Allah İnancı..
Onlar ki, inanmışlar ve Allah’ı anmakla kalpleri huzur ve doyum bulmuştur; Çünkü bilin ki, kalpler gerçekten de ancak Allah’ı anarak huzura erişir. (13. Ra’d Sûresi, Âyet: 28.)
Tek Allah..
De ki: “O, tek Allah’tır: Allah, öncesiz ve sonrasız, bütün evrenin asıl sebebi. O doğurmamıştır, doğurulmamıştır; ve hiçbir şey O’na denk tutulamaz.” (112. İhlâs Sûresi, Âyet: 1-4.)
Ey imana ermiş olan kullarım! Benim arzım alabildiğine geniştir: O halde Bana, yalnız Bana kulluk edin! Her can ölümü tadacaktır, (ve) sonunda hepsi dönüp Bize gelecektir. (29. Ankebût Sûresi, Âyet: 56-57.)
Nice canlı var ki hiçbir geçim endişesi taşımaz; (ama) sizinki(ni sağladığı) gibi onların rızkını da Allah sağlar; çünkü yalnız O’dur her şeyi bilen, her şeyi duyan. (29. Ankebût Sûresi, Âyet: 60.)
(Gerçek şudur:) Dilediğini yaratan ve (insanlar için) en iyi olanı seçen senin Rabbindir. Sınırsız kudret ve yüceliğiyle Allah onların tanrısal nitelikler yakıştırarak ortak koştukları her şeyin, herkesin mutlak olarak üstündedir!
Ve yine Senin Rabbindir, onların içlerinde gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da künhüyle (Bir şeyin aslı, temeli. Dip, kök. Öz.) bilen!
Çünkü o, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır (Hayatın) başında da sonunda da tüm gerçek övgüler, yalnızca O’na yaraşır; nihaî hüküm O’nundur; çünkü O’na döndürüleceksiniz. (28. Kasas Sûresi, Âyet: 68-70.)
Allah! O’ndan başka ilah yoktur; her zaman diridir, bütün varlıkların kendi kendilerine yeterli yegane kaynağıdır.
Ne uyuklama tutar O’nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O’nundur. O’nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da bilir; oysa dilemedikçe insanlar O’nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar.
O’nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O’na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca, O’dur. (2. Bakara Sûresi, Âyet: 255.)
Yaratıcı Allah..
Kuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini çatlatarak ölüden diriyi meydana getirendir ve diriden de ölüyü çıkaran, işte budur Allah! Akıllarınız hâlâ nasıl ters yüz oluyor!
Tan yerini ağartan(dır O); geceyi sükûnet(in kaynağı) yapan ve güneş ile ayı tesbit edilen yörüngelerinde hareket ettiren (O’dur): Bun(ların tümü) her şeyi bilen sonsuz kudret sahibinin iradesi ile tayin edilmiştir.
Karanın ve Denizin zifiri karanlığında onlara bakıp yolunuzu bulabilesiniz diye yıldızları sizin için var eden O’dur: Gerçek şu ki, Biz bu mesajları kavrama yeteneği olan insanlara açık ve anlaşılır kılıyoruz!
Bir canlıdan sizi(n hepinizi) var eden O’dur, ve O (sizin herbiriniz için yeryüzünde) bir vade ve (ölümden sonra) bir dinlenme yeri (tayin etmiştir): Biz bu mesajları hakikati kavrayabilecek insanlar için açık ve anlaşılır kılmaktayız!
O, gökten suları yağdırandır; işte Biz bu yolla her türlü canlı bitkiyi yetiştirdik ve bundan çimenleri yeşerttik. Yine bundan birbirine yapışık büyüyen tahıl taneleri yetiştiririz; ve hurma ağacının tomurcuğundan sık salkımlı hurmalar; asma bahçeleri ve zeytin ağacı ve nar: (Hepsi) birbirine çok benzeyen ve (hepsi) birbirinden çok farklı! Mahsul verdiği ve olgunlaştığı zaman onların meyvesine bakın! Şüphesiz bütün bunlarda inanacak insanlar için mesajlar vardır!
Ama bazıları bütün görünmez varlık türlerine Allah’ın yanında (O’na denk) bir yer yakıştırmaya başladılar, halbuki onlar(ın tümünü) yaratan O’dur; ve cehaletleri yüzünden O’na oğullar ve kızlar isnad ettiler! O sonsuz ihtişam sahibidir ve insanların her türlü tasavvur ve tahayyünü aşan yüceliğe sahiptir.
Göklerin ve yerin yaratıcısı(dır)! O’nun hiçbir zaman bir eşi olmadığı halde nasıl olur da çocuk sahibi olabilir, ki herşeyi yaratan O iken ve yalnız O her şeyi bilirken?
İşte Rabbiniz Allah budur: O’ndan başka ilah yoktur, O her şeyin yaratıcısı(dır): Öyleyse yalnız O’na kulluk edin, zira O’dur her şeyi görüp gözeten, hiçbir beşerî görüş ve tasavvur O’nu kuşatamaz, halbuki, O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: Zira yalnız O’dur (hikmetine) tam nüfûz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan.
Şimdi Rabbinizden size (bu ilahî kelâm yoluyla) anlama ve kavrama araçları verilmiştir. O halde, kim görmek isterse kendi lehine, Ve kim de körlüğü tercih ederse kendi aleyhine davranmış olur. Ve (kalbi katılaşmış olanlara de ki): “Ben sizin bekçiniz değilim!” (6. En’âm Sûresi, Âyet: 95-104.) Peki kimdir, gökleri ve yeri yaratan ve sizin için gökten su indiren? Öyle bir su ki, onunla, sizin bir tek ağacını bile yetiştiremeyeceğiniz görkemli bağlar, bahçeler yetiştiriyoruz!
Allah’la beraber başka bir tanrı, öyle mi? Hayır, hayır, (böyle düşünenler) yoldan çıkmış kimselerdir!
Peki kimdir, yeryüzü (yerleşmeye) uygun bir yer haline getiren ve vadilerden dereler ve ırmaklar akıtan; ve onun üzerine sağlam dağlardan, yerleştirilen; ve iki büyük su kütlesi arasına engel koyan?
Allah’la beraber başka bir tanrı, öyle mi? Hayır, hayır, (böyle düşünenlerin) çoğu (ne söylediklerini) bilmiyorlar!
Peki kimdir, kendisine başvurduğunda darda kalmış olanın darına yetişen, kötülüğü gideren ve sizi yeryüzüne mirasçı kılan?
Peki kimdir, karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanızı sağlayan ve rüzgarları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen?
Allah’la beraber başka bir tanrı, öyle mi? Allah, insanların tanrısal nitelikler yakıştırabileceği herşeyin ötesinde, herşeyden yücedir!
Peki, yaratılışı ilk defa başlatan ve sonra’da onu aralıksız devam ettirip, yeniliyen kimdir?
Ve kimdir, sizi gökten ve yerden rızıklandıran?
Allah’la beraber başka bir tanrı, öyle mi?
De ki: “Eğer ileri sürdüğünüz iddiaya gerçekten inanıyorsanız getirin o zaman delilinizi!”
De ki: Göklerde ve yerde olan kimse, (yani) Allah’tan başka (hiç kimse,) yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez.” (Yaratılmış olanlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. (27. Neml Sûresi, Âyet: 60-65.)