TBMM “Balıkçılık ve Su Ürünleri Sorunları Araştırma Komisyonu”nun Bandırma’da, sektör paylaşanlarıyla yaptığı istişare toplantısında çeşitli görüşler paylaşıldı.
Bu görüşleri aşağıda sunuyoruz.
TURHAN ÇAVDAR (Çakıl Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı)
“Marmara Denizi’nde, bölgemizde de deniz üzerine rüzgâr enerji gülleri konulacağını duyuyoruz. Bu gerçekleştiğinde o bölgelerde denize ağ atabilecek miyiz? Erdek’te çok sayıda amatör kıyı balıkçısı var. Bu nedenle deniz dibi kurşunlarla, oltalarla dolu, hayalet ağlar denizde kalıyor. Bunlar balık popülasyonuna zarar veriyor. Denizin dibi bitti. Marmara Denizi’nin aşağısı öldü. Bunun gırgır avcılığıyla ilgisi yok. ”
NİHAT IŞIK (Balıkesir Deniz Ürünleri Avcıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve merkezi Ankara’da bulunan Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı):
“Deniz üstüne kurulacak enerji santralleri balıkçılığa zarar verir. Balık çiftlikleri de balıkçılığa olumsuz etki yapıyor. Bölgemizde bulunan, balıkçıların yararlandığı limanların taramaları yapılıp, derinleştirilmeleri gerekiyor. Balık boyu yasakları daha iyi denetlenmeli. İstavrit avlanma boyu 12 santimetreden 13 santimetreye çıkarılmalı. Ülkemiz genelindeki balık avının yüzde 32’si Marmara Denizi’nde gerçekleşiyor.”
ABDULLAH SARBAY (Erdekli balıkçı, 28. Dönem MHP Balıkesir Milletvekili adayı):
“Erdek’te balıkçı barınağı yok. Erdek Limanı’na ise balıkçı teknelerinin yanaşmasına izin verilmiyor. Balıkesir ilindeki limanların yüzde 70’i Kapıdağ’da bulunuyor. Ancak bu limanların derinleştirip, büyütülmeleri gerekiyor. Balıkçılardan kesilen yüzde 15 komisyon fazla. Ege Denizi balığı, Karadeniz balığı gibi satılıyor. Vatandaş, balığı lezzetsiz bulunca, ‘Demek ki bu mevsimde balıklar lezzetsiz diye düşünüyor. Vatandaş, balığın nerede tutulduğunu bilmek zorunda. Dışarıda, el arabalarıyla balık satışı yapılırken hiçbir denetim yok. Güneşi yiyen balıklar satışta. Bu da vatandaş için zehirlenme riski taşıyor.”
SERDAR ALAKUŞ (Erdek İlhan Mahallesi muhtarı):
“Bölgemizdeki limanların çoğu bakımsız ve yetersiz. Bunlara bakım ve onarım yapılmadığı takdirde balıkçı tekneleri ve gemilerin bağlanmaları mümkün değil. 12 metre üzerindeki ağlarla trol, gırgır ve algarna avcılığı yapılıyor. Buna karşılık 12 metrenin altında ise sadece gırgırla avlanma izni var. Midye çiftlikleri bölgede büyük kirliliğe yol açıyor ve balıkçılığı öldürüyor. Her yere midye çiftliği kurma izni verilmemelidir.”
ENGİN ALTIN (Bereketli Mahallesi Balıkçılık Kooperatifi Başkanı):
“Bölgemizde balık üreme sıkıntısı var. 10 yıldır ihracatını yaptığımız İsrail Sazanı bile artık üremiyor. Balıkçılık sektörünün maliyetleri çok yüksek. Manyas Gölü’nde turna balığı 15 Aralık-1 Nisan tarihleri arasında avlanabiliyor. Oysa turna, bu dönemde yumurta bırakıyor. Turna balığı av yasağı 15 Ocak’ta başlayıp, 1 Nisan’da sona ermeli. Gölde avlanma hakkını bölgedeki 6 kooperatif olarak ihaleyle alıyoruz. Ancak iç sular için uygulanan kira bedelleri çok yüksek. Bölgemizdeki insanların yüzde 80’i, geçimlerini balıkçılıktan sağlamaya çalışıyor.”
AHMET SU (Edremit Akçay Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı):
“Akçay’da yıllardır balıkçı barınağı yok. Balıkçı tekneleri çaylara bağlanmak zorunda kalıyor. Çünkü Güre, Burhaniye ve Altınoluk balıkçı barınakları Akçay’ çok uzak. Akçay’ da barınak istiyoruz. Bu arada balık satış yerimiz de yok. Önemli bir sorunumuz da balıkçı teknelerimizin, göçmen kaçakçılığı için çalınmalarıdır.”
AYTAÇ GÖKKERMEYAN (Manyas Baraj Gölü Kooperatifi Başkanı):
“Manyas Baraj Gölü Kooperatifi’ne bağlı olarak bulunan 273 ruhsatlı tekne sayısı bugün 22’ye kadar düştü. Manyas Gölü, çok farklı bir konumda ve Türkiye’de tek. Bu nedenle gölde kota uygulaması olmamalı. 2 yıldan beri İsrail Sazanı da çıkmıyor. Bu nedenle eskiden olduğu gibi Suriye’ye ihracat yapamıyoruz. Acilen balıkçı barınağına ihtiyacımız var. Mazot fiyatları çok yüksek. Gençler, balıkçılık yapmak istemiyor. Arkamızdan gelecek bir nesil yok. Bu arada Manyas Gölü, Bandırma yöresinden gelen sanayi atıklarıyla kirletilmeye devam ediyor. DSİ, çeltik tarlalarının sulanması için gölden sürekli olarak su çekiyor. Bu sırada da göldeki yavru balıklar da tarlalara giderek yok oluyor.”
AYHAN ATAÇ (Edremit Altınoluk Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı):
“Edremit Körfezi’nde gırgır avcılığı yasaklanmalı. Bölgemizde dalgıçlar, avlanmaları yasak olduğu halde deniz patlıcanı çıkarıyor. Amatör balıkçılar, balık popülasyonuna zarar veriyor. Algarna avcılığı büyük sorun. Bölgede 26 midye çiftliği de çok.”
RAMAZAN ÖZKAYA (Kapıdağ Çakıl Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı):
“Tekneler için AVESİS denilen bir sistem uygulanıyor. Bu sisteme göre arıza yapan bir teknenin yeniden balıkçılık yapması için 20 günlük süre gerekli tutuluyor. Bu süre çok uzun. Mazot fiyatlarının yüksekliği de balıkçıların belini büküyor.”
MAHMUT ERTURA (Erdek Ocaklar NORA Midye Çiftliği sahibi):
“Erdek Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü’nün desteğinden memnunuz. Ancak ülkemizde ve bölgemizde kaçak midyecilik de sürüyor. Kaçak midyeler, İzmir ve İstanbul’da da satılıyor. Bu da halk sağlığı açısından büyük bir olumsuzluk oluşturuyor. Denizlerimizde av yasağı 1 Eylül-1 Nisan arasında uygulanmalı. Marmara Denizinde midye çiftlikleri kurulurken, kooperatiflerin görüşleri de alınmalı.”
CUMHUR GEÇİCİ (Geçiciler Balıkçılık sahibi):
“Marmara Denizi’ndeki avcılığın yüzde 80’i gırgırla gerçekleşiyor. Hamsiye kota uygulaması yanlıştır. Çünkü bu durumda hamsi, büyük ölçüde balık unu fabrikalarına gidiyor. Algarna avcılığına yasak getirilmesi önerisine katılmıyorum. Ülkemiz sanayisinin yüzde 60’ı Marmara Bölgesi’nde. Bu da Marmara Denizi’nin kirlenmesine neden oluyor. Yine iklim değişikliği nedeniyle deniz suyunun ısınması sektör için olumsuzluk yaratıyor.”
AYDIN KIRCI (Erdek Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı):
1977 yılından beri balıkçılık yapıyorum. Tabii ki sorunlarımız var. Ancak tek sorun algarna avcılığı değildir. Algarna avcılığının yasaklanması, geçimini balıkçılıkla sağlayanlar için büyük darbe olur.” ÖNDER BALIKÇI