Tarih: 04.08.2012 18:46
``Birilerinin gözü işçinin cebinde``
Türk İş İl Temsilcisi Ahmet Demirer Türk-İş'in kuruluşunun 60'ncı yıldönümü nedeniyle bir açıklama yayınladı.
31 Temmuz 1952 yılında kurulan Türk-İş'in 60'ncı yaşına girmenin onurunu yaşadığını söyleyen Demirer Türk-İş'in 1950'ler Türkiye'sinde büyük zorluklar içinde inançlı işçi liderleri tarafından başlatılan yolculuğunun, işçi ve emek kavramlarının tanımlanmasında ve bunların toplumsal üretim içindeki konumunun belirlenmesinde birincil rolü oynadığını söyledi.
Emeğin hak ve çıkarlarının geliştirilmesi ve bu konuda toplumsal bilincin oluşturulması mücadelesinin tek adresi olan Türk-İş'in sosyal devlet anlayışının oluşması ve geliştirilmesi sürecinde zor ve meşakatli yolları inançla katettiğini kaydeden Demirer sendikanın kurulduğu günden bu yana emeğin, sermaye karşısındaki konumunun güçlendirilmesi mücadelesi verdiğini ve bu mücadele, sosyal haklara dayalı bir yönetim anlayışının yerleşmesi ve özgürlükler mücadelesinin bir parçası olduğunu hatırlattı.
Demirer şunları kaydetti: Türk-İş, emek ve demokrasi arasında sıkı bir bağ olduğunun bilincindedir. Türkiye ekonomik bakımdan büyürken, emeğin bu büyümeden hak ettiği oranda pay alması, ancak demokrasi içerisinde mümkündür. Türkiye'nin yaşadığı sosyal sorunlar demokratik değerleri içselleştiremeyen hükümet anlayışlarının ve sermaye gruplarının uygulamalarıyla ilgilidir. Sorunların çözüm yolu sosyal politika uygulamalarının yaygınlık kazanmasından geçmektedir. Sosyal hak ve özgürlüklerin yaygınlaşması aynı zamanda toplumsal barışın gelişmesi için de önemli fırsat yaratır. Türk-İş, ekonomik kalkınmanın dengeli bir toplumsal yapı ile birlikte sürdürülmesinin ülke açısından sadece maddi değil, manevi olarak dayanışma ve birliktelik gücü yaratacağına inanmaktadır. Sendikal hakların özümsenmediği, sosyal hak ve özgürlüklerin sermaye tarafından engellendiği ve hükümetlerin aynı anlayışı ısrarla hayata geçirmeye çalıştığı bir ülkede demokrasinin gelişmesi mümkün değildir. Hükümetlerin, sadece işveren çıkarlarını gözettiği bir ülkede toplumsal barıştan söz edilemez.
Çatışma değil, diyalog ve uzlaşma kültürünün hâkim olduğu bir ülkede, sorunların içindeki çözümler daha belirgin hale gelecek, mücadelenin içinde varolan müzakere tohumları böyle bir ortamda yeşerme imkanı bulacaktır.
Türkiye'nin bugün kıdem tazminatı başta olmak üzere işçi hareketinin zaten kısıtlı olan temel kazanımlarına göz dikildiği bir süreçten geçtiğini, bu sürecin toplumda gerilimleri artıracak yeni sosyal çatışma alanları yaratarak ülkenin huzurunu daha da bozacak tohumları içinde barındırdığını ifade eden Demirer Türk-İş, emeği ve kazanımlarını göz ardı eden, sadece sermaye kesiminin çıkarlarını yansıtan arayışlara karşı her türlü mücadeleyi verecektir. Türk-İş'in, 60 yıllık tarihi, aynı zamanda Türkiye İşçi Sınıfı tarihidir. Türk-İş, mücadelelerle dolu onurlu geçmişini, temsil ettiği kitlenin ve emeğe gönül verenlerin duyarlılığı ve mücadele azmine borçludur. Aynı duyarlılık ve mücadele azmi, bugün karşı karşıya bulunduğumuz ağır sorunların emek lehine çözümlenmesinde de aktif hale gelecek ve insan onuruna yakışır bir yaşam kültürü ülkemize egemen olacaktır. Hiç kuşkusuz, emeğin hak ve kazanımları, 19 yüzyılın köhnemiş anlayışlarına terk edilmeyecektir. Türk-İş bundan böyle de daha çok demokrasi, barış, özgürlük, ekmek için mücadelesine devam edecektir. Kuruluşumuzun 60'ncı yılının başta Türk-İş topluluğu olmak üzere tüm çalışanlara ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Türk-İş'i kuran ve bugünlere getiren tüm emekçilere teşekkürü bir borç biliyoruz dedi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —