CHP'Lİ HAVUTÇA'DAN AKP'YE : SAMİMİ OLUN!

CHP

CHP'li Havutça, AKP'yi demokrasi ve özgürlükler konusunda tutarlı olmaya, samimi olmaya davet ediyoruz” dedi

Siirt`in Aydınlar İlçesinin ismi Tillo, Nevşehir Üniversitesi`nin isminin ise Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesini öngören yasa teklisi Meclis Genel Kurulu`nda kabul edilerek yasalaştı. CHP Balıkesir Milletvekili ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Namık Havutça kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerinde 1’inci madde üzerine CHP Grubu adına yaptığı konuşmasında hoşgörü vurgusu yaptı.

Balıkesir Milletvekili Havutça, Nevşehir`den sorumlu milletvekili Balıkesir Milletvekili olarak hoşgörünün, sevginin, saygının ve Türk tarihine mal olmuş öğretisiyle dünya hoşgörü tarihine geçen Hacı Bektaş Veli’nin adının üniversiteye verilmesini heyecanla karşıladığını söyledi. Havutça, “İncinsen de incitme, diyen, İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, diyen bir hoşgörü abidesinin bu Meclisinde gerçekten de insanın içini acıtan tartışmaları yaşayınca üzülüyor insan. Bakıyorum, ırkları tartışıyoruz. Bir hukukçu olarak bize hukuk fakültelerinde ‘Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar.’ deniyor. Irkları kazıyınız, altından insan çıkar. Hepimiz Adem`le Havva`dan gelmedik mi?” diye konuştu.

Konuşmasında AKP’li milletvekillerine seslenen CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, AKP’nin hoşgörüsüne örnekler verdi. “Size üç örnek vereceğim” diyen Havutça, şunları söyledi:

“Dünyanın hangi ülkesinde bir ibadethane 2 bin tane polisle korunarak yapılıyor? Mamak Tuzluçayır. Cemeviyle caminin birlikte yapıldığı projenizi polis, TOMA`lar orayı koruyor. Herhâlde dünya tarihinde bir ibadethanenin yapılmasını polisle koruyan tek ülkeyiz. Yine, ODTÜ`ye gittik. Orada ne oluyor? Baskınlar, TOMA`lar, gazlar. 2 bin polis ve TOMA`lar yolu koruyor. Ya, dünyanın neresinde bir yolun yapımı polisle, TOMA`yla korunuyor? Böyle bir şey olabilir mi? Hoşgörünüze örnek veriyorum: Yine, Gezi olaylarında o çadırlarında, ağaçların dibinde saz çalan, türkü söyleyen, kız arkadaşlarıyla, namaz kılanıyla, orada o insanların o demokratik taleplerini, özgürlüklerini çadırlarda yaşayan gençleri sabaha karşı basarak çadırların içerisinden boğarcasına aldınız. Ya, bunları izlerken hoşgörü adına konuşan milletvekili arkadaşlarımın birazcık yürekleri sızlamadı mı?”

Havutça, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Eleştirdi

Hoşgörüyü birlikte yaşatma çağrısında bulunan Havutça, 12 Eylül darbesinden sonra üniversitelerin susturulduğunu, sindirildiğini, toplumsal olaylarla ilgilenmelerinin olanaksızlaştırıldığını söyledi. AKP iktidarının aynı çizgiyi izlediğini ifade eden Havutça, şöyle konuştu:

“Sayın Abdullah Gül ‘üniversite hocalarının siyasete girmeleri serbesttir, bunların hepsini destekliyorum ama günlük kavganın içinde olmalarını çok doğru bulmuyorum. Türkiye`nin bundan zararı var.’ diyor. Yani siyasete girmeyen hocaların konuşması ve günlük toplumsal olaylarla ilgilenmesi istenmemektedir. Sayın Erdoğan ‘Eğer bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorlarsa onlara da yazıklar olsun’ diyor. Başbakan, ODTÜ öğretim üyelerine ‘Akademisyenliği bırakın, sokağa çıkın.’ çağrısı yapıyor. Yargı ele geçirilmeden önce de toplumsal olaylarla yakından ilgilenen ve açıklamalar yapan yargıçlara ‘Cübbenizi çıkarıp siyasete girin.’ çağrısı yapılmıştı.

“YÖK’ü Kaldırmak Zorundasınız”

Bu söylemler üniversitelerin varlık nedeniyle bağdaşmamaktadır. Siz gerçekten Türkiye`de üniversitelerin özerkliğini ve bağımsızlığını savunuyorsanız, dün muhalefette söylediğiniz gibi, YÖK`ü kaldırmak zorundasınız. Üniversitelerde gerçekten bilimsel üretkenlik var mıdır, özgür üniversite var mıdır? Bunları sorguluyor muyuz? Bilim üretimi var mıdır? Bugün dünyanın hangi demokratik, özgür üniversitesinde üniversite hocaları kendi rektörlerini seçemiyor, söyler misiniz bana? Yani, koskoca "profesör" titrini almış hocaların bulunduğu üniversitelerde üniversite hocalarımız rektörünü seçiyor, 5 tanesini getiriyor Cumhurbaşkanının önüne, Cumhurbaşkanı onlardan birini atıyor. Bu, utanç verici demokrasi adına. Okullarda birinci sınıf öğrencisi başkanını seçiyor ama bugün üniversitelerde üniversite hocaları rektörünü seçemiyor. Bunun neresi demokrasi, böyle bir bilimsel özerklikten bahsetmek mümkün müdür? O nedenle, üniversitelerin adını değiştirebiliriz, üniversitelerin adını Hacı Bektaş Üniversitesi yapabiliriz ama gelin, Türkiye`de gerçek bir hoşgörüyü, gerçek bir kardeşliği, gerçek bir demokrasiyi, gerçek bir adaleti getirelim.

“Paketlerden Her Şey Çıkıyor Ama Adalet Çıkmıyor”

Bu Parlamentoya bir sürü demokrasi paketi getiriyorsunuz, içinden her şey çıkıyor ama bir türlü adalet çıkmıyor bu paketlerden. Orada Balyoz davasından, KCK davasından tutuklu gazeteciler de tutuklu öğrenciler de... Maalesef, son olaylarda, üniversitelerde bir cadı avı başlatıldı. Üniversite öğrencileri üniversitenin dışında Gezi eylemlerine katıldı diye soruşturma geçiriyor Balıkesir Üniversitesinde. Ya, kardeşim, adam on sekiz yaşını geçmiş üniversite öğrencisi. Dışarıda bir yere katılmış, bir gösteriye katılmış. Siz bununla ilgili soruşturma açıyorsunuz. Bunun adın demokrasi değil, buradan demokrasi çıkmıyor. Demokrasi ve özgürlükler konusunda tutarlı olmaya, samimi olmaya davet ediyoruz.”