Çevreciler ayakta

Çevreciler ayakta

Güney Marmara Dayanışma Grubu Ömerköy ve Yeşilçomlu’da

Güney Marmara Dayanışma Grubu, Bandırma’ya bağlı Ömerköy ve Yeşil Çomlu kırsal mahallelerinde yaşanan çevresel sorunlara tepki gösterdi.

ÖMERKÖY’DE DEREYE ZEHİR AKIYOR

Çevreciler, önce Ömerköy’e giderek, hayvan çiftliklerinin, atıklarını hiçbir arıtmadan geçirmeden Kuş Gölü’nü(Manyas Gölü) besleyen çayır deresine bırakmasına tepki gösterdiler.

Burada ilk konuşmayı Bandırma Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz yaptı. Geçtiğimiz günlerde, Bandırma’nın da içinde bulunduğu Güney Marmara’nın çevre sorunlarını gündeme getirmek amacıyla doğa dostları olarak bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Ergöz, şunları söyledi:

“Bu toplantıda, Bandırma’da kurulmak istenen Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratacağı çevre problemlerinin dile getirmek başta olmak üzere Güney Marmara’nın çevre sorunlarına müdahil bulunup, tepkilerimizi ortaya koymak için tüm doğa dostu kurum ve kişilerin katılabileceği Güney Marmara Dayanışma Grubu’nu kurduk. Bandırma Kent Konseyi’mizin de içinde bulunarak katkı sunduğu Güney Marmara Dayanışması’nda yer alan Ömerli Mahallemizin muhtarı Murat Karaca’nın çağrısıyla bugün, burada toplandık. Hangi muhtarımız, mahallesinin çevre katliamı için yardım talebinde bulunsa onun yanında olacağız. Erikli Mahallemizde Kurulu bulunan ve yaklaşık 3 bin büyükbaş hayvanı olan hayvan çiftlikleri, atıklarını herhangi bir arıtma işlemine tabi tutmadan, olduğu gibi Manyas Gölü’nü besleyen çayır deremize bırakarak, deremizi ve dolayısıyla gölümüzü kirletmektedirler. Hayvansal üretimin kontrolsüz atıklarının çevre üzerinde yaptığı en olumsuz etki, birtakım hastalık etkenlerinin kaynağını oluşturmasıdır. Hayvanlardan kaynaklanan bazı hastalık etkenlerinin doğada yaklaşık bir hafta ile üç yıl canlı kalabilmeleri, çevrede oluşacak kirliliğin çok uzun zaman etkin olabileceğini göstermektedir. Atık suların doğrudan araziye veya bir dereye boşaltılması son derece yanlış bir uygulamadır. Hayvansal atıkların doğrudan dereye salınması nedeniyle özellikle su yataklarında biriken nitrojen ve amonyak, ortamdaki balıkların yaşama olanaklarını önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Çayır deresi ve Manyas Gölü’ne gübre ile gelen organik maddelerin, çürümeleri sırasında oksijen kullanması nedeniyle su içi oksijen miktarları azalacak ve bu durum balık ölümlerine yol açacaktır. Ayrıca damdaki hayvanların yaydıkları koku, sıvı sızıntısı, çoğalmalarına neden oldukları sinek, böcek, haşere ve mikroorganizmalar, çevre ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Manyas Gölü ve çayır deresinden alınan sulama suyunun kalitesinin düşmesi civardaki tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu işletmenin yarattığı çevre kirliliğini protesto ediyor, konunun muhatabı işletme sahibinin deremizi ve çevremizi kirletmeye son vermesini istiyor, deremizin korunmasında sorumluluğu bulunan tüm resmi kurumların, çevremizi korumak adına bir an önce çözüm üretmelerini bekliyoruz. Çevre Marmara Dayanışması olarak her insanın hakkı olan temiz hava, temiz su, temiz toprak istiyoruz. Yaşam kalitemizin düşmesini istemiyoruz. Çocuklarımız ve torunlarımızla sağlıklı, mutlu, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmek istiyoruz. Havası, suyu, toprağı kirlenmiş, kanser ve meslek hastalıklarıyla boğulmuş, çevre suçu ve suçlusu yatağı olmuş, doğamızı katledenlerin cirit attığı ve sağlığını yitirmiş bir coğrafya istemiyoruz. Kirletilen deremize, toprağımıza, suyumuza, havamıza, kısacası çevremize ve doğamıza sahip çıkarak konunun takipçisi olacağız.”

Ardından konuşan Ömerli Mahallesi Muhtarı Murat Karaca, kalabalık çevreci topluluğuna teşekkür etti.

Bandırma Bisiklet Grubu’nun da destek verdiği eylemde yer alan mahalleli kadınlar, “Kirletilen deremiz nedeniyle tarım yapamaz duruma geldik. Bizim yaşama hakkımız yok mu?” dediler.