Bilinen fıkradır ama daha güzelini bulamadığımız için tekrarlıyoruz, affola!
?Köylü, pazarda satamadığı kazını şalvarının içine saklayıp sinemaya girer.
Yanındaki koltukta bir kadın oturmakta ve elindeki külahtan fındık yemektedir.
Fındığın kokusunu alan kaz, şalvardan kafasını çıkarıp fındıktan bir tane kapar.
Kadın feryat etmeye başlayınca, film durdurulur, ışıklar yakılır ve görevliler, kadının yanına gelip ne olduğunu sorarlar! Kadın şaşkınlık içinde;
?40 yıllık çaçayım, her türlüsünü gördüm ama fındık yiyenini ilk defa görüyorum? der ve bayılır??
17 yıllık AKP döneminde, her türlü usulsüz ?Görevden almayı? gördük!
25 yıllık Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek gibi bir politika ustasının ?şıp? diye alındığını gördük.
Gençliğinde onu muhallebi ile besleyen Kadir Abi de ?tak? diye alındı, uçtu gitti!
Kimi sustu gitti, kimi direndi gitti, kimi ağladı ama yine gitti!
Bakanlardan biri, habersiz ihale yaptığı için, evire çevire dövülüp, alındı!
Dört Bakandan üçü, istifa emrini yerine getirerek kendi kendilerini görevden aldılar! Dördüncüsü, ?ben niye istifa edeyim, o etsin? dedi ama tokatı yiyince
o da gitti!
Bunların hepsi bir yana, Genel Seçimden birinci parti olarak çıkan AKP Genel Başkanı- T.C Başbakanı olan kişi, Başbakanlıktan alındı ve ağzını bile açamadan köyüne postalandı!
Bunların hepsini gördük, görmesine de şimdi anlatacağım gibisini görmedik!
Üç dönemdir ERDEK Belediye Başkanlığı yapan Hüseyin Sarı, 10 gün sonra yapılacak seçimlere CHP Adayı olarak katılacak!
Fakat o da ne? Hüseyin Sarı halen görev yaptığı Erdek Belediye Başkanlığından dün alınıverdi!
Hatırlarsınız, bir seçimde dönemin Başbakanının sesi kısılmıştı. Sesi, Arap Bacının sesi gibi çıkıyordu!
Başkan da bir seçim konuşmasında, gırgır olsun diye ?Ablam böyle istedi? demiş! Gülünüp geçilecek bu şaka için mahkemeye verilen Başkana, tarafsız-bağımsız yerel yargı tarafından 11 ay 20 gün ceza verilir. Yargıtay da cezayı onayınca, İçişleri Bakanlığı tarafından seçime 10 gün kala görevden alınıverdi.
Normali ne idi? İçişleri Bakanlığı, 10 gün daha bekler ve seçimden sonra yapacağını yapardı! Ama AKP´de normal bir şey yok ki!
Peki, Hüseyin Başkan seçime katılabilecek mi? Tabii ki katılacak!
Kazanacak mı? Eskiden aldığı oydan fazlasını alarak kazanacak!
Sonra da görevine geri dönecek?
İyi de neden böyle saçma, antidemokratik bir karar verildi?
Kimsenin kabahati yok, kabahat sistemde kardeşler!
Çabuk iş yapılsın, sıkıntılar bitsin, bir daha koalisyonlar olmasın diye Başkanlık sistemine geçtik! Partiler, şimdi tuvalete gitmek için bile koalisyon kuruyorlar.
Bahçeli bile ?En büyük Reyiz, başka büyük yok? diye bağırıyor!
Artık her işten Başkan sorumlu! Ama delikanlıyı rahat bırakmıyorlar ki!
Zırt diye bir Danıştay kararı çıkıyor, ?Milli Andımızı okutun? diye karar veriyor, adamın sinirini hoplatıyor.
Havaalanı yaptırıyor ama bir türlü taşınamıyor!
Baraj yapıyor, barajın gövdesi çatlıyor!
Televizyonlara emir veriyor, yine de kendisine muhalifleri ekrana çıkarıyorlar!
Ankara elden gitti, İstanbul gitmek üzere, İzmir zaten kayıp!
Adana, Bursa, Antalya da gitti gidiyor.com gibi! Beka da yakında gidecek!
Yeni bir sistem bulmak gerek!
Ne bu böyle yahu!
TBMM, Bakanlar, Yargıtay, Danıştay, Genelkurmay Başkanı, Hakimler, Savcılar.
Bir ordu gibi insan! Nerede çokluk, orada b.kluk yahu!
Nasıl bir sistem olmalı?
Öyle bir sistem olmalı ki adı ?ben ne istersem o olsun sistemi? olsun.
Hakim de Savcı da Gardiyan da Polis de Bekçi de sadece ben olmalıyım!
Mesela ben, Ankara´nın adını değiştirip, Serdaroğlu Kenti yapabilmeliyim!
Hah işte böyle bir sistem isterim yahu!
Yemişim demokrasiyi de bana yaramayan sistemleri de.
Ben varsam demokrasi var, gerisi faso fiso?
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Mart 2019
Rifat Serdaroğlu