Bandırma Çınarlı Mahallesinde faaliyet gösteren Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu yıl içinde gerçekleştirdiği değişim ile aynı statüde faaliyet gösteren kurumlar içinde yıldız olmayı başardı.
Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu Eğitimin yanı sıra fiziki, teknik ve personel noktasında ortaya koyduğu performansla kısa zamanda adından bahsettirmesi yönetim katındaki dinamizme bağlandı.
Bandırma Manşet olarak Özel eğitimde önemli aşama kaydeden Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu Müdürü Algan kartal ile yaptığımız mülakatta sosyal alandaki başarıları ile adından söz ettiren Müdür Algan Kartal bize kısa zamanda elde edilen başarının sihir defterini açtı.
Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu Müdürü Algan Kartal sadece adı ile Özel olmayan, Engelli öğrencilerinin yaşamsal ve eğitim standardını yükselten kurumun farklı yönlerini anlattı.
İşte Müdür Algan Kartal'ın rüyalarını süsleyen Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu ve Türkiye'deki Engelli gerçeği ve Özel eğitim alanları röntgeni.
Kartal; Atatürk Özel Eğitim Ortaokulunun tarihsel gelişimi, ülkemizdeki mevcut durumu ve okul olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında gazetemize yaptığı açıklamaları şu şekildedir;
Özel eğitim, normal eğitimden yararlanamayan bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için, özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.
Özel gereksinimi olan bireylerin, mümkün olan en erken dönemde, gereksinimlerine uygun eğitim ortamlarında, uygun yöntemler ve araç-gereçler kullanılarak desteklenmesi var olan kapasitelerini en üst seviyede kullanabilmeleri açısından önemlidir.
Özel eğitimin günümüzde geldiği noktayı daha iyi anlayabilmek için, özel eğitimin tarihsel sürecine bakmamızda fayda vardır
Özürlü bireylerin varlığı insanlık tarihi kadar eskidir ancak bu bireylerin eğitimleri konusuna son dönemlerde daha çok ilgi gösterilmeye başlanmıştır. Bu gecikmenin ortaya çıkmasında sağlıklı insanların bu bireylere karşı bakış açıları ve tutumları çok büyük bir etkendir.
Sağlıklı insanların engelli bireylere karşı tutumu da bilim, teknoloji ve uygarlığın gelişimi ile değişkenlik göstermiştir. Bir dönem engellileri hapsetme, onları ıssız yerlere terk ederek bu bireylerden kurtulma, hatta öldürme yollarına başvurulurken, bazı dönemlerde de engelli bireyler en kötü işlerde çalıştırılarak, onlardan istifade etme yoluna gidilmiştir.
Özel eğitim, ilk dönemlerde din adamlarınca yürütülen bir eğitim olarak görülmüş, sonraları bu işe meraklı olan herkesin özel eğitim vermeye çalıştığı bir dönem yaşanmıştır. Bunu izleyen dönemlerde özürlülerle hekimler de ilgilenmiş, daha sonraları bu işin öğretmeni olmalı görüşü kuvvetlenmiştir.
Özel eğitim süreci, önceleri sadece zengin, soylu ailelerin özürlü çocuklarına özel olarak verilen bir eğitim olarak başlamıştır. Sonraları, isteyen her engelliye eğitim verilmesi gerekliliği kabul görmüştür. Bunun doğal sonucu olarak, engellileri eğitim sistemiyle bütünleştirecek programlar geliştirilmiş, yönetmelik ve kanunlar çıkarılmış ve özel eğitim biraz gecikmeli de olsa hak ettiği değeri kazanmaya başlamıştır.
Ülkemizde Özel Eğitim
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından Devlet İstatistik Enstitüsü'ne yaptırılan Türkiye Özürlüler Araştırması ile, özürlü nüfusun toplam nüfus içindeki Pay'ının %12.29 olduğu tespit edilmiştir.
Ülkemizde engellilerin eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak sürdürülmektedir. Her engel grubu için ayrı okullar açılmıştır.
Görme Engelliler ve İşitme Engelliler için İlköğretim Okulları, Lise ve Meslek Liseleri;
Hafif Zihinsel Engelliler için İlköğretim Okulları ve İş Okulları;
Ağır-orta düzeydeki Zihinsel Engelliler için Eğitim Uygulama Okulları ve İş Eğitim Merkezleri;
Otistik Çocuklar için de Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri
Eğitim-öğretim hizmeti vermektedir.
İşitme ve Konuşma Engelliler
Engelli nüfus içindeki oranı % 6 dır. Yani işitme ve konuşma engelli nüfusu yaklaşık 377.000 olarak bilinmektedir.
Ülkemizde 47 tane İşitme Engelliler İlköğretim Okulu ile 16 tane İşitme
Engelliler Meslek Lisesi bulunmaktadır. İşitme ve konuşma engellilerin okuma çağında olup öğrenim gören nüfusu da; 135.500 dür.
Zihinsel Engelliler (Hafif; Ağır-Orta düzeyde zihinsel yetersizlik gösteren bireyler)
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Eğitim Uygulamaları Okulları ve İş Merkezleri sayısı 113'dür. Bu okullarda 2250 civarında öğrencinin eğitim aldığı bilinmektedir. Sadece 5 tane Eğitim Uygulama Okulundan bağımsız, Öğretilebilir İş Eğitim Merkezi vardır.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 42 tane Eğitilebilir Zihin Engelliler İlköğretim Okulu bulunmakta olup, İş Okulu-Meslek Lisesi 22 tanedir.
İlköğretim Okullarında Tam Zamanlı Kaynaştırma Eğitimi ve Özel Eğitim Sınıflarında eğitim öğretime Yarı Zamanlı Kaynaştırma Eğitimi alarak devam eden öğrenciler olduğu gibi, Ortaöğretim kurumlarına da Kaynaştırma Eğitimi doğrultusunda devam eden zihinsel yetersiz öğrenciler bulunmaktadır.
Bu okullarda her bir öğrencinin diğer normal öğrencilerden farklı olarak, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP) çerçevesinde eğitim öğretime devam etmesi yasal ve zorunludur.
Otizm Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
Ülkemizde 450.000-500.000 otistik birey olduğu tahmin edilmektedir. Okuma çağındaki öğrenci sayısı da 125.000 civarındadır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Otistik Çocuklara eğitim veren 31 merkez bulunmaktadır.
Türkiye`de 0-14 yaş arası otistik çocukların sayısının 81 bin olduğu ve bu rakama her yıl ortalama 5 bin otistik çocuğun eklendiği tahmin edilmektedir.
Görme Engelliler
Görme gücü yüzde 10'nun altında olanlar "kör" olarak tanımlanmaktadır. Görme gücündeki yetersizlik nedeniyle ilave araçlara ihtiyaç duyan ve normal yazıyı okuma güçlüğü çeken kişiler de "az gören" olarak nitelendirilmektedir. İstatistikler göz önüne alındığında ülkemizde tam körlerle az görenlerin nüfusunun 400.000 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Görme engellilerin yaklaşık 125.000'i okul çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı görme engelliler ilköğretim okulu sayısı 16'dır. Bu okullarda yaklaşık 6000 görme engelli eğitim hizmet almaktadır. Bu okulların tamamı yatılı olarak hizmet vermektedir.
Mevcut durumu yansıtan tüm bu verilerin ardından, Bandırma Atatürk Özel Eğitim Okulu hakkında kısaca bilgi verecek olursak;
Okulumuz Bandırma ve yakın ilçelerdeki özel eğitim gereksinimi olan çocuklarımıza ana sınıfı, ilkokul ve ortaokul kademelerinde eğitim veren, mazisi henüz çok yeni olan ve her anlamda günden güne gelişen bir okuldur. Başta Bandırma Kaymakamı Sayın Ali Mantı ve Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Saadettin Piroğlu'nun destekleriyle, ayrıca yerel basınımızın da yakın ilgisi ile okulumuz kamuoyunda giderek daha fazla tanınmaktadır.
Okulumuzda zihinsel engelli öğrencilerimiz büyük çoğunlukta olmakla beraber, otistik, görme ve işitme engelli, toplamda yaklaşık 75 öğrenci eğitim görmektedir. Bu öğrencilerimizin eğitimleri yeniliklere açık, dinamik, özel eğitim alanındaki gelişmeleri ve yeni öğretim metotlarını takip edip okulumuzda uygulamaya geçirebilen, kaliteli eğitimci kadromuz tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca okulumuzda görevli yardımcı personellerimiz tarafından öğrencilerimizin beslenme ve temizlik başta olmak üzere, her türlü kişisel ihtiyacı giderilmektedir.
İkamet ettiği ev hangi mahallede, hangi ilçede olursa olsun, okulumuz öğrencileri evlerinden Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından tahsis edilen özel servislerle alınmakta, okula taşınmakta ve ders bitiminde tekrar aynı servisler tarafından evlerine bırakılmaktadır.
Öğle yemekleri de ücretsiz olarak okulumuzca karşılanmakta ve öğretmenleri nezaretinde okulumuz yemekhanesinde yedirilmektedir.
Göreve geldiğimizden bu yana okulumuzu fiziksel anlamda da güzelleştirip, öğrencilerimizin en iyi şekilde yararlanabilecekleri eğitim ortamları hazırlama gayreti içerisindeyiz. Projelerimizin bazılarına başlanmış ve bitirilmiş bazıları ise hazırlık aşamasındadır. Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve yardımsever halkımızın da desteğini görmek bizleri her zaman memnun edecektir.
Bizler Atatürk Özel Eğitim Okulu yöneticileri ve öğretmenleri olarak, yaptığımız işin gerçekten çok özel olduğunun farkındayız ve üstlendiğimiz bu görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek için tüm birimlerimizle, büyük bir özveri içerisinde çalışmaktayız. Amaçlarımızdan birisi de gerek Bandırma, gerekse komşu ilçelerimizdeki okul çağında olan ancak çeşitli nedenlerden dolayı eğitsel tanılaması yapılamamış engelli çocuklarımıza ulaşarak, onları okulumuza dahil etmek ve bu sayede onları topluma kazandırmaktır. Bu kapsamda komşu ilçelerin mülki amirleriyle, milli eğitim müdürlükleriyle, Bandırma Rehberlik ve Araştırma Merkezi ile ve mahalle muhtarlarıyla işbirliği içerisinde bir çalışma içerisine girip, okul çağında olup da okula devam etmeyen engelli çocuklarımızı sisteme dahil etmeyi hedefliyoruz.
Elbette özel eğitim ile alakalı söylenecek daha çok şey var. Temel kurallardan biri de; bu çocukların eğitimlerine katkıda bulunan profesyonel olsun, anne baba olsun herkes işbirliği içinde olmalı, beraber hareket edilmeli, tecrübeler ve yeni bilgiler paylaşılmalıdır.
Anne- babalar unutmasın ki; çocuklarına verebilecekleri en değerli hediye onu olduğu gibi kabul edip, koşulsuz sevgi göstermeleridir. Bunu da en samimi şekilde çocuklarına hissettirmeleri, onunla konuşmaları, oynamaları, birlikte zaman geçirmeleri gerçekten çok önemlidir.
Bizler, eğitim ile birçok engelin aşılabileceğini düşünen eğitimciler olarak, bölgemizde özel eğitimin yaygınlaştırılması ve özel eğitimde kalitenin daha yukarılara çekilmesi adına, üzerimize düşenleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu, tüm samimiyetimizle kamuoyuna duyuruyoruz.
Son olarak sözlerimi şu anlamlı satırlarla tamamlamak istiyorum;
Canı tanımlamak zor
Ama şüphesiz ruhtan bir parça
Bildiğimiz o ki; can latif, can aziz, can kutsal
Onda en küçük bir kusur, en ufak bir özür, en hafif bir maraz bulunmaz.
Bedenlerimizdeki hiçbir kusur onu gölgeleyemez, hiçbir eksiklik ya da fazlalık ona sirayet edemez.
Can hep aynı: Canda özür olmaz.
Öyleyse, özür bakışlarımızda, engeller düşüncelerimizde
Umarız ki bir engelin kaldırıcısı da sizler olursunuz