Bandırma Emek platformu tarafından hazırlanan 1 Mayıs işçi Bayramı coşkuyla kutlandı.
İDO iskelesi önünde buluşan işçi, memur, çalışan kesimler ellerinde temsil ettikleri kurum ve kuruluşların pankartları ile Cumhuriyet caddesinden, Cumhuriyet alanına yürüdüler.
1 Mayıs yürüyüşü nedeni ile Cumhuriyet caddesi trafik´e kapatılırken, Emniyet güvenlik çemberine aldığı alan girişinde herkesi üst aramasına tabi tutarak alan güvenliğini sağladı.
Gruplar sloganlar eşliğinde geldiği alanda Emek platformu dönem sözcüsü ve Petrol İş sendikası Bandırma Şube Başkanı İsmail Kayan günün önemi üzerine bir konuşma yaptı.
Kayan;
"Biz işçiyiz, biz köylü ?yüz, biz çiftçiyiz, biz Memur´uz, biz emekliyiz, biz öğrenciyiz, biz Türkiye´yiz.
Bugün bizim bayramımız. 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma günümüz kutlu olsun. Alanlara hoş geldiniz.
Biz Ülkemizi seviyoruz. Biz ayrımcılığa, bölücülüğe ve dayatmalara karşıyız.
Bizim sorunlarımız var. Bizim sorunlarımızın ülkenin sorunları olduğunu düşünüyoruz. Bizim geçim sorunumuz var, bizim Varlık fonu sorunumuz var, emeklilerin geçim sorunu var, eğitimin ve sağlık sisteminin paralı olması gibi sorunlarımız var, sorunlarımızı ve taleplerimizi haykırmaya geldik.
Eğitim sisteminde; okullar da ve üniversiteler de eğitim emekçilerine yönelik olarak başlatılan soruşturma, sürgün, baskı ve cezaların en yoğun olduğu dönemlerden geçiyoruz.
Başta eğitim hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükler konusundaki ilkeli ve kararlı duruşundan yıllardır taviz vermeyen eğitim emekçileri kimi zaman tamamen iktidarın denetimine giren yargı ve hukuk kıskacına alınarak cezalandırılmak, kimi zaman da tamamen siyasi talimatlar ile sürgün kararları verilerek yıldırılmak istenmektedir.
Bizler cumhuriyetin laik demokratik ve eğitim politikalarının yaşama geçirilmesini istiyoruz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk´ün bizlere emanet ettiği LAİK, ÇAĞDAŞ, DEMOKRATİK CUMHURİYET daima yükselecek ve ebediyen yaşatılacaktır.
Eğitim sistemindeki çürümeyi hızlandıran 4 + 4 + 4 dayatmasından derhal vazgeçilmelidir.
Atanamayan öğretmenlerin ataması yapılmalıdır.
Sağlık sistemindeki paralı düzene son verilmelidir.
Çalışanların özlük hakları tekrar düzenlenmelidir.
Toplumun işsizlerden sonra en mağdur olan kesimi emekliler örgütsüz bırakılmak istenmiş, örgütlenme yolları kapatılmaya çalışılmış, kenarda köşede ölümü beklemeleri istenmiştir. Ancak emekliler kendilerine biçilen ve reva görülen bu düşünceyi reddetmiş, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olmamışlardır. İlk etapta promosyon talebi kazanılmıştır. Şimdi de 1 Mayıs ta taleplerini haykırmaktadırlar.
Bir Varlık Fonu kurdular; Adı Varlık, kendisi yokluk fonu olacaktır. KİT´lerden çıkarılıp Varlık fonuna aktarılan kurumlar Hazineye temettü ödemeyi kesecekler, Varlık fonuna aktaracaklar. Varlık fonuna gelecek paranın nereden geleceği belli. Fakat, nereye harcanacağı belli değil.
Diyorlar ki;
Yol, köprü, Kanal İstanbul yapacağız. Yola köprü ?ye karşı değiliz. Mevcut sistemde de yapıyorsun. Ancak amaç farklı Bu kurumlar ipotek gösterilerek kredi alınacak. Krediyi ödeyemediğin zaman bu kurumlar satılacak. Endişemiz budur. Bundan dolayıdır ki Varlık fonuna karşıyız.
2017 Dönemi Kamu toplu iş sözleşmeleri 1 Ocak´tan itibaren başlamıştır. İnsanca yaşanabilir bir ücret talep ediyoruz.
Kıdem Tazminatı Fonu kuracağız. Bu fondan herkes tazminatını alacak diyorlar. Biz fonların ne anlama geldiğini biliyoruz. Kıdem tazminatında gerileme olursa GENEL GREV sebebidir diyoruz. Anlamıyorlar.. Mevcut yasaya ilave edersin kendi isteği ile ayrılan işçide tazminatını alır dediğinde sorun çözülür. Ama amaç başka Onu sermayeye peşkeş çekecekler.
Türkiye maşallah taşeron cenneti oldu. Kadroya alacağız dediler fos çıktı. Taşeronda çalışan bir arkadaşımız 1.600 TL maaş alıyorsa 500 TL de taşeron firma alıyor. Diyoruz ki; Taşeron firmaya vereceğin parayı işçiye ver ve kadroya al. Yok olmaz. Neden yandaş taşeron firmalar ihya ediliyor.
Ancak taşeronda çalışan arkadaşlara da iki çift lafımız olacak. Sizin mücadelenizi veriyoruz. Lakin sizler alanlarda yoksunuz. Korkmayın bizler sizleri sonuna kadar savunuruz.
Çok değerli emekçi ve emek dostu arkadaşlarımız.
Bizler sorunlarımızı dile getirip taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz.
Sen yoksan eğer, bir eksiğiz.
Yaşasın 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma günü bayramımız kutlu olsun.. Saygılar, Sevgiler...."
1 Mayıs işçi Bayramı dolayısı ile Kamu İş´e bağlı Eğitim İş te yazılı bir açıklamada bulundu.
"EMEĞİMİZE VE İŞ GÜVENCEMİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN 1 MAYIS´TA ALANLARDAYIZ"
"İşçi sınıfının haftanın 6 günü 12 saat çalıştırılmasına karşı haftada 5 gün, günde 8 saat çalışma talebiyle ABD´de başlattığı grev ve eylemlerde yüzlerce işçinin işten atılma ve öldürülme pahasına ırk ve din ayrımı gözetmeksizin burjuvaziye karşı gösterdikleri sınıf dayanışması II. Enternasyonal´ın kararıyla 1890 yılından bu yana 1 Mayıs ?Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü? olarak kutlanmaktadır.
Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü, 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilen AKP Hükümeti´nin ilan ettiği OHAL´le birlikte kamu emekçilerinin ve işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı giriştiği saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
AKP iktidarının, oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirmektedir.
Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınması istenmesi, taşeronlaştırmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenlemeler ve atılan fiili adımlar sürmektedir.
Bizler kamu emekçileri olarak işçi sınıfının bir parçası olduğumuzun, geleceğimizin tüm emekçilerle birlikte şekilleneceğinin farkındayız. AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının ?İşçi ve memur ayrımını ortadan kaldıracağız? söylemi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu´nda yapılması planlanan değişiklikle iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturulmak istenmektedir.
AKP iktidarı her fırsatta memurun iş güvencesine yönelik saldırılarda bulunmaktadır. Siyasal iktidarın istediği memurların hukuka değil kendisine bağlı olmasıdır. Bunu sağlamanın birinci koşulu devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaktır.
Hedefleri; kamu kurumlarının tamamının baştan aşağı yapılandırılması ve emperyalizmin ihtiyaçları doğrultusunda ticarileştirilerek özelleştirilmesidir.
Eğitim-İş olarak; kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak, kamusal hizmetleri ticarileştirip, özelleştirecek, ulus devleti çökertecek ve sendikaların kapısına kilit vurulmasına neden olacak girişimlere karşı Hükümeti uyarıyoruz. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.
Sermaye güdümlü iktidarlar eliyle, ülkemizdeki emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin ?Birlik, mücadele ve dayanışma? ruhuyla karşı koyulacağına inanıyoruz. Bu mücadele kazanıldığında;
-Emekçi alın terinin karşılığını alacaktır
-Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir
-Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır.
-Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır.
-Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir.
-Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk´ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyet daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır.
Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise ?bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini? ve ?bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını? biliyoruz.
Eğitim-İş olarak Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş´in çağrısı üzerine, Ankara´da Kolej meydanında, İzmir´de Gündoğdu meydanında ve ülkedeki tüm alanlarda olacağız."
"Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü Yaşasın 1 Mayıs! "
