Saadet Partisi İl Yönetimi Ömer TAŞKIN başkanlığında gerçekleştirdiği haftalık toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi ve kamu oyuna aşağıdaki açılamanın yapılmasını kararlaştırdı.
“Türkiye önemli bir seçimi daha geride bıraktı.
Gerilim politikası, kavga, hakaret ve kutuplaştırma gayretleri meyvasını bir kere daha verdi ve sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Cumhurbaşkanı seçildi. Hayırlı olsun diyoruz ve gerçekten hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçtiği söyleniyor. Biz böyle olmadığına ve seçmenin de işin farkında olduğuna inanıyoruz. Nitekim; seçimlere katılımın % 75 ler seviyesinde kalmasında bunun büyük etkisi olduğunu düşünüyor ve bundan herkesin gereken dersi çıkartmasını, adaleti esas alan düzenlemelerin gerçekleştirilmesini beklediğimizi ifade etmek istiyoruz. YSK, bu seçimlere 25 Siyasi Partinin girme hakkı bulunduğunu ilan etmiştir ama, bu partilerin Cumhurbaşkanı adayı gösterme hakkı yoktur. Seçime girme hakkı var ama, aday gösterme hakkı yok. Bu nasıl demokrasidir?
Şimdi sayın ERDOĞAN’dan beklenen odur ki; sadece iktidar partisinin ve parti mensuplarının değil, bütün milletin Cumhurbaşkanı olmasıdır.
Adaylığının ilanında kendisi tarafından Vizyon belgesi olarak milletimize takdim edilen ve özet olarak adına ‘YENİ DÖNEM’ denilen belgede dile getirilen vaatlerin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesidir. Çünkü, ‘yeni dönem’ vurgusu sadece söylemle değil, eylem ve icraatlarla mümkün olabilir.
Başında bizzat sayın ERDOĞAN’ın bulunduğu geçmiş 12 yıllık iktidar döneminin iç muhasebesi yapıldığında; milletin bu iktidardan beklediği zihniyet dönüşümünün gerçekleşmediği ortadadır. Vicdani bir muhasebe yapıldığında, söylenen sözlerin çok, yapılan icraatların ise az olduğu açıktır. ‘Yeni bir istikbali inşa etmek istiyorum” diyen Sayın Erdoğan, yapacağı icraatların başına ‘yeni’ kelimesini koyarak yeni bir dönemi başlatamaz. Yeni bir dönem, seçilen Cumhurbaşkanın ‘zihnindeki bariyerlerden arınma, ön yargılardan kurtulma, dayatılmış korkulardan sıyrılma’ mücadelesinde yatmaktadır. Şirin gözükmek adına değil, ihlasla ve samimiyetle 77 milyonun Cumhurbaşkanı olma çabasına bağlıdır. Sadece makam değişikliği ile yenilik sağlanamayacağı açıktır. Umarız ülkemizin yeni Cumhurbaşkanı bütün bu farkındalıklar içerisinde görev süresi boyunca hayırlı hizmetlere vesile olurlar. Bugünün dünden, yarının bugünden daha iyi olması, ancak iyinin, doğrunun ve güzelliklerin artırılmasıyla mümkün olacaktır. Yöneticilerimizin dünkü politikalarını gözden geçirerek iyi, doğru ve güzel ile örtüşen bir siyaset tarzı ile yarını inşa etmesi için, önce geçmiş tecrübelerden ders alması gerekir. Bunun için de, güç ve otoritenin değil, Hakk ve halk ile olan bağın kuvvetlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Siyaseti yol gösterici, bütünleştirici, çatışma değil kardeşlik temeline dayalı diyaloğu, nimetlerin adil bölüşümünü, milletin inancını öncelemeyi, zulüm değil adalet prensiplerini hakim kılmayı öngören bir üslup çizgisinde yürütmesini bilmeyenlerin yeni bir Türkiye inşa etmesi mümkün olamaz. Sayın ERDOĞAN, şu ana kadar kullandığı üslup ve olumsuz dil de ısrar ederse; endişe ederiz ki, Yeni Türkiye’nin değil, olumsuz Türkiye’nin simgesi olacak, farklı kesimlerin bir arada yaşamaları için gerekli olan ‘buluşma alanlarını’ yok edecektir. Umarız ki, yanılırız.” denildi.
