İDO` nun Marmara Denizi` nde sefer yapan hızlı deniz otobüsleri Marmara` yı enine, boyuna çok kısa sürelerde kat edebiliyorlar. Çok hızlı ( saatte 25-30 deniz mili ) bir şekilde yolculuk yaptıkları ve insanları kısa sürede gidecekleri yere araçları ile birlikte ulaştırdıkları için başta yolcular olmak üzere herkesi fazlasıyla memnun ediyorlar. Fakat son zamanlarda hızlı deniz otobüslerinin sağladığı birçok avantajın yanısıra bazı mahsurları da olduğu ortaya çıkmaya başladı.
Bu olumsuz etkilerin başlıca nedeni deniz otobüslerinin çalışma prensibi (*) yüzünden oluşturduğu doğal olmayan değişik türden şiddetli dalgalardan kaynaklanıyor. Hızlı deniz otobüslerinin dalgaları denizi oksijen bakımından zenginleştirmesi gibi olumlu etkilerinin yanında; sürekli dalga hareketinin deniz tabanında oluşturduğu türbülanslar ve deniz dibi kum fırtınaları nedeniyle balıklar ve diğer dip canlılarının yuvalarını, barınma ve yaşam alanlarını örterek bozması, deniz tabanı bitkilerini, deniz yosunlarını, deniz börülcelerini yerlerinden sökerk kıyıya sürüklemesi, aniden çıkan şiddetli dalgaların, denizde sahile yakın kesimde yüzen insanların boğulmalarına neden olması, kıyılardaki plaj ve kumsalların kum tutmasını engellemesi, hatta sahillerdeki büyük miktarlardaki toprakların zamanla deniz tarafından yutulması gibi olumsuzluklar yaratıyor, Ayrıca Marmara Denizi` nde yaşayan balık popülasyonunu da olumsuz yönde etkiliyor. Bu durumdan Kapıdağ` lı balıkçılar ve Bandırma` da kurulu Balık Kooreratifleri de da fazlasıyla şikayetçi olmaya başladılar. Deniz otobüslerinin her seferinde aynı rotayı izlemeleri yüzünden hep aynı yerlerde oluşan sürekli dalga hareketinden yalnızca Bandırma` da değil aynı zamanlarda Yalova, Çınarcık, Armutlu, Esenköy, Gemlik ve Mudanya sahilleri de bu dalgalardan çok fazla etkileniyor. Bu güne kadar şikayetçi olan çıkmadığı için, ya da ben duymadığım veya gazetelerden okumadığım için Tekirdağ sahillerinde neler olduğunu ise hiç bilemiyorum. Yeşillik fakiri Bandırma` lıların özlem duydukları yeşil alan gereksinimini karşılayan önemli alanlar arasında yer alan, Bandırma-Erdek karayolu yakınındaki " Mamun Bahçeleri " adıyla bilinip tanınan yörede yaşayan vatandaşlar, son zamanlarda sefer sayıları oldukça arttırılan, Bandırma ile İstanbul arasında sefer yapan hızlı feribot ve deniz otobüslerinden fazlasıyla yakınıyorlar. Yöredeki " Kayaaltı " mevkiinden, Etibank Asit İskelesi` ne kadar uzanan 400 metrelik sahil kesimine İDO ` ya ait deniz otobüslerinin neden olduğu dalgalarının büyük zarar verdiğine işaret eden vatandaşlar artık seslerini yükseltmeye başladılar: Mamun` lular " bölgede, eski antik yurt binası kalıntıları da yer alıyor. Gerek bu kalıntıların, gerekse kendimize ait toprakların korunması amacıyla bölgeye bir istinat duvarı yapılmıştı. Ancak, hızlı feribot ve deniz otobüslerinin dalgaları, bu istinat duvarını da yıkarak, bahçelerimizden 4 metre derinliğinde, 250 metre enindeki toprak parçasını kopararak aldı. Kendimize ait topraklar, avucumuzun içinden kayıp gidiyor. İDO, eğer biz hak sahiplerinin mağduriyetini ödemez ve bu tahribatını sürdürürse, yargı yoluna başvuracağız." diyorlar. Deniz otobüsleri jet tahrikli motorların meydana getirdiği tepme gücü ile yol alıyor ve bu tepme gücünün oluşturduğu hareketli dalgalar öyle sinsi dalgalar ki deniz otobüsü geçtiği zaman bakıyorsunuz görünürde hiç bir şey yok, deniz otobüsü yanınızdan süzülüp gidiyor, fakat geçtikten yarım saat ya da kırkbeş dakika sonra dipten gelen dalgalar kıyıda ne varsa hepsini alıp götürüyor. Bazı yerlerde karadaki toprak parçalarını alıp denize katıyor. Bandırma` nın manzarası ile ünlü mamun bahçelerinden şimdiye kadar yaklaşık 2 dönümlük bir toprak parçasını yuttuğu söyleniyor. Bundan sonra da devam edeceği gözönüne alınırsa bu miktar hiç de azımsanacak kadar bir rakam değil. Mamun Bahçeleri` nin sahil kesiminde, denize sürüklenen topraklarından kıyıda geriye, halihazırda dikeyde 1,5 metre bazı yerlerde 2,5 metreye ulaşan topraktan bir set oluşmuş durumda. Deniz otobüsü dalgaları ayrıca Bandırma Körfezi` nde Kapıdağ eteklerinde yer alan eşsiz güzellikteki Hamamlı, Aşağıyapıcı,Tatlısu, Dalyan, Tanaşa, Dutlimanı, Karşıyaka, ( Perama ), Çakıl gibi turistik sahil beldelerindeki plajları da olumsuz yönde etkilemektedir. Aniden çıkan dalgalar sahilde piknik yapan insanların açtıkları piknik masalarındaki yiyeceklerini içeceklerini, sigaralarını, çakmaklarını, cep telefonlarını, gözlüklerini, güneş şemsiyelerini, sandalyelerini artık orada ne varsa hepsini birden alıp denize sürüklemektedir. Bu beldelerin kıyılarında tatil yapan insanların havluları çantaları, özel eşyaları bir anda dalgalarla denize sürüklenmesi yüzünden tatilciler plajlarda rahat edemez duruma düşmektedirler. Bu plajların kumları da eskiye nazaran oldukça azaldığı gibi, artık deniz tabanının topoğrafyası da değişti. Eskiden derin olan bazı yerler şimdi sığlaştı, eskiden sığ olduğunu bildiğim bazı yerler de derinleşti. Sahillerden artık dalgaların yerlerinden sökerek sahile attığı deniz börülcelerini toplamak bile mümkün. Deniz otobüslerinin oluşturduğu dalgalarının gözle görülür yerlerdeki olumsuz etkileri yukarıda özetlenerek anlatılmaya çalıştığım gibidir. Deniz otobüslerinin oluşturduğu dalgalar yüzünden yaşanan boğulma vakaları zaman zaman basın yayın organlarında yer almaktadır. Peki ya bu dalgaların bizim göremediğimiz diğer bazı olumsuz etkileri de yok mudur acaba? Akdeniz ve Ege uzak olduğu için vakit ayırıp gidemeyen İstanbul` luların tatil ihtiyacını sağlayan, Marmara` nın sadece Kapıdağ eteklerindeki sahillerine has dantel gibi örülmüş irili ufaklı koyları ile Ege ve Akdeniz sahillerini anımsatan Kapıdağ Yarımadası eteklerindeki koyların karşılarında serpiştirilmiş irili ufaklı adalar sıralanır. Bunlara eskiden topluca Türkeli Adaları denirdi. Bu adaların en büyüğü Marmara Adası. Diğerleri Avşa, Paşalimanı Adası, Ekinlik Adası, Koyunadası, Zeytinli Ada` dır. Denizi çok adası az Türkiye` nin bu ada ve adacıklarının hepsi de çok ama çok şirindir. Daha önce gezip görenler bunu çok iyi bilirler. Anakaraya ve birbirlerine çok yakındırlar. Kendine güvenenler bu adaların bazılarına yüzerek bile ulaşabilirler. Mesela Zeytinli Adası Erdek`e sadece 250 metre uzaklıktadır. Deniz otobüslerinin bu birbirinden güzel ve İstanbul` a çok yakın tatil beldelerinin sahil şeridindeki plaj kumlarını denize sürükleyerek azalttığını biliyoruz. Peki ya bu adaların deniz yüzeyinin altında kalan kıyı şelfini nasıl etkilediğini biliyor muyuz? Dalgaların bu sahil şelfini zamanla zayıflatıp aşındırarak bu adaların denizle birleştiği kısımlarda ileride olası bazı tehlikeli heyelanlar meydana getirip adaların bazı bölgelerinde ilerde çökmeler oluşturması tümden olanak dışı mıdır? Bu gibi hassas konuların kamuoyu tarafından öğrenilip tartışılması dışında, Üniversite` lerin ilgili ihtisas bölümlerinin inceleyip araştırması, hatta doktora öğrencilerine tez konusu yapmaları gerekmektedir. Ne dersiniz? Deniz otobüsü belki de İmralı Adası` nın sahillerine bile zarar veriyordur. Çünkü İmralı` da Deniz otobüsü` nün rotası yakınlarında yer alıyor. O zaman belki yetkililer bu konuya acil bir çözüm getirirler. Olaya çok mu optimistik ( iyimser ) bakıyorum acaba? Ne dersiniz?Deniz Otobüsleri Çalışma Prensibi : deniz otobüsleri, jet uçaklarının havada uçma aerodinamik prensibinden hareket edilerek yapılan gemi şeklinde yüksek hızlı deniz araçlarıdır.. Gövdelerinde bulunan kızakların su içindeki hareketi esnasında, jet uçakların havada uçması durumunda kanatların aerodinamik şeklinden doğan kaldırma kuvveti benzeri bir kuvvet oluşturur. Aracın sürati arttıkça kızakların üstünden geçen su akımının meydana getirdiği kaldırma kuvveti, teknenin tamamen suyun üstüne çıkmasına yeterli olur. Diğer deniz araçlarında motorun büyük bir gücünü yutan sürtünme ve dalgaların meydana getirdikleri direnç ortadan kalktığı için, bu durum deniz otobüsünde hızın büyük miktarda artmasına ve sarsıntısız bir durumun ortaya çıkmasına neden olur.
Jet uçaklarında havanın yoğunluğunun suya göre çok daha düşük değerlerde olması nedeniyle kanatlar büyük olmak zorundadır. Buna karşın deniz otobüslerinde suyun yoğunluğunun yüksek olması, aracın kızak kanatların küçük tutulmasına olanak sağlamıştır. Deniz otobüslerinde gövde ağırlığının takriben % 80-90` ı teknenin ön tarafında bulunan büyük kanat tarafından taşınır. Ağırlığın geriye kalan kısmı ise dümen vazifesini gören küçük kanada yüklenir. Bu araçlarda tahrik aracı olarak dizel motorları kullanılır. Manevra kabiliyetinin yüksek ve teknenin süratli olması için bazı modellerde gaz türbini kullanılır. Bu tür araçların ilk ortaya çıkış tarihleri 1900` lü yıllara kadar uzanmaktadır. Bu konuda ilk araştırma Alexander Graham Bell` e dayanmaktadır. Korunmuş denizlerde yolcu taşımacılığında ve açık denizlerde devriye amacıyla önemi giderek artarak ve yaygınlaşarak kullanılmaktadır. Dünya` da üretilen deniz otobüslerinin neredeyse tamamı hep jet tahrikli motorlu iken İDO deniz nedense deniz otobüslerini pervaneli almaktadır. ( Sinan Paşa ve Piyale Paşa deniz otobüsleri hariç..) Ancak eski deniz otobüslerinde bulunan pervane sistemi bu gemilerde değişmiş yerine bıçaklarının açısı değişken pervaneler gelmiş. Bu sayede motor ömrü daha uzun olması sağlanmıştır. Ancak gemilerin neden jet tahrikli olmadıkları konusu halen bilinmezliğini korumaktadır.