Sevgisini yüreğimizde büyüttüğümüz büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün güzel kentimiz Bandırma’yı onurlandırdığı günün yeni bir yıldönümünde hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.
Atatürkümüzü çok seviyoruz, O bizim her şeyimiz. O’nun büyüklüğünü kelimelerle anlatmak tam olarak mümkün değil. Tüm ulusun kalbinde kolay kolay kimsenin erişemeyeceği çok özel bir yeri var.
Ulusumuz için yaptıklarına baktığımızda O bu yüce sevgiyi fazlasıyla hak ediyor. Karanlıklar içinde kalmış, umudunu yitirmiş, geleceğini kaybetmiş ulusumuzu çağdaş uygarlıkla tanıştırdı. İşgal edilen vatanımızı onurlu bir bağımsızlık savaşıyla yeniden geri alarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ulusumuza önderlik etti. En zor anlarda bile umudunu asla yitirmedi. Ulusumuza duyduğu sonsuz güven ve tüm dünyanın kabul ettiği dahi kişiliğiyle bizlere bugünleri armağan etti.
1976 yılında Unesco’ya üye 152 ülkenin tamamının imzaladığı belgede ATATÜRK şöyle anlatlıyor:
“ATATÜRK; ULULARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKILAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖZETMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU”
ABD Eski Başkanı Bill Clinton da 2000 yılında milenyum nedeniyle yayınladığı mesajda şöyle diyordu: “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.”
2000 de ABD Başkanına işte bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa Kemal’in, Devlet adamı Mustafa Kemal’in çok dışında bir Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal Atatürk bir Dünya Lideriydi… Atatürk ile simgelenen Türk Devrimi, hem karşı- emperyalist bir eylemin, hem de çağdaşlaşma ideolojisinin bir birleşimi olduğu için, dünyada ikinci bir benzeri yoktur.
Yokluklara rağmen, yedi düvele karşı Bağımsızlık Savaşı’nı kazanmış olan Atatürk’e göre yeni Cumhuriyet’in önünde asıl kazanılması gereken başka önemli bir savaş vardı; Yeni bir devlet, yeni bir toplum yaratma savaşı… O, bu zorlu savaşı da kazanmıştı…
Bu savaşı başarıyla kazanan Atatürk’ün ana çizgisinde Cumhuriyetçilik Laiklik Barışçılık Akıl ve Bilim vardır. Atatürkçü düşünce bu ana çizgiye ters düşmeyen bütün düşüncelere açıktır. Atatürkçü düşünce; siyasal, hukuksal, ekonomik ve kültürel alanda çağdaş bir Türkiye’yi amaçladığından, aynı zamanda bir Ulusal Modernleşme İdeolojisidir.
Bizler bugün yine O’nun izindeyiz. İlkelerinden ödün vermeden Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatacağız.
Bandırma ve Bandırmalılar için çok özel bir anlam taşıyan yeni bir 8 Ekim gününde O’na duyduğumuz özlemi daha derinden hissediyoruz.
Dilerseniz Atatürk’ün Bandırma’ya ilk gelişi olan 8 Ekim 1925 gününü kısaca hatırlayalım.
Mudanya’dan Ertuğrul Yatıyla yola çıkan ATATÜRK, saat 13;00’de Bandırma’ya ulaşmıştır Bandırma’lıların yoğun sevgi gösterileri ile karşılanan ATATÜRK, gemiden indikten sonra yaya olarak halkın arasından geçerek istasyonda hazır bulunan trene binmiştir. Trende Bandırma’dan gelen heyetleri kabul eden ATATÜRK, daha sonra Balıkesir’e hareket etmiştir.
O yıllarda küçük bir çocuk olan İlhan GEÇER o günle ilgili gözlemlerini şöyle anlatıyor:
Yediden yetmişe herkes sokaklara döküldü. Gazi Paşa’yı getirecek gemi uzaktan görününce heyecan ve sabırsızlık son haddini bulmuştu. Az sonra Mustafa Kemal Paşa rıhtıma indi. Kendisini karşılamaya gelenlerin hatırını soruyor, ağır adımlarla şehre yürüyordu.”
Atatürk bir yandan Bandırma’lılarla sohbet ederken bir yandan da şehri dikkatle inceliyordu. Kurtuluş Savaşı’nda iki yılı aşkın bir süre işgal altında kalan Bandırma’nın, yangın sonrasından izler taşıyan halini gördükten sonra, Bandırma’lılara şöyle seslenmiştir:
“Milletimiz çalışkandır. Bu fazileti taşıyan Bandırma’lıların şehirlerini imar edeceklerinden, halen barut ve is kokan bu beldeyi mamur hale getireceklerinden asla şüphe etmiyorum.”
Bandırma’lılar, tıpkı büyük Türk Ulusu gibi, Atatürk’ün bu güvenini boşa çıkarmamışlardır. Cumhuriyetle birlikte başlatılan atılımlarla yurdumuzun her bir köşesi şantiye haline gelmiştir.
Bandırma da gerçekleştirdiği atılımlarla, yaralarını kısa sürede sarmıştır. Bandırma’lıların çalışkanlığı ile o günlerin harap görünümlü kasabasından günümüzün çağdaş kenti yaratılmıştır. Bandırma’yı daha çağdaş, mükemmel bir kent yapmak için bizler de var gücümüzle çalışıyoruz. Amacımız, sorunlarından kurtulmuş, kent yapısıyla, sosyal donatı alanlarıyla, mutlu insanlarıyla ATATÜRK’ün özlemini duyduğu çağdaş bir kent yaşamını halkımıza sunmaktır. Bu amaca yönelik projelerimizi birer birer yaşama geçiriyoruz.
Burada, Bandırma’nın bugünkü durumuna gelmesinde katkısı olan, sağladıkları hizmetlerle bu sürece katkı sağlayan tüm yöneticilerimize de teşekkür ediyorum. Hizmet ve çağdaş bir kent oluşturma kararlılığımız bundan sonra da sürecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, yeni bir 8 Ekimde daha aramızda hissettiğimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aziz hatırasının önünde saygıyla eğiliyor, hepinizi en içten sevgilerimle selamlıyorum.