Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, fakültelerinin planlandığı şekilde büyümesini sürdürdüğünü belirtti. 2016 yılında kurulduklarında, Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir ile birlikte planladıkları şekilde 2019-2020 eğitim-öğretim yılında ikinci bölümü açtıklarına işaret eden Sarı, şu değerlendirmede bulundu:
?2016 yılında, ilk bölümümüz olan Denizcilik İşletmeleri Yönetimi´ni açmıştık. Şimdi, içinde bulunduğumuz 2019-2020 eğitim-öğretim yılı sonunda bu bölümden ilk mezunlarımızı vereceğiz. Yine bu öğretim yılının başında açtığımız Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği´ bölümüne 155 öğrenci aldık. Her iki bölümümüzde de hâlen toplam 555 öğrencimiz bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda, fakültemizin bünyesinde yer alan Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği´(Kaptan yetiştirme) ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği (Makineci, çarkçı başı) bölümlerini de açmayı hedefliyoruz.
KUŞ GÖLÜ BATAKLIĞA DÖNÜŞMEZ
Bazı bilim adamlarının, Kuş Gölü´nün(Manyas Gölü) bataklığa dönüşmesine hızla yaklaştığı hakkındaki düşüncelerine katılmadığını vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları söyledi:
Kuş Gölü ve Uluabat gölleri zaten sığ ve derinliği az göllerdir. Bu göllerin yazın su yükseklikleri en çok 2 metre, kışın ise 3-3,5 metre kadardır. Sığ göllerde sıcaklık yüksektir. Besin düzeyleri(trofik) yüksektir.Tabii ki, bu göller, eğer su yönetimleri doğru yapılmazsa ve kirlilikleri artarsa yaşamsal açıdan risklidir. Yani ekstra dikkat gerektirir. Bu nedenle tarımsal sulamalarla su dengelerini bozmamalıyız. Kirletmekten kaçınmalıyız. Göldeki balıkçılık yanlış ve deenetimler yetersiz. Yani gölün riskli duruma gelmemesi için gerekli zorunluluklara pek uyduğumuzu da söyleyemeyiz. Ama bunlara rağmen Kuş Gölü´nün ölmekte olduğu söylemlerine katılmıyorum.
Prof. Dr. Sarı, Kuş Gölü´nün, ülkemizdeki çevre bilincinin oluşumunda sembol bir göl olup, Kuş Cenneti´nin de buna bağlı olarak ülke düzeyinde vitrine geldiğini, bu önemli doğa varlığının gündeme gelmesinin ardından ülkemizin birçok kentinde ?Kuş Cenneti´ ismi altında yerlerin ortaya çıktığını belirtti.
BANDIRMA VE ERDEK KÖRFEZLERİ ÇOK KÖTÜ DEĞİL
Bandırma ve Erdek körfezlerindeki kirliliklerin öyle abartıldığı gibi yüksek kirlilik oranları içinde bulunmadıklarına dikkati çeken Sarı, şöyle konuştu:
?Her iki körfezin de kirlendikleri doğru. Bu nedenle Bandırma ve Erdek´te bir an önce çağdaş arıtmalara ihtiyaç var. Gönen´de bile çağdaş arıtma var, Bandırma ve Erdek´ye yok. Şu anda her iki ilçede de derin deniz deşarjları var. Bu derin deniz deşarjları, kanalizasyonları ve atıkları denizin sadece 1-2 kilometre açığına götürüyor. Ancak daha sonra rüzgâr ve dalgalarla yeniden geriye geliyor. Ama yine de her iki körfezin aşırı kirlilik içinde olduğunu söylemek doğru değil. Çünkü hâlen Bandırma´da, liman içinde lüfer, palamut, karagöz gibi balıklar yakalanabiliyor. Her iki körfez de biyolojik açıdan çok zengin.?
VATANDAŞLARIN ÇEVRE BİLİNCİ YÖNETİCİLERDEN ÇOK DAHA İLERİDE
Hâlen vatandaşların çevre bilinçlerinin, kenti yönetenler ve yerel yöneticilerden daha ileri düzeyde olduğunu öne süren Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, şu değerlendirmede bulundu:
?Yöneticilerin, çevre duyarlılığı konusunda bir özensizlikleri var. Oysa çevre konusunda uyulması gereken yasa ve yönetmelikler çok açık. Buna rağmen bunlara uyulmuyor. Çevre konusundaki yasa ve yönetmelikler uygulanmıyor.?
?Mavi Bayrak? uygulaması hakkında da bilgi veren Sarı, ?Bu bayrağın bulunduğu sahillerin sıfır kirlilik olduğunu sananlar var. Mavi Bayrak, o denizin kirliliğinin belirlenmiş limitlerin altına olduğunu gösterir. Yoksa hiçbir suda sıfır kirlilikten söz edilemez.?
BALIK BOLLAŞACAK
Marmara Denizi´nde yeni av sezonunun başlamasından sonraki dönemi de değerlendiren Sarı, Şu ana dek beklediğimiz avlanma gerçekleşmedi. Ancak artık havalar soğumaya başladı. Ekim ayından başlayarak bol miktarda palamut ve uskumru bekliyorum? diye konuştu. ÖNDER BALIKÇI