Tarih: 02.01.2013 12:17

Demokrat Gençlikten 2013 menifestosu

Facebook Twitter Linked-in




Ahmet Sarıgöl, Bandırma; il olmayı en çok hak eden ilçelerden biridir. Gerek sanayisi, gerek gelişmişliği, gerek ekonomisi bakımından çevresindeki ilçelerden hatta illerden kat kat ilerde bir şehir.

2004 yılında yapılan Türkiye`deki tüm il merkezleri ve ilçeler arasında yapılan sıralamaya göre, Türkiye`nin en gelişmiş 23. ilçesi.

Bandırma bu özelliği ile 33. sırada yer alan Balıkesir kent merkezinden 10 basamak önünde bulunurken bugün Büyükşehir yasası ile Balıkesir'in uydusu haline getirilmiştir.

Büyükşehir sınırlarının il sınırları ile pekiştirilmesi 900'ü aşan köy, 33 Beldenin tüzel kimliklerini ortadan kaldırmaktadır.

Bunun anlamı Mahalle muhtarlığına dönüştürülen köy ve beldelerde tasarruf hakkı yerel halka danışılmaksızın Balıkesir merkezinden yönetilmesidir.

Büyükşehir veya bütün şehir uygulaması konunun muhatabı olan halka sorulmamıştır. Bu hareket ve davranış anti demokratik bir tasarruftur.

Son seçimlerde oy vererek Ankara'ya gönderdiğimiz parlamenterler seçim meydanlarında bizlerden oy isterken ‘'köy ve beldelerinizi mahalle yapacağız'' demedi.

Bölgemiz de yaşam Köy - Kent ve Belde üçgeni olarak şekillenmiş insanlarımız gerektiğinde köyünde tarım ve hayvancılık ile yaşamını şekillendirirken, arta kalan süreçte de şehre inerek gereksinimini karşılıyor, Ev alıyor çocuk okutuyor.

Hakka sorulmaksızın yaşama geçirilen Büyükşehir uygulaması Balıkesir'in sosyal ve ekonomik yapısı ile örtüşmesi mümkün değildir.

Bu yasanın uygulanması ile tüzel kişiliği ortadan kaldırılan köy ve beldelerde yaşayan insanlar büyük mağduriyet içinde kalacaklardır.

Uygulama henüz hayata geçmediği için insanlarımız kendileri adına ne gibi yaptırımların içinde olacaklarını bilmemektedirler.

Bilinen bir tek gerçek vardır o da yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte köy ve belde tüzel kişilikleri mülkiyetindeki mera ve arazilerin birilerinin iştahını kabarttığıdır.

Aslında ülkede yapılmak istenen bireyin üzerindeki kıyafeti ters yüz yaparak yeni gibi gösterilmek istenmesidir.

Yapılanlar yeni değil aksine gelir dağılımındaki eşitsizliğin had safhalara çekilerek fakirin daha fakir, yoksulun daha yoksul kalması sağlanarak düşünmeyip itaat etmeye endeksli bir toplum yaratmaktır.

Bu noktada duyumlarımız o ki, Gönen Tahirova çiftliği EFES grubuna verilmiştir gerekçe ‘'Zarar''  Bandırma Limanı Çelebi grubuna verilmiştir gerekçe ‘'Zarar'' sadece bölgemizde el değiştiren kurumlar, bir elden öteki ele geçmesi ardından süratle kar etmeye başlamıştır.

Tarımsal planlama iflas etmiştir…

Sözüm ona büyük yatırımcı adı altında bölgeyi parselleyen Holding'ler mülkiyet hakkına tecavüz ederek torba yasa uygulamaları içinde yer alan ‘'Kamu yararı yatırım'' hakkından yararlanarak köylünün malını mahkeme kararı ile gasp etmektedir.

Bölgede tesisleşme hareketi içinde bulunan birçok firmanın kaynağı ve yapılanma şekli tam olarak bilinmemekle birlikte, ruhsatlandırma sistemi tam bir şaibe altındadır.

Ruhsatlı oldukları bilinen !... Bir çok yatırımcı çevresel olumsuzluklar yaratarak doğal tahribatlara neden olmasına karşılık konunun muhatabı çevre kuruluşları imtiyazlı kimlikler karşısında sadece rapor tutmaktan öte geçmemektedirler.

Geçtiğimiz Ramazan Bayramında başta Marmara adası olmak üzere birçok yerde sel felaketi meydana gelmiştir. Bunlardan doğan zarar, ziyan tespitleri reel değer olarak 2 ay sonra yani bugün yeni ödenmektedir.

Demokratik bir ülkede yaşadığımız savı ile demokrasi havarisi kesilen İktidar vekillerimiz adı ‘'Afet'' olan bu durum karşısında 2 gibi bir gecikmeyi nasıl açıklayacaklardır.

Bunun adına ‘'Afet'' yardımı denir mi?

Geçtiğimiz yıllarda Bandırma da sel felaketinden nasibini aldı. Ancak bilinen o ki sel felaketi sonrası belirlenen zarar, ziyan bedelleri hala Bandırma Belediyesine ödenmedi.

Konuyu toparlayacak olursak yetki ve etki kargaşası yaşanan bölgemizde kamu adına görev yapan insanlarımız da iki arada kalmıştır.

Bandırma ve bölge yakın tarihte büyük evrim geçirecektir ama kimse bunun olumlu yönde seyredeceğine dair kanaat sahibi değildir.

Demokrat parti olarak Genel merkez bazında yapılan meclis araştırma ve inceleme raporumuzda Halk adına mecliste görev alan 550 ‘'VEKİL !...'' in aslı olan halk adına yapmış oldukları çalışma envanteri çıkartılarak kamu oyuna yayınlanmıştır.

Bizlerin meclis dışındaki suskunluğunu kimse basiretsizlik olarak algılamasın Demokrat parti ülke demokrasisi, kişi hakları ve ülke menfaatleri noktasındaki çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.

‘'Çare olacağız'' diye insanlarımızdan oy isteyip, göreve geldikten sonra sözlerini unutanlar bilsinler ki bu ülkenin taşında toprağında mührü olan Kırat'ın ülke sevdası ve millet mücadelesi hiçbir zaman bitmeyecektir.







Orjinal Habere Git
— HABER SONU —