Santral Kültür Merkezi’nde gerçekleşen program, 1970 yılında gerçekleşen ve İstanbul ile Kocaeli’deki fabrikalarda çalışan 150 bin dolayında işçinin yürüyüşlerinin yansıtıldığı video gösterimi ile başladı.
Ardından, TKP Bandırma İlçe örgütü adına Turhan Çağlayan konuştu. 52 yıl önce gerçekleşen işçi yürüyüşünün öneminin altını çizen Çağlayan, şunları söyledi:
“Bu büyük direnişe DİSK’e bağlı işçilerden daha çok da Türk-İş’e bağlı işçiler de katıldılar. Yani tam bir işçi dayanışması vardı. Bu direniş sırasında 3 işçi, bir esnaf ve bir polis yaşamlarını yitirdi. Direnişten daha sonra 3 işçi daha hayatını kaybetti. Bugüne gelirsek şunu söyleyebiliriz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de şu anda kapitalist ve emperyalist sistem büyük bir çöküş içinde. Bu çöküş, emekçilerin sırtına yıkılmak isteniyor. Ama bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. 1990’lı yıllarda ülkemizde işçi hareketleri yine vardı. Ancak AKP, bir emperyal proje partisi olarak ülkemizin başına getirildi. Bu proje, laik cumhuriyeti yok etmeyi amaçlıyordu. AKP, buna bağlı olarak akademiyi, askeriyeyi, yargıyı ele geçirdi. Böylece sermaye sınıfı ve ABD emperyalizminin de isteğini yerine getirdi. AKP’ye en önemli direniş GEZİ olaylarıyla geldi. Gezi, toplumsal bir direnişti. Bugün, kapitalizm ve sermaye, ciddi bir kriz yaşıyor. Krizden çıkamıyorlar. Ciddi bir çevre talanı yaşanıyor. İşçi sınıfının da etkisiz kalması nedeniyle bu krizi emekçilerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. Ancak son günlerde, başta sağlık emekçileri olmak üzere farklı işyerlerinde eylemler başladı. İşçi sınıfı sinyal veriyor. Bu durum, işçi sınıfının halen devrimci kişiliğini koruduğunu gösteriyor. Bu örgütlenmeyi yaygınlaştırmak zorundayız. Ne olursa olsun biz kazanacağız, emekçiler kazanacak.”
Son konuşmayı ise TKP Merkez Komite üyesi Savaş sarı yaptı. 1970 yılındaki 15-16 Haziran işçi direnişinin, Türkiye’de işçinin varlığını nicelik ve nitelik açısından ortaya koyduğunu ve patronları titrettiğini vurgulayan Sarı, “Bu direniş, işçilerin umut olduğunu gösterdi” dedi.