İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında yine çok sayıda iftar yemeği veriliyor, kentimizde. Ama bu yemeklerin büyük bir çoğunluğu, amacının dışında. Çünkü hep aynı yüzler, iftar yemeklerinde? Yemeklerde bulunanların yüzde 70-80`i aynı kişilerden oluşuyor. Oysa iftar yemekleri, gerçekten de ihtiyaç sahiplerine verilmeli. Ama nerede?
Bu bağlamda, belediyemizin girişimleriyle, eski stadyumun bulunduğu bölgede verilen iftar yemekleri de aynı. Belli iki mahallenin vatandaşları, zaten bu yerdeki yemek salonunu bir ay boyunca parselliyor.
Belediye yönetimi keşke radikal bir karar alarak, yıllardır burada, aynı şekilde süregelen iftar yemeklerine bu yıl son verseydi!
Gelelim, Ramazan davulcularına.
Şu gelişmiş çağda, artık kim, davul sesiyle sahura kalkıyor? Her çeşit iletişim araçlarının bulunduğu ülkemizde, gece yarısı davul sesine ne gerek var? Oruç tutmayan veya tutamayacak durumda olanları rahatsız etmeye hakkımız var mı?
Ülkemizdeki birçok kentte, davulcuların yasaklandığını okuduk, gazetelerde.
Darısı, Bandırma`nın başına!
Paşabayır Mahallesi ve Aşağı İstasyon mevkii sâkinlerinin çilesi bitmiyor.
Çelebi Bandırma Limanı, önceki yıllarda olduğu gibi, limandaki yükleme-boşaltma işlemleri sırasında ortaya çıkan tozuma ve çevre kirliliğiyle bu iki mahallede yaşayanların canlarına okuyor!
Oysa, Çelebi Bandırma Limanı yetkilileri, limanı devralacakları günlerde farklı konuşuyorlar ve alacakları önlemlerle bu iki mahallenin tüm yakınmalarına son vereceklerini söylüyorlardı. Eski yıllara göre değişen hiçbir şey olmadı.
Yok, yeni ekipmanlar, araç-gereçler almışlar da, falan-filân?
Ben, sonuca bakarım.
Paşabayır ve Aşağı İstasyon sâkinlerinin çilesi sürüyor mu, sürmüyor mu?
Tabii ki, sürüyor! Öyleyse!
Liman ile ilgili bir başka yakınma daha?
Bir taşeron firmaya bağlı olarak, asgari ücretle çalıştırılan 30`un üzerinde kadrolu ve 7 yövmiyeli işçinin, güvenli ve hijyen bir çalışma ortamından uzak bulunduğu öne sürülüyor. İşçilere, maske ve eldiven bile verilmiyormuş Soyunma odaları yokmuş. İşçilere ait çay ocaklarında sular akmıyormuş.
Bizden duyurması!
Pazar günü Haberturk Gazetesi`nde, Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Yalçın Düker`i hedef alan çirkin bir yayın vardı.
Aslında, hiçbir haber değeri taşımayan, özel yaşamın gizliliğine yönelik saldırıdan başka bir amaca(!) hizmet etmeyen bu yayıncılık, basın ilkeleri ve ahlâkına da aykırıydı. Dost, ahbap ortamında gerçekleşen küçük bir şakalaşmanın, saygın ve çalışkan bir başhekimin kariyerini zedelemeye yönelik kullanılmak istenmesini, üstelik sanki çok önemliymiş gibi manşetten verilmesini kınıyorum.
