Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Av. Namık Havutça, “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” istemiyle pankart açan Berna Yılmaz veFerhat Tüzer’in tahliyelerini olumlu bulduğunu ancak yaşanan süreçte hukuk dışı bir tavır sergilendiğini söyledi. Havutça; “ Parasız eğitim istemek nasıl bir suçtur ki bu gençlerimiz 19 aydır yargılanmaktadır. Bu bir suç ise Başbakan’a sesleniyorum: Eğitim parasız olsun” dedi.
Başbakan Erdoğan`ın katıldığı “Roman Açılımı” toplantısında “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” istemiyle pankart açan Berna Yılmaz veFerhat Tüzer 19 aydır tutuklu yargılanıyorlar. Ancak bugün tahliye olabildiler. Anayasanın güvence altına aldığı eğitim hakkını ‘parasız’ talep ettikleri için ve bunu bu ülkenin en ilgili makamında yer alan Başbakan’a bir pankartla duyurmak istedikleri için hem de “ileri demokrasi” nutukları atan bir Başbakan’ın katıldığı bir toplantıda haklarını aramak, seslerini duyurmak için yaptıkları eylemden ötürü özgürlüklerinden, eğitime devam haklarından mahrum bırakıldılar. Hem de ne için? Aileleri okul masraflarını karşılayamadıkları, parasız eğitim almak istedikleri için.
Anayasada hem düşünce-ifade özgürlüğü ile ilgili kısım, hem Anayasa`nın 48. maddesinde yer alan eğitimle ilgili kısım hem de İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi`nin 10. maddesindeki düşünce ve ifade hürriyeti ilgili kısım hepsi birlikte değerlendirildiğinde Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer için hukuk dışı tavır sergilendiği açıkça görülmektedir.Parasız eğitim istemek nasıl bir suçtur ki bu gençlerimiz 19 aydır tutuklu kalmışlardır. 19 aydır yargılanmaktadır. Bu bir suç ise Başbakan’a sesleniyorum: Eğitim parasız olsun.
Sayın Başbakan’ın sayesinde ülkede “ileri demokrasi” söylemi aldı başını gidiyor. Başbakan açıyor ağzını “İleri demokrasi”, yumuyor gözünü “ileri demokrasi”. Daha ileri, daha yeni bir demokrasiye geçtik havasını halka pazarlamaya, yutturmaya çalışıyor. Oysa gelinen noktada görünen gerçek şu ki, bu ülkede parasız eğitim isteyen gencecik insanlar özgürlüklerinden, eğitimlerinden mahrum ediliyor. Milletvekili seçilmiş Sayın Mustafa Balbay ve Sayın Mehmet Haberal tahliye edilmeden yargılanıyor. Hoşuna gitmeyen kararlar çıktığı zaman yargıyı topa tutan Sayın Başbakan kendisine “parasız eğitim istiyoruz” diye haykıran gençlerin seslerine yanıt dahi vermeyebiliyor. Gazetecisi, askeri, öğrencisi muhalif olan sesleri üzerinde baskı kurduğu yargı ile susturmak isteyen bir demokrasinin ileri olduğundan söz edilemeyeceğini Sayın Başbakan’a duyurmak gerekmektedir.