Erdek´e bağlı Ocaklar Mahallesi´nde yaşayan Zuhal Ermek, 10 yıldır, kendi olanaklarıyla kantaron yağı ve kremi üretiyor.
Anneannesinin, annesine öğrettiği kantaron yağı ile ilgili çalışmalarının nasıl başladığını vurgulayan 1971 yılı, Ocaklar doğumlu Ermek, şunları söyledi:
?Bir gün, elektrik ısıtıcısı bacaklarımı yakınca, kantaron yağı sürdüm ve iyi geldi. Kantaron yağı sürdüğümde iyi gelince, ?Ben, neden bu yağı kendim üretmeyeyim?´ diye düşündüm ve bu işe giriştim. 10 yılı aşkın süredir, hem kantaron yağı, hem de, patentini almaya çalıştığım kantaron kremi üretiyorum.?
Yağ ve krem yapımında kullandığı sarı kantaron bitkisini mayıs ve haziran aylarında, Erdek´in karşısındaki Kapıdağ´dan topladığını vurgulayan Ermek, ?Bu yağı ve kremi, Erdek´in kendine özgü zeytinyağını da kullanarak, kurutulmuş kantaron çiçeği ve yapraklarıyla birlikte cam kavanozlarda hazırladığını belirtti.
Bu karışımın, 40 gün hiç gölge görmeden, sabah ve akşam güneşi görüp gece ayazında kaldıktan sonra yağa dönüştüğüne işaret eden Ermek, yağın, hem sürülerek, hem de içilerek kullanıldığına işaret ederken, ?Bu yağ, yanıklara, mide ağrısına, mide yarasına, basura, topuk ve el çatlaklarına iyi geliyor?diye konuştu.
Hazırladığı bu yağ ve kremin satışını evinde sattığını belirten Ermek, ?Her derdin dermanı doğada var. Hele hele zeytinyağı, doğanın büyük bir mucizesi? dedi.
BAŞKA ÜRETİMLERİ DE VAR
Kantaron yağı ve kreminin yanı sıra doğadaki bitkilerden başka ilaçlar da ürettiğine dikkat çeken Zuhal Ermek, otlar üzerinde sürekli araştırmalar yaptığını vurgularken, şunları söyledi:
?Yine zeytinyağı, aspirin ve beyaz sabun karışımı bir merhem yaptım. Bu merhemi, önce eşim Engin´in üzerinde denedim ve çok iyi sonuç verdi. Yine Kapıdağ´dan topladığım kırmızı kök otundan, zeytinyağı ile hazırladığım merhem de yaralara çok iyi geliyor.?
Ermek, ayrıca evinde, çivi üzerine tel sarma(filografi) işiyle de uğraştığını sözlerine ekledi. Önder BALIKÇI
