Uzun ve zahmetli yürüyüş 19 Mayıs 1919 günü Samsun'dan başladı, Erzurum, Sivas, Ankara, Sakarya, Afyon ve 9 Eylül'de İzmir'de sona erdi.
Bu uzun yürüyüşün başarı ile sona ermesinde etken ne idi?
Lider ve inanç...
Nasıl bir inanç?
Milleti, gene milletin azim ve iradesi kurtaracaktır.' inancı.Üzerinde güneş batmayan ülkeye, emperyalizme bu inançla diz çöktürüldü.
Sevr yırtıldı, Lozan kabul edildi.
İnsanlığa yüzlerce yılda bir armağan edilen bir dahi, bu sefer Türklere armağan edilmişti. O dahi, insanlığın yüzlerce yılda, bin- bir acı ile ulaşabildiği gelişmeyi bir insan ömrüne sığdırmıştı.
Ne diyordu O DAHİ;
Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir.'
Aklın ve bilimin önderliğinde aydınlanmanın önü açıldı, çağdaşlaşma hedef gösterildi.
Dünya uygarlığı içinde çağdaş bir toplum yaratma projesiyle doksan üç yıl önce çıkılan yolun bugün geldiği duruma bakınız.
Thomas Moor'un Ütopya'sı altın ülkeyi yaratan ulusumuz hızla kömürleşiyor, karanlığa sürükleniyor.
Niçin?
Atatürk'ün çizdiği yoldan ayrılındığı için.
Atatürk;
Ne mutlu Türküm diyene '
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk milleti denir.' diyerek ümmeti millet yapmak istemişti. Bugün ise etnik kökenler kaşınarak toplum ayrıştırılmaya çalışılıyor.
Atatürk;
Mecbur kalınmadıkça savaş bir cinayettir.'
Yurtta sulh, cihanda sulh' demişti. Bugün taşeronlar savaş kışkırtıcılığı yapılıyor.
Atatürk Anzak annelerine dünya tarihinde görülmemiş bir hümanizma örneği olarak mektup gönderiyor. Bırakın başkalarını, Anzakları, kendi ulusumuz kininizi unutmayınız.' denilerek kendi içimizde ayrışmaya düşmanlığa kışkırtılıyor.
Atatürk bu ülke şıhlar, şeyhler, dervişler, mensuplar ülkesi olamaz.' demişti. Bugün çağdaş hukuk yorumu ulemalara, toplum mellelere, mollalara teslim ediliyor.
Atatürk sanatın bütün dallarının; edebiyatın, resmin, müziğin, heykelin, tiyatronun gelişmesini istemiş Sanatçı ışığı alnında ilk gören kişidir.' demişti. Hale bakın ki bazıları sanatın içine tükürüyor, bazıları ucube diyor, tiyatro sanatçıları Siz kimsiniz?' denilerek tehdit ediliyor.
Ülkemizin temel iktisadi teşebbüsleri kurulduğunda ulusumuzun gurur kaynağı olup, her tesisin açılışı göz yaşları içinde sevinç gösterisine dönüşürken, birileri bu milli varlıklarımızı (babalar gibi) satıyor. Millet fakirleşiyor, devlet fakirleşiyor, bu satışa onay verenler ne hikmetse zenginleşiyor.
Din özünden saptırılıp siyasete ve ticarete malzeme yapılıyor. İnsanların inançları baskı altına alınıyor. Tek tip din anlayışı zorlamasına gidiliyor ve laisizm paramparça oluyor.
M. Kemal Samsun'a Özgürlük ve bağımsızlık benim karekterimdir.' anlayışı ile çıkmış ve emperyalizmi bu düşünce içinde dize getirmişti. Bugün 2013 19 Mayıs'ında iktidara sahip olanlar özgürlük, bağımsızlık ne kelime Atatürk'ün dediği gibi ( Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükseltilebilsin.) tanımında ifadesini bulan tutumla kendilerini yabancıların ellerine bırakmışlardır.
Evet yıl 2013 Mayıs'ın 19'u, nerede beslenip, nerede yeşerip, hangi yollarla ülkenin kaderine hakim olduklarını bir türlü kavrayamadığımız birileri, en çok Atatürk'ten, O'nun düşüncelerinden, O'nun ilkelerinden korkuyor ve KEMALİZM'e ait ne varsa ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Bu defa hedefte şanlı tarihimizin kilometre taşları olan milli birliğimizi, milli bütünlüğümüzü simgeleyen bayramlarımız var.
Şurası unutulmasın iktidarlar gelip geçicidir devlet devamlıdır. Oy çokluğuna dayanarak bir süre daha ayakta kalınabilir, ama ATATÜRK sevgisini bu milleten kimse silemez.
19 Mayıs'ı bütün kalbimizle yaşatıyor ve kutluyoruz.
.............................................................................. Melih ÇINAR ........................................................................ADD Bandırma Şube Başkanı