları oluşur
Dünyamızın kara ve su ekosistemlerindeki bitki, hayvan, mikroorganizma olarak tanımlanan biyoçeşitlilik doğamızın gücü, bugünü ve yarınıdır. Hep beraber yaşıyor, barınıyor, besleniyor ve endüstriyi geliştirerek ekonomiyi büyütmek için uğraşıyoruz. En önemlisi sağlıklı ve mutlu olmak istiyoruz. Ancak doğa sağlıklı ve mutlu olmazsa insan da sağlıklı ve mutlu olamaz diyen Prof. Karaosmanoğlu ‘İnsan ekosistemleri bozup, biyoçeşitliliği giderek yok ederek yeşildeki ve mavideki sağlığı, düzeni bozuyor. Hasarlı doğamızda 1 milyon bitki ve hayvan türü nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya iken, biz de Covid-19 salgınında, ekosistemlere ve yaban hayatına yönelik tehditleri ele alma gereğini çok acı öğrendik. Çünkü biyoçeşitliliğin sorunu varsa, insanlığın daha büyük sorunları oluşur. Biyoçeşitlilik ormandır, tarladır, nehirdir, denizdir, gıdadır. Sözün özü yaşamımızın desteğidir’ hususlarına dikkat çekti.
Ekosistemlerimiz ne kadar sağlıklıysa, gezegen ve insanlar da o kadar sağlıklıdır
Prof. Karaosmanoğlu ‘İnsan ekosistemleri yenilemezse sağlıklı yaşayamaz. Ekosistemlerimiz ne kadar sağlıklıysa, gezegen ve insanlar da o kadar sağlıklıdır. Dikkatli çalışma ve sabırlı uygulama için hepimiz ekosistemi yenileme seferberliğinde yurttaşlar ve sanayi olarak rol oynarsak, başarılı olabiliriz’ vurgusu yaparak ‘Bahçemizi, şehirlerimizi yeşillendirelim, kıyılarımızı, denizlerimizi, yaşadığımız her yeri temizleyelim, temiz tutalım, toprak ve suya atık vermeyelim, az tüketelim, enerji ve su verimli yaşayalım. Çünkü iklim krizi ve kitlesel yok oluş karşısında gelecek 10 yıl son şansımız. Hepimiz Ekosistemi Yenileme Seferberliğine katılalım çağrısı yaptı.
SÜT-D Hakkında
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), ‘Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim’ olgusu konusunda bilgi ve kapasite oluşturmak, konunun farkındalığını artırarak, ulusal ve uluslararası etkinliklerle yaygın etki yaratmak hedefi ile 2013 yılında kamu, iş ve akademi temsilcilerince kuruldu. SÜT-D tüm etkinliklerinde resmi erk, yerel yönetimler, üniversiteler, iş dünyası, sivil toplum örgütleri ve medya ile yakın iş birliğinde olma ve ‘sürdürülebilirlik’ kavramının tüm sosyal ve teknik yönleriyle uğraş vermeyi öncelikli görerek, yerküre için yeşil sivil gücünü ortaya koymaktadır.