Belediye çalışanlarından Oturma eylemi

Belediye çalışanlarından Oturma eylemi

Genel iş`e bağlı Bandırma belediye işçileri ülke gündemindeki Terörist baskılar ve Van depremi nedeni ile ara verilen eylemlerine yeniden başladı.
Belediye önünde devam eden eylemlerin bu günkü bölümünde Başkan Recep Kum tarafından okunan açıklama ardından oturma eylemine geçildi.
Belediye çalışanlarının örgütlü toplumu dağıtmaya yönelik çalışmaların özellikle Sosyal demokrat bir belediyenin proğramı ile örtüşmediği vurdulanarak, İlk seçimlerde bunun rövanşı masaya yatırılacağı belirtildi.
Konuşma ve sloganların ardından oturma eylemine geçen işçiler öfkeli ve kırgın dı.
İşçiler Belediye açısından Kurban bayramı öncesi kendilerinin kurban edildiğini iddia ederken, Birlik ve bütünlüklerini bozarak eyleme iştirak etmeyen arkadaşlarına da sitem etmeyi ihmal etmediler.
Başkan Kum 178 çalışanın bulunduğu belediye de 80 işçi ile eylem yapılmasının iç ve çalışma bütünlüğüne uygun davranış olmadığını vurgulayarak, ``Hiç kimsenin konumu garanti değildir, Örgütlü toplumların tek dayanagı birlik ve beraberlik içersinde hareket etmesidir, Çürük halkalar çözülme ve bitişin başlanğıcıdır.`` diyerek şunları söyledi.
Arkadaşlar basın açıklamamıza kaldığımız yerden başlıyoruz” 25 10 2011 tarihinde valiliklerde kurul oluştu” kurullar kararlarını vermiş olduklarını duyduk” ama valinin imzalamadığını öğrendik” bugün yarın işçilere görevlendirilecekleri yerler tebliğ edilecektir.



Duyumumuza göre” hayvancılık araştırma endüstüsü dediğimiz merinosa” yasa gereği Bandırma Belediyesinde işçiler öncelikle gitmesi gerekirken” Erdek belediyesinden 35 işçinin gideceğini öğrendiğimizde şaşırdık” Yasa gereği” öncelikler işçilerin bulundukları yerlerdeki kamu kurum ve kuruluşlara gönderileceği yazmaktadır.



Yine siyasi irade devreye girerek tarafında olduğu kişileri merinosa gitmelerini sağlamışlar” valilik nezninde devreye girerek yasa çıkarıcıları yasayı çiğnemişlerdir.



Bizlerde ÖNCELİKLE” Bandırma Belediyesinde” ve Erdek belediyesinde” sürgüne gönderilen işçi arkadaşlarımızın” gönderilmemesi adına” yaptığımız basın açıklamalarımızda” yasanın doğru uygulanmadığını” dilimizin döndüğünce” bugüne kadar devamlı ifade ettik” bundan sonrada ifade etmeye devam edeceğiz.



Tabii ki bu sürgün yasasının” mimarı AKP hükümetidir” AKP li Belediyeler de” bu sürgün yasasını” yasaya uygun olmadığı şekilde uygulamalarına devam etmekteler.



Bizim sıkıntımız CHP li Belediyelerin öteden beri karşıymış gibi görüşünde bulunmaları” sonra da karşı olduğu yasayı uygulamalarıdır” ve uygulamalarını etik ve doğru olmadığını” ve CHP yede yakışmadığını söylüyoruz.



Biz diyoruz ki” Türkiye genelinde işçi ve emekçi kesimin den” bakan milletvekili ve yerelde de meclis üyelerimiz vardır.



Milletvekillerimizin torba yasanın uygulanmaması için” öncelikle Namık HAVUTCA nın” kesinlikle mücadele ettiğine inanıyoruz.



Ancak CHP genel merkez genel Başkanı Kemal KILIÇTAROĞLU” kendi partisinin Belediye Başkanlarına” ihtiyaç fazlası işçileri göndermeyin” talimatı vermediğini çok net bilmekteyiz.



Aslında burada sıkıntı” CHP genel Başkanındandır. Kendi iç sorunlarını çözemediklerinden” muhal esef faturayı da işçi sınıfı ödetmektedirler.



Aynı şekilde” Bandırma Belediyesinde de aynı sorun vardır” Belediye Başkanı Sayın Sedat PEKEL de” Basından söylediğine göre” sadece Müdürlerle yaptığı toplantıda” ihtiyaç fazlası adı altında” 23 işçiyi belirlediklerini söylemesinden sonra meclis üyelerinin sıkıntıya girdiğine ve karşı olduklarına inanıyoruz.



Sadece karşı olmak” veya sıkıntıda olmak” bizim için çok fazla bir şey ifade etmediğini” yanlışın neresinden dönülürse kardır misali ile devreye girmeleri bu yanlıştan biran önce dönülmesi gerekmektedir.



Ve hale süremiz olduğunu söylüyoruz”valiliklerin atama yazısından sonra 5 gün içinde belediye yönetimi yazıları geri çekebilir.



Ve Bandırma Belediyesinde 23 kişinin belirlenmesinde” Meclis üyelerinin haberleri olmadığı için” müdahale edemediklerini de biliyoruz”



Bizim bundan önceki basın açıklamamızda söylediğimiz şudur” CHP genel merkezi” kendi belediyelerine yasayı uygulamayın talimatı vermediğinden.



Belediye başkanları da” meclis üyelerinden ihtiyaç fazlası personel belirlemesini saklayarak” çok gizlilik içinde müdürlerle yaptıkları toplantılarda belirlediğini” basın aracılığı ile söylemiştir.



Tabii ki en fazla zor duruma düşen” emek ve emekçi kesiminden olan” meclis üyesi ve milletvekili olan arkadaşlarımızdır.



23 kişiyi belirlenmesinde meclis üyelerinin haberleri olmadığından” yasanın uygulanmaması için” mücadele edip faydaları olmadıklarını söyledik” eyer haberleri olsaydı kesinlikle faydalı olurlardı düşüncesindeyiz”



23 kişinin gönderilmemesi ile ilgili” haberleri olmadığından milletvekillerimiz ve Belediye meclis üyeleri yardımcı olamamışlardır” bu konuda kendilerinin de üzüntülü olduklarını değerlendiriyoruz.



Biz şunu daha önceki basın açıklamalarımızda söyledik” uygulanan yasa ile ilgili milletvekillerimizin ve Belediye meclis üyelerinin suçu günahı vardır” demedik.



Etkili olamamalarının nedeni de” Belediye Başkanı Sedat Pekel, in” müdürlerle ihtiyaç fazlası yasayı kullanarak belirlediği işçileri” Meclis üyelerinden habersice belirlemesinden kaynaklandığını” ve bu anlamda faydaları olamadığını ifade ettik.



Milletvekillerimizin de” CHP Genel başkanının” Belediyelerine ihtiyaç fazlası işçi yasasını uygulamayın talimatı vermediği için de” milletvekillerimiz sıkıntıya girmiş olduklarını çok iyi bilmekteyiz.



Burada bu yasanın uygulanmasında” öncelikle sorumlu bu yasayı çıkartan AKP Hukümettir” sonrasında da” CHP genel Başkanı” ve Belediye Başkanlarıdır.



CHP ilçe Başkanının dediği gibi” ihtiyaç fazlası işçileri belirleme konusunda” Yerelde Bandırma Belediye Başkanın tasarrufudur” dediğini de biliyoruz.



Bandırmada meclis üyeleriyle yaptığımız görüşmede” çok üzgün olduklarını GÖRDÜK” bilgilerinin dışında bu 23 kişinin belirlendiğini de bize ifade etmişlerdir.



Başkanımız Sedat PEKEL de” bu 23 kişiyi belirlemek için” meclis üyeleriyle toplantı yapsaydı” kesinlikle bu 23 kişiyi belirleyemezdi” bunu başkan Sedat PEKEL çok iyi bildiğinden



Ve meclis üyelerinin çoğunluğu karşı çıkardı” bunu Başkan Sedat PEKEL çok iyi bildiği içinde” ne sendikaya” ne meclis üyelerine” haber vermeden sadece müdürlerle yaptıkları toplantıda” 23 kişiyi ihtiyaç fazlası işçi belirlediğini biliyoruz” zaten kendiside basın aracılığı ile söylemektedir.



Kısacası CHP genel başkanının” kendi Belediye başkanlarına” ihtiyaç fazlası işçileri valiliklere bildirmeyin diye” kesin talimat vermediğini de biliyoruz.



Bandırma Belediye Başkanımız Sedat PEKEL in” sendikadan ve meclis üyelerinden habersizce” bu 23 kişi belirlendiğinden” tepkimiz sadece CHP genel Başkanına ve Belediye Başkanlarınadır.



Bandırma Belediye Başkanımızın dediği” Erdek Belediyesi 83 kişi belirlemiş” ben biraz daha insaflı davrandım demiştir.



Aslında benim belirlediğim ihtiyaç fazlası işçi 60 kişiydi ama biz bu rakamı 23' e düşürdük diye söylediğini basından okuduk.



Sayın Başkanım Sedat PEKEL” Erdek Belediyesi AKP li bir Belediye dir.

Ne kadar sorunlu gibi gördüğü kişiler varsa” yasaya göre uyarlayarak” ihtiyacım yoktur yasasına göre” isimlerini kaymakamlığa vermişlerdir.



Peki, bende buradan soruyorum” biz emekçi kesimi kime inanacağız” kime güveneceğiz” hangi siyasi görüşün arkasından inanarak gideceğiz.



CHP ilçe Başkanı Sayın Ercan AKYAZAR a olan tepkimiz” kendisiyle torba yasa yürürlüğe girmek üzereyken” kendisini makamında ziyaret ettik.



Kendisini ziyaretimizde İhtiyaç fazlası işçi belirleyeceklerini bize SÖYLEMEDİ” ve muhabbeti dâhil yapılmadı” bizde gönül rahatlığı ile” Bandırma belediyesi ihtiyaç fazlası işçi belirlemeyecek diye” basın açıklaması yaptık keşke yapmasaydık.



Bize kendisinin dediği” biz parti olarak insana insan gibi değer veren bir anlayış içindeyiz demişti” bizde insana insan gibi değer veren bir anlayışın” sürgün yasasını uygulayacağını düşünemedik diyoruz.



14.Eylül 2011 tarihinde yasanın uygulanacağı son gün” Bandırma Belediyesinin 23 tane işçi arkadaşı” ihtiyaç fazlası olarak kaymakamlığa verildiğini öğrendik.



Sonra CHP ilçe Başkanını telefonla arayarak” kendisi ile görüşmemiz gerektiğini söyledik” kendisiyle o gün görüşme olanağı sağlayamadık.



Ertesi günü de kendisini aradığımızda” görüşme teklifimizi kabul etti” yaptığımız görüşmede Bandırma Belediyesinin 23 kişiyi belirleneceğinden haberi olduğunu öğrendik.



Ve sonra ihtiyaç fazlası işçi belirlemesinde” hiçbir meclis üyesinin haberi olmadığını da öğrendiğimizde” CHP li Belediye meclis üyeleriyle birlikte” toplantı yapmak için meclis üyelerini partiye çağırıp görüşmek istediğimizi CHP ilçe Başkanına söyledik.



Belirlenen 23 kişiyle ilgili meclis üyeleriyle görüşelim onlarında bilgisi olsun istiyoruz dedik.



Belediye başkanı Sayın Sedat PEKEL meclis üyelerine 23 kişiyi söylemediği için” en azından sonradan da meclis üyeleri” bize gelip niye söylemediniz demesinler diye Meclis üyeleriyle toplantı yapalım dediğimizde”



İlçe Başkanı Ercan AKYAZAR tamam dedi” ama sonrada kimseyi toplantıya çağırmadı” bize de bu konuda bilgi verme” gereği bile duymamıştır.



Devamında” sorunlarımızı sayın vekilimizle Namık HAVUTCA ile paylaştık” vekilimiz orada” BAŞKAN Ercan AKYAZARA dönerek” hemen Sedat PEKEL ile bu konuyu yeniden görüşelim dedi” ama neticede görüşme yapıldı mı” yapılmadı mı” bilmiyoruz” çünkü bize bilgi verme gereği bile duyulmadı.



Bizler işçi sınıfı olarak” CHP nin önünde Basın açıklaması yapmamızın nedeni” CHP İlçe başkanının bize karşı çok duyarsız olduğu” ve sürgüne gönderilecek işçileri bildiği halde” bizden ve CHP li meclis üyelerinden sakladığı içindir.



Kendisine bundan dolayı tepkimizi sunmak adına” basın açıklamamızı CHP önünde yapma gereği duyduk.

Bu zamana kadar yaptığımız basın açıklamalarımızı doğru yerde” her zaman doğru zamanda yaptığımıza inanıyoruz.



Aslında ben ve tüm belediye personeli Sedat PEKEL in içindeki insan sevgisini ve insana verdiği değer olduğunu düşünüyoruz.



Bu 23 kişiyi valiliklere gönderdiğini” kendisi söylemekte” ama” eğer bu listeyi geri çekmez ise” ilerleyen günlerde keşke göndermeseydim diyecektir.



Çünkü çok üzüleceğini ve pişman olacağını kendisini tanıdığımız için biliyoruz.



Çünkü gönderilen işçilerin çok hak kaybı olacaktır” çocuklarının geleceğinin teminatı olan” kıdem tazminatı üçte bire düşecektir” sözleşme hakkı kalmayacaktır.



Bizde buradan şu sözü vermek istiyoruz” bu 23 kişinin listesi geri çekilsin” bizlerde işlerimizi” ve” yaptığımız işlerin iş gücünü artırarak” ve çok çalışacağız” sizlere göre sorunlu olan kişilerin” disiplinde işlediği suça göre ceza verelim diyoruz” ama sürgüne gönderme cezası vermeyelim diyoruz.



Eğer işten atmaya varan suç işlendiğinde de” gereğini yapalım” Ama Yeter ki size göre” sorunlu gibi gördüğünüz arkadaşları” sürgünle cezalandırmayalım” ve sürgünü durduralım.



Bu sürgüne dur diyelim” sürgüne gönderilmek istenen kişilerin” çocuklarının geleceğini karartmayalım.

Şu ölümlü dünya da” bugün varsak yarın yokuz” bizim bu dünyadaki yaptığımız görevler son bulduğunda.



Bizim için güzel şeyler söylensin” ve yaptıklarımızla övünelim” yaptıklarımızla pişmanlık duymayalım” Sayın başkanım ve meclis üyelerimiz.

Çünkü karşımızda öyle bir hükümet var ki işçi ve emek cephesine saldırılarına hız vermiştir.

Çalışan emekçi kesiminin” iş güvenliğini ortadan kaldırmak” esnek çalışmayı yaygınlaştırmak” emekçinin ücretini kendileri belirlemek” kölelik sisteminin zeminini hazırlamaktadırlar.



Hükümet emek cephesine saldırılarına aralıksız sürdürmeye devam etmektedir. Öncelikle işçi kesimine saldırmaktadırlar.



İşçi kesimini hallettikten sonrada” 657 sayılı yasaya saldırmaya devam edeceklerdir.



Ve arkasından diğer kamu kuruluşlarında çalışan emekçilere de saldırılarıyla hız vereceklerdir.



Çünkü Türkiye emek cephesi” bunun içinde işçi” memur” özel sektör” çalışanları olarak” bir araya gelip” sınıf dayanışmasında olamadığımızı hükümet fırsata dönüştürmek istemektedir.



Bizlere yapılan haksızlıklara karşı” bir dur diyebilsek” hep birlikte bu yasalar yanlış diyebilsek” ortada yanlışların kalmadığını hep beraber göreceğiz.



Bu nedenle de işverenler” sınıf dayanışmasında olamadığımızı gördüklerinden” bize göre insana uymayan” yasaları hiç korkmadan çıkartmaya devam etmekteler.



Mezarda emeklilik” SSK hastanelerin birleştirilmesi” norm kadronun yasallaşması” torba yasanın çıkması” yasal hale getirilerek” uygulanırlığına başladılar.



Kıdem tazminatını da fona aktarılmasını” hızlı bir şekilde yasallaştırılmaya çalışılmaktadır.



İşçinin tek iş güvenliği olan” Bu kıdem tazminatının fona aktarılması” sadece genel iş sendikası üyelerini ilgilendirmiyor” tüm kamu kuruluşlarını” ve tüm özel sektörde” ve taşeronlarda çalışanlarını tümüyle ilgilendiriyor” ve bu işçinin iş güvenliği bitirme yasasıdır.



İşverenlerin istediği” her işçiyi kapının önüne koyma yasası dır arkamızdan hızlı bir şekilde gelmektedir” bunun adı da kıdem tazminatının fona aktarılmasıdır.



Bu yasa” tüm işçi kesimini ilgilendirdiği için” hep birlikte bu yasaya karşı” sınıf dayanışmasında hareket ederek” karşı koymamız mutlaka gerekmektedir.



Kıdem tazminatının fona aktarılmasından önce” Bu torba yasanında” 50 bin işçiyi” işinden ve iş yerin den gönderme yasası olduğunu” Bu nedenle de bu yasaya” sürgün yasası diyoruz.



İşçilerin hangi kritere göre tespit edileceği” aslında yasada bellidir” yasa norm kadro üzerinde ihtiyaç fazlası işçileri belirle derken” yasa uygulayıcıların yasayla alakası olmadığı şekilde uygulamaktalar.



Eğer böyle bir tasarrufa gidilecekse” işçilerin norm kadro eksiği bulunan belediyelere atanmasını niye yapmıyorsunuz.

Veya işçi sendikasının olduğu” kamu kurumlarına niye göndermiyorsunuz” niye işçileri işçi sendikasının olmadığı kurumlara niye gönderiyorsunuz.



İşte burada bu hükümetin amacı bellidir” amaç işçinin elinden kazanılmış sendikal hakkları almaktır” iş güvenliklerini sona erdirmektir” bunun başka amacı yoktur.



Ayrıca yapılacak tasarruflarda” işçilerin rızasının dikkate alınması gerekmez mi?



İhtiyaç fazlası olarak” belirli yerlere gönderilen işçilerin” bu karara itiraz etmelerinin önünde yasal engel yoktur denilmektedir.



Bize göre de yasa yasaya aykırı uygulandığından dava açma hakları vardır” çünkü ihtiyaç fazlası olarak gönderilen işçiler kesinlikle ihtiyaç fazlası işçi değildirler.



İhtiyaç fazlası belirlenen işçiler” siyasi görüş farklılığı olan kişilerdir” veya almış oldukları maaşlarının yetmediğinden maaşında birden fazla icrası olanlardır” veya işverenlere göre sorunlu olan kişilerdir.



Veya bunların içinde emekliliği gelmiş olan kişilerinde olduğunu duyuyoruz.



Peki, çıkan yasa bunumu demek istiyor” bunlarımı ihtiyacım yoktur diye belirle” sürgüne gönder diyor.



Aslında bu yasanın çıkış nedeni farklı” uygulama şekli daha da farklı” Bizler yasa uygulayıcılarının” yasayı yasaya göre uygulamalarını istiyoruz.



Bu nedenle de bu yasaya” sürgün yasası diyoruz” Yasa bu haliyle önemli sorunlara yol açacaktır” bunu da hep beraber göreceğiz.



Belediyelerdeki bütün sorunların kaynağı olarak işçiler gösteriliyor.



Aslında Tek çözüm olarak da işçi sayısının azaltılması düşünülmektedir.



Peki, belediyelerde işçi fazlası varsa” neden hizmet alımlarına gidiyorsunuz” bizde bunu size soruyoruz” ve yanıtını da bildiklerini biliyoruz” ama söyleyemiyorlar.



Bütün işleri müteahhitlere yaptırmak istiyorlar” bu vesileyle kadrolu işçi sayısını azaltmaya çalışmak istiyorlar. 



Sonrada sözleşme ve yetki haklarımızı düşürmek ücretlerimizi kendileri belirlemek istiyorlar.



Belediyelerde” Belediye işçilerin 2 katı kadar hizmet alımıyla çalıştırılan işçiler var.



Bu düzenlemenin adil” kabul edilebilir hale getirilmesini istiyoruz.

Gönderileceklere bakıyorsunuz” 15 – 20 yıldır belediye de çalışmış” düzenini buna göre kurmuş” okula giden çocukları var” ve bunların düzenini bozacaksınız” düşünmeden bunları başka yerlere göndereceksiniz.

Peki şunu da çok merak ediyoruz” Bandırma Belediyesinde ihtiyacım yoktur dediğin işçiler” ya gitmeyi kabul etmezlerse” yasa gereği de 4857 nin17. maddesini  uygulamanız gerekmektedir” bu madde de ihbarlı kıdem tazminatıdır.

Varsayalım bu 23 kişiden” 13 kişi gitmeyi kabul etmedi” ben tazminatımı istiyorum dediğinde” bir ay içinde nasıl kıdem tazminatlarını vereceksiniz.

Çünkü yasa açıktır” valiliğin belirlediği yere 5 gün içinde işçi gitmezse valiliğin ataması iptal edilir” işverende 4857 nin 17. maddesini uygular demektedir.

4857 nin 17. maddesi de ihbarlı kıdem tazminatının verilmesi maddesidir.

Ve buna rağmen verdiniz kıdem tazminatlarını gitmeyenler çıkardınız” sonra ne olacak” ekonomik anlamda sıkıntıya gireceksiniz” Bir taraftan da tasfiye işlemini yapacaksınız” ama bir taraftan da şirket üzerinden işçi alıp” belediyeleri şirket işçileriyle doldurup kadrolu işçiyi azaltacaksınız.

Sendikal gücü bitirerek emekçi kesimini istediğiniz gibi sömüreceksiniz.

Hem kadrolu işçiyi” hem şirket işçisinin kanını emeceksiniz” sömüre bildiğiniz kadar” sömüreceksiniz” kölelik sistemini geri getireceksiniz.

Bunlar özellikle” haktan hukuktan bahseden” emeğe sahip çıktığını dile getirip” bu beyanları ile takiyye yaptıklarını” kendi kendileriyle çeliştiklerini görüyoruz.

Biz biliyoruz ki” Tekel işçileri ile gidip Ankara'da günlerce onları savunanlar.

Geçmişte buna karşı çıkan zihniyet” şimdi aynısını kendisi yapıyor olması”  bizi görüş olarak şaşırtmıştır.

Bu kanun çıkartılırken” özellikle taşrada ki belediyeler” taşradaki nüfus göçünden dolayı” ilçelerin ve ilin nüfusunun azalmasından dolayı” geçmişte kadrolu olarak işe başlayan işçilerin” maaşlarını ödemekte sıkıntı çektiklerinden.

İller Bankasından aldıkları paylar” nüfusun azalmasından dolayı” doğru orantılı olarak” belde belediyelerin payı da azaldığından.

Bunlardan dolayı” buralarda çalışan işçilerde” maaş alma konusunda sıkıntı çektiklerinden” Orada ki çalışan işçileri de” başka kurumlara geçirilerek” maaşlarını düzenli alacaklar duruma getirmek istenmektedir.

Torba yasayı düzenlerken” minareyi çalan kılıfını hazırlar misali” böyle gerekçe adı altında düzenlenmiştir.

Amaç taşrada ki” Belediyeleri korumak” ve belediyeyi koruyarak” Belediye kaynaklarını arttırıp” vatandaşa hizmet kalitesini arttırmak gibi gösterilmektedir.

Ama arkasından da küçük Belde Belediyelerin kapatılması gelmektedir.

Biz işçi sınıfı olarak” sınıf dayanışmasında olamadığımızda” senin sorunun” benim sorunum” demediğimizden” haklarımıza yapılan saldırıların arkası kesilmeyecektir.

Genel iş sendikası bandırma şubesi olarak” Bandırma da bulunan tüm sivil toplum örgütlerine” derneklere” ve taşeron işçilerine” memurlarımıza” ve özel sektörde çalışanlara” sınıf dayanışması içinde olalım” sorunsuz bir dünya olması için hep birlikte mücadele edelim” bize yapılan haksızlıklara dur diyelim.

Sermayenin güçlenmesi işçi sınıfının zayıflaması demektir.

İşimize aşımıza ve bir birimize sahip çıkalım” birimiz hepimiz” hepimiz birimiz için” mücadeleye hep birlikte diyelim.

Zaten bu sınıf dayanışmasıdır” birlik ve beraberliktir” özüyle büyük bir aile demektir.

Diyerekten basın açıklamamızı burada bugün için bitiriyoruz” buraya gelip sorunlarımızın çözümü için bize destek veren” tüm sivil toplum kuruluşlarına ve sendika yöneticilerine” ayaklarına ve yüreklerine sağlık herkese teşekkür ediyoruz.

Emeğin ve emekçinin yanında olmak isteyen” tüm sivil toplum örgütlerini” ve sınıf dayanışmasında olmak isteyen herkesimi” tüm işçi sınıfını” özel ve kamuda çalışanlar” bu sorunlar yarın beni de ilgilendirecek diyenleri bekliyoruz.

Veya yarın” bende böyle sorunlarla karşı karşıya kalabilirim diyenleri” sınıf dayanışmasına bekliyoruz.

Bandırma şubesi olarak bandırma belediyesinden gönderilmek istenen 23 arkadaşımızla yaptığımız görüşme sonucunda sadece 3 kişi milli eğitime bağlı okullara gitmek istiyor.

Bunu yanında 20 kişi gitmek istemiyor” bu 20 kişinin kıdem tazminatını Bandırma Belediyesi nasıl verecek.

Müdürlerimiz başkanlığı bugüne kadar yanlış bilgilendirmişler” valiliğin atamasını kabul etmeyen işçi 4857 sayılı yasanın 17 maddesini sadece ihbar tazminatı vermek şartı olduğuna dahil yanlış bilgi verilmiştir.

Oysa yasa çok açıktır işveren işçiyi kıdem tazminatı vererek iş akdini fes edecekse ihbar süresi verme zorunluluğu vardır” ihbar süresi bitiminde de kıdem tazminatını vermek zorundadır.



dedi.