TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube YK Üyesi-Balıkesir İl Tem. Yrd. Aysun AYKAN;Son Depremleri değerlendirdi..Marmara denizine kıyısı olan tüm ilçelerin deprem tehlikesine dikkat çekti!
“MARMARA DENİZİNE KIYISI OLAN TÜM İLÇELERİN DEPREM TEHLİKESİ YÜKSEK”
"22 Ocak 2020 tarihinde, Manisa-Akhisar’da, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin verilerine göre Mw:5,6 büyüklüğünde deprem oldu. Deprem, Manisa Kent Merkezi ve ilçeleri başta olmak üzere, çevre il ve ilçelerin tamamında şiddetli bir şekilde hissedilmiş olup, halkımızı korku ve paniğe sevk etmiştir. Manisa-Akhisar depreminin olduğu yer, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay haritasında; Gelenbe Fay Zonunun güney ucunda olmuştur. Bu bölgede son zamanlarda küçük ölçeklerde çok sayıda depremler oldu.10 Aralık’ta Gelenbe Fay Zonunun kuzey ucundaMw:5 büyüklüğünde deprem olmuştu. Bu deprem yıkıcı bir deprem niteliği taşımıyor çünkü bu bölgede yıkıcı depremin eşik değeri 6-6.5 olarak kabul ediliyor. Bazı binalarda, özellikle kırsal kesimde bulunan ve mühendislik hizmeti almamış binalarda hasar yaratmış olabilir.Artçı depremler bir süre devam edecektir.Türkiye'de şuanda yaklaşık 500 civarında her an deprem üretebilecek aktif faylar var. Manisa-Akhisar da meydana gelen depremde bu faylardan birinin üzerinde meydana geldi.Son zamanlardaki olan depremlere baktığımız zaman, depremsellik anlamında bir aktivite var.."
MARMARA DENİZİNDEKİ SON DEPREMLER..
"Marmara Denizindeki Son depremler bize, Marmara Denizinin deprem açısından aktif olduğunu, diri olduğunu, deprem üretme potansiyelinin olduğunu bir kez daha göstermiştir.Ulusal ve uluslararası yapılmış bilimsel çalışmalar, bu bölgede 7’nin üzerinde büyüklüğe çıkabilecek bir depremin olacağını göstermektedir.26 Eylül ve 11 Ocaktaki Marmara Denizi içerisinde Silivri açıklarında meydana gelen deprem,Kuzey Anadolu Fayının Marmara Denizi içine giren Marmara Fayında olmuştur.Bu depremler farklıdır ve bu depremlerle dikkati çeken durum ise,hiç hareket etmeyen, Silivri açıklarından geçen Marmara Fayının orta kolunun, çok uzun zaman süren sessizliğini 26 Eylül ve 11 Ocaktaki depremlerle bozmasıdır. Bu deprem ile belki kırık harekete geçmiş, kırık süreci başlamış olabilir.Bu deprem uzun süre sessiz kalan faydaki gerilimi arttırdı, bu yüzden de beklediğimiz büyük depremin biraz daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.Her ne kadar depremin nezaman olacağını tam net olarak bilememekte, yapılan bilimsel çalışmalara göre 7 ve üzeri büyüklükteki büyük bir deprem ile, Marmara Denizine kıyısı olan tüm şehirler; İstanbul, Balıkesir, Yalova, Bursa, Kocaeli, Çanakkale ve Tekirdağ ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir. Özellikle 1766 yılında Marmara Denizinde meydana gelen deprem, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş ve tüm Marmara Bölgesinde tahribata yol açmıştır."
"Dünyanın ve Türkiye’nin en önemli aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu fayının, Marmara denizi içerisinden geçen Marmara Fayı üzerinde en son büyük deprem 1766 tarihinde meydana gelmiş ve bu depremden 257 yıl önce 1509 yılında Küçük kıyamet dediğimiz büyük bir deprem olmuştur.1766 yılından beri 254 yıldır bu fay hattında büyük bir deprem meydana gelmemiştir."
Marmara Denizi içerisindeki son depremler bizi, gerekli önlemlerin alınması için ciddi bir şekilde uyarmaktadır!!
" Silivri açıklarından geçen Marmara Fayının uzun süren sessizliğini 26 Eylül ve 11 Ocak tarihinde gerçekleşen depremlerle bozmasıyla, burada biriken gerilimin ufak ufak açığa çıktığı dikkat çeken bir durumdur, bu depremler bizi ciddi bir şekilde uyarmakta, vakit geçirmeden gerekli önlemleri almamız gerektiğini bir kez daha söylemektedir."
"Marmara Denizi’nin içinde olacak depremi İstanbul depremi diye adlandırıyorlar; fakat bu söylem kamuoyunda yanlış algılanmasına da neden oldu; Bu depremden sadece İstanbul etkilenecekmiş gibi yanlış algılama da oluşmuştu. Bu depremden Marmara Denizine kıyısı olan Tüm Şehirlerin ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir. Bu yüzden de Marmara Depremi dememiz daha doğru olur. Bu sadece İstanbul’u, Balıkesir’i etkilemez; Marmara Denizi içerisinde beklenen ve bilimsel çalışmalara göre 7 ve üzeri büyüklükte deprem, öncelikle Marmara Denizine kıyısı olan ve fay hattına en yakın olan ilçeleri önemli derecede sarsacak ve hasarlara neden olacaktır. Fakat kıyıdan uzak olmak depremden uzak olmak anlamına gelmiyor; mühendislik hizmeti almamış binalarda ve zemin özelliklerine bağlı olarak, depremin tahribat gücü artmakta olup, mesafe uzakta olsa bu kalitesiz binaların yıkılabileceğini unutmamamız gerekir."
"26 Eylül ve 11 Ocaktaki Silivri açıklarında meydana gelen depremler ve Ülkemizin birçok yerinde olan depremler vakit geçirmeden gerekli önlemleri almamız gerektiğini bir kez daha söylemektedir. Aslında bu depremler bizim eksiklerimizi görmemiz ve tamamlamamız için bir fırsattır. Okul, hastane konut gibi yapılarda hasara neden olan 5.8 büyüklüğündeki orta büyüklükteki deprem bize; depreme dayanıksız yapı stokunun, süratli bir şekilde depreme dayanıklı hale getirmemiz gerektiğini ve bu depremde gördüğümüz eksikleri; trafik kilitlendi, telefonlar çalışmadı, ulaşım ve iletişim gibi eksikliklerin çok önemli problemlere sebep olacağını düşünmemizi gösterdi. Bu yüzden gerekli önlemleri şimdiden planlamamız gerekiyor."
"Türkiye’deki son depremler ile birlikte, Yapı stokunun depreme dayanıklı olup olmadığı tekrar gündeme geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verilerine göre; Türkiye’de 20 Milyon konut olduğu ve 6-7 milyonunun deprem açısından riskli olduğu belirtiliyor. Depreme dayanıksız konutların biran önce depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çalışmalar yapılmaktadır. Umarım bu çalışmalar Türkiye’nin bütün illerini kapsayacak şekilde tamamlanır."