Bandırma´nın kurtuluşunun 94. yıldönümü kutlandı.
Cumhuriyet alanında gerçekleşen kutlama törenine AKP Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı, CHP Milletvekilleri Ahmet Akın ve Namık Havutça, Bandırma Kaymakamı Tuncay Sonel, Belediye Başkanı Dursun Mirza, 6. Ana Jet Üssü ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Ahmet Biçer, Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mustafa Sarı, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Törende günün anlam ve önemini dile getiren konuşması Belediye Başkanı Dursun Mirza yaptı. Bandırma´nın kurtuluşunda en büyük gücün şehitlerimiz olduğunu vurgulayan Mirza, şunları söyledi:
?Yurdumuzun işgalden kurtulması, ulusumuzun özgür ve onurlu bir yaşam sürebilmesi için hiç düşünmeden canlarından vazgeçtiler. Onlar cennette uçarken bize de bu özgür vatanı bıraktılar. Aziz şehitlerimiz, sizlere minnettarız. O yüce mertebe ile yer bulduğunuz yüreklerimizden sizlere dualar gönderiyoruz. Sizler, bu ülkeyi ayakta tutan en büyük gücümüzsünüz. Geçmişte olduğu gibi bugün de şehitlik mertebesine gözünü kırpmadan yürüyen kahraman evlatlarımız var. Size söz veriyoruz. Atatürk´ün kurduğu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.?
Ardından, Ayyıldıztepe ?Son Kurşun Anıtı?nda ikinci tören düzenlendi.
Gece ise Türk Sanat Müziği sanatçısı Hüseyin Turan, cumhuriyet alanında konser verdi. Önder BALIKÇI
Bandırma´nın Kurtuluş Bayramı Etkinlikleri Ayyıldız tepe şehirler anıtında devam etti.
Bandırmanın bu mutlu gününde, kurtuluş coşkusunu yaşayan çok değerli hemşerilerim, sevgili Bandırmalılar,
Ulusumuzun, Büyük kurtarıcımız ATATÜRK önderliğinde yürüttüğü kurtuluş savaşında, son çarpışmaların yaşandığı ve adeta zafere atılan bir imza niteliğindeki Bandırma ve Edincik´in kurtuluş sevincini 94 yıl sonra bir kez daha sizlerle paylaşmanın mutluluğu ile hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.
Bundan 94 yıl önce, yine böyle bir 17 Eylül sabahı özgürlüğüne kavuşan güzel kentimiz Bandırma bugün ayrı bir sevinç yaşıyor. Her yıl tazelenen bu sevinç, kurtuluş sevincidir. Esaret ve karanlık dolu günlerin sona ermesinin coşkusudur. Yeni, aydınlık ve mutlu bir geleceğe atılan ilk adımın heyecanıdır. Bu mutlu gün, kurtuluş günümüz hepimize kutlu olsun.
Şair ne güzel söylemiş:
Sahipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır.
Bir başka şair de diyor ki:
Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Evet bugün özgürce yaşadığımız bu topraklar ve bizlere bırakılan Türkiye Cumhuriyeti, ulusumuzun canı pahasına sahip çıktığı, ay yıldızlı bayrağımıza can veren aziz şehitlerimizin kanlarıyla vatan yapılan kutsal topraklardır. Bu güzel günlerin değerini lütfen çok iyi bilelim. Geçmişte yaşananları bir hikaye gibi değil de, her zaman yine aynı sıkıntıları yaşayabileceğimiz bilinciyle ve ders alarak hatırlayalım.
Evet, kurtuluş savaşında tüm dünyanın hayran kaldığı bir mücadele ile özgürlüğümüzü geri aldık. Kimsenin tahmin edemediği, akıl erdiremediği bir kahramanlıkla yurdumuzu düşmanlardan temizledik. Daha sonra da, çağdaş dünyaya yüzünü dönmüş yepyeni bir devlet kurduk. İnancımızla, birlik ve beraberliğimizle, şehitlerimizle ulu önder ATATÜRK´ün izinde bu zaferleri elde ettik. Bu mucize ancak Türk ulusunun gerçekleştirebileceği bir başarıdır.
Ama bu topraklarda gözü olan hain güçler, hala bu emellerinden vazgeçmediler. Değişik oyunlarla bizi bölmeye, aramıza fitne ve fesat tohumları saçmaya çalışıyorlar. Her seferinde boylarının ölçülerini almalarına rağmen bu hainliklerinden vazgeçmiyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti´nin büyümesi ve gelişmesinden duydukları rahatsızlıkla, her türlü kanaldan içimize sızmaya çalışıyorlar. Ama en son 15 Temmuz´da bir kez daha kanıtlandığı gibi ne yapsalar da ulusumuzun vatanına, Cumhuriyetine bağlılığına asla zarar veremiyorlar. Elinde, devletini ve Cumhuriyeti koruma inancından başka hiçbir gücü olmayan insanları tankların, uçakların, bombaların karşısına korkusuzca diken kararlılık, tüm karanlık güçleri bir kez daha yerle bir etti. Neye uğradıklarını anlayamadılar. Kurtuluş Savaşını kazanmış kahraman ordumuza sızan hainler, silahsız insanlara ateş emri vermekten kaçınmadılar. Halkın üzerine, ulusun temsil yeri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi´ne bomba yağdırmaktan çekinmediler. Ama halkın onurlu direnişi karşısında ellerini kaldırıp, boyunlarını büküp utanç içinde teslim olmaktan başka bir çare bulamadılar.
15 Temmuz sürecinde ulusumuz bir kez daha gösterdi ki; ne Cumhuriyetten, ne demokrasiden, ne özgürlükten ne ATATÜRK´ten asla vazgeçilemez. Bu sürece Bandırma´da çok anlamlı katkı sağlayan, birlik ve beraberlik içinde demokrasi nöbetlerini sürdüren, darbeye karşı demokrasi yürüyüşü ve mitingiyle gücünü ortaya koyan siz saygıdeğer hemşerilerime bir kez daha teşekkür ediyor ve sizleri kutluyorum.
Ülkemizdeki olağanüstü halin bir an önce sona erdirilmesini, normal düzene geçilmesini, bu süreçte yeni mağduriyetler yaratılmamasını, hukukun üstünlüğünden ayrılınmamasını, birlik ve beraberliğimizin bozulmamasını diliyorum.
Sevgili Bandırmalılar,
Ülkemizin başındaki dertler ne yazık ki sadece bu kadar da değil. Bir yandan bölücü terör örgütü, bir yandan İŞİD belası ulusumuza büyük acılar yaşatıyor. Gerek güvenlik güçlerimiz gerek sivil vatandaşlarımızdan çok sayıda şehidimiz oluyor. Huzurumuzu bozmak için dört bir yandan saldırılara maruz kalıyoruz.
Evet, yüreğimiz çok yanıyor, acılarla kahroluyoruz. Ama, acılarımız bizi birbirimize daha sıkı bağlıyor. Birlik ve beraberliğimiz daha da güçleniyor. İçimize sokulmak istenen ayrılık düşüncelerine yaşam hakkı tanımıyoruz. Bu duyarlılığımız ve birlikteliğimiz sürdükçe bizi asla yıkamayacaklar. Aziz şehitlerimizin emaneti olan bu ülke, çok daha güzel ve aydınlık günler görecektir. Buna yürekten inanıyoruz.
Değerli hemşerilerim,
17 Eylül´de Bandırma´da ve 18 Eylül´de Edincik´te son kurşunlarla zaferle sonuçlanan kurtuluş savaşı da böyle bir inançla kazanıldı. 1. Dünya savaşı sonrası vatan toprakları dört bir yandan işgal ediliyordu. Uğruna nice şehitler verilen, Çanakkale´de 250 bin evladın kanlarıyla sulanan ama düşmana geçit vermeyen Anadolu şimdi kan ağlıyordu. Mondros´la dayatılan karanlık Anadolu´yu esir alıyordu.
Ama bunu kabullenemedi ulusumuz, bu hain oyunu bozmaya kararlıydı. Özgürlük ateşinin tutuşturduğu yürekler artık alev alev yanıyordu. Bu yangını en çılgınca yüreğinde duyan bir yiğit, ulusun kaderini değiştirmek için Bandırma Vapuruyla Anadolu´ya gidiyordu.
19 Mayıs´ta Samsun´da yanan özgürlük meşalesi, bir anda dağıtıverdi yurdumuzun üzerindeki kara bulutları. Ulusumuz kurtarıcısına kavuşmuştu. Mustafa Kemal´di O´nun adı. Artık yürekler daha bir başka çarpıyordu. Özgürlük için, bağımsızlık için kenetlenmişti bütün bir ulus.
Erzurum´da, Sivas´ta bağımsızlığa kenetlendi yürekler. Ankara´da toplanan Büyük Millet Meclisi Cumhuriyetin müjdecisi gibiydi. Mustafa Kemal komutasında oluşturulan ordumuz düşmanların karşısında zaferden zafere koşuyordu. İnönü, Dumlupınar, Sakarya zaferleri kurtuluş inancımızı daha da güçlendirmişti.
Son darbeyi vurmak için Kocatepe´den ufka bakıyordu Başkomutan Mustafa Kemal.
Sarışın bir kurda benziyordu
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe´den Afyon ovasına atlayacaktı.
Artık önüne geçilmez bir sel olmuştu ordumuz. Yurdumuz düşmandan temizlenene kadar da durmaya niyeti yoktu. Yokluğu, yorgunluğu, açlığı, susuzluğu unutmuştu artık Mehmetler. ?Allah Allah? haykırışıyla özgürlüğe koşuyordu. Anadolu kentleri Ayyıldızlı bayrağın gölgesiyle aydınlanıyordu birer birer. Uşak, Eskişehir, Bilecik, Balıkesir, Aydın, Manisa, İzmir?
Ve 17 Eylül´de Bandırma´da atılan son kurşun. Ayyıldıztepe´de yaşanan şiddetli çarpışmalarda, ne yorgunluk, ne yağmur gibi yağan mermiler, ne de körfezdeki düşman gemilerinden atılan toplar askerlerimiz için önemli değildi. Önemli olan tek şey, ne pahasına olursa olsun vatanın kurtulmasıydı. 61. Alay Komutanı Yarbay Vecihibey ve Hücum Taburu Komutanı Binbaşı Süleyman Bey başta olmak üzere 80 askerimiz bu uğurda şehitlik mertebesine ulaştılar.
Bandırma kurtulmuştu artık, özgürlüğün coşkusunu yaşıyordu. Anadolu´dan kaçmak zorunda kalan düşman birliklerini önüne katan ordumuz 18 Eylül´de de Edincik ve Erdek´e Ayyıldızlı bayrağımızı dikti.
Bu zaferde en büyük güç aziz şehitlerimizdi. Yurdumuzun işgalden kurtulması, ulusumuzun özgür ve onurlu bir yaşam sürebilmesi için hiç düşünmeden canlarından vazgeçtiler. Onlar cennette sonsuzluğa uçarken bize de bu özgür vatanı bıraktılar.
Aziz şehitlerimiz, sizlere minnettarız. O yüce mertebe ile yer bulduğunuz yüreklerimizden sizlere dualar gönderiyoruz. Sizler bu ülkeyi ayakta tutan en büyük gücümüzsünüz. Geçmişte olduğu gibi bugün de şehitlik mertebesine gözünü kırpmadan yürüyen kahraman evlatlarımız var. Size söz veriyoruz. ATATÜRK´ün kurduğu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Sevgili Bandırmalılar,
Yüreklerimizin kıpır kıpır olduğu, heyecan ve gururla kutladığımız kurtuluş günümüzde, başta ulu önder ATATÜRK olmak üzere kahraman ordumuza, şehit ve gazilerimize en derin şükran ve minnetlerimi sunuyorum. Her yıl ayrı bir coşkuyla kurtuluş sevincini yaşayan ve yaşatan siz saygıdeğer hemşerilerimin kurtuluş gününü kutluyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Dursun MİRZA Belediye Başkanı
