“Bandırma Kültür Platformu” üyesi Sebahattin Pıravadılı, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen Bandırma Haydarçavuş Çeşmesi için Büyükşehir’in medya kuruluşlarına gönderdiği basın açıklamasının tarihsel hatalarla dolu olduğuna dikkati çekti.
Büyükşehir Belediyesi’nin, medya kuruluşlarına, “Haydarçavuş Çeşmesi’ne Büyükşehir’in eli değdi” başlığıyla servis edilen haberi şaşkınlıkla karşıladığını vurgulayan Pıravadılı, “Demek ki, Bandırma’nın tarihi hakkında hiçbir bilgiye sahip değiller” diye konuştu.
Pıravadılı, “Büyükşehir, çeşmenin tarihini ne yazık ki katletmiş. Bu yazıyı okusunlar ve Haydarçavuş Çeşmesi’nin gerçek tarihini öğrensinler” diyerek, şu bilgiyi verdi:
“Haydarçavuş Çeşmesi, Karesi Mutasarrıfı (Balıkesir Valisi) Ömer Ali Bey tarafından, Haydar Çavuş Vakfı’nın kaynakları kullanılarak, iskele meydanına, caminin yapıldığı tarihten 336 yıl sonra yaptırılmıştır.
Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan mermer çeşmenin kitabesi, Balıkesirli müderris ve şair Helvacızade Muharrem Hasbi Bey (1863-1914) tarafından yazılmıştır.
Çeşme, Haydarçavuş Camii’nin deniz yönünde, altıgen konumunda yapılmış. Caminin yönündeki üç yüzeyi büyük mermer bloklarla kaplanmış olup, deniz tarafında kalan kısmı ise oyma kabartma desenli, yarım silindirik 4 beyaz mermer sütunun diklemesine çerçevelediği 3 büyük yalak taşı bulunmaktadır. Günümüzde çeşmenin muslukları köreltilmiş, kullanılmaz durumdadır. Çeşmenin çatısının elden geçirilip, bakımının yapılması gerekmektedir.
--Çeşmenin yalak taşlarının üzerindeki boşluklarda, eski harflerle hazırlanmış yazıtlarda çeşmenin yapımı hakkında şu ibareler almaktadır:
‘Şahın şah-ı muazzam Abdülhamit Han’ın
Bu çeşme saye-i şâhânesinde dilnişin oldu.
--Büyük Hâkan Abdülhamit Han’ın sayelerinde,
Bu güzel çeşme hoşa gidip beğenildi.
--Garik-ib sebna-i Gufrân ola Haydar Çavuş yarap;
Vakfı bâis ihyâyı âşâr Güzin oldu.
--Allah, Haydar Çavuş’u rahmet denizinde yüzdürsün;
Yaşayan seçkin yapıtın doğmasına neden oldu.
Zebân hame-i Hasbi’den aktı bu cevherin tarihi,
Şu Âli çeşme-i rânâyı derin lütfu nevin oldu. 1922
--Dile gelen sözler Hasbi’nin kaleminden,
Yüce çeşmeden inci mücevher gibi aktı. 1906”
Sebahattin Pıravadılı, açıklamada, (--) dan sonra gelen mısraların,
günümüz Türkçesine çevrildiğini belirtti.