Kuru öksürük, baş ağrısı, yüksek ateş, yorgunluk, burun akıntısı, kas ağrıları? Sonbaharın gelmesiyle birlikte pek çoğumuz gribin yol açtığı bu tür sorunlarla baş etmek zorunda kalıyor, hatta yorgan döşek bile yatabiliyoruz. Üstelik pek çoğumuzun ?Nasıl olsa birkaç günde geçer? düşüncesiyle hekime bile başvurma ihtiyacı hissetmediği grip, özellikle çocuklarda ve kronik hastalığı olanlarda; bronşit, sinüzit, kulak enfeksiyonu ile zatürre gibi komplikasyonlara yol açabiliyor, hatta ölümcül bile olabiliyor. Aslında bazı basit tedbirlerle hastalığa yakalanmamak veya yakalanırsak hızla ve daha hafif sorunlarla atlatmak elimizde. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Durmuş gripten korunmanın yollarını anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Ellerinizi ovalayarak sabunlayın
Solunum yolu virüsleri temas ve havada asılı kalan damlacıklar aracılığıyla bulaşıyorlar. Bu nedenle özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda bulunduktan veya tokalaştıktan sonra ve yemeklerden önce ellerinizi mutlaka 1-2 dakika süreyle ovalayarak sabunlamanız çok önemli.
Ortamı saat başı 10-15 dakika havalandırın
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Durmuş kapalı, kalabalık ve aşırı sıcak ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmanız gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: ?İmkan varsa bulunduğunuz ortamı saat başı 10-15 dakika havalandırın veya açık havaya çıkın. Kalorifer ve ısıtıcılardan dolayı oda havası kuruduğu için odayı yüzde 40-50 oranında nemli tutacak tedbirler alın. Örneğin nem aletlerinden veya kapalı mekan bitkilerinden faydalanabilirsiniz. Bunların yanı sıra çamaşır asmak veya radyatör üstünde su bulundurmak da odanızı nemlendirmeye katkı sağlayacaktır.?
Ofis malzemelerine dikkat edin
İşyerinde klavye, kalem ve zımba gibi ofis malzemelerini ortak kullanmamaya özen gösterin. Ayrıca telefon ve kapı kolları gibi ortak kullanılan malzemeleri günde bir kez dezenfektan ile silmenizde de yarar var. Aynı şekilde evde de havlu, çatal ve tabak gibi eşyaları ortak kullanmaktan kaçının.
Dört yapraklı yonca modeli beslenin
Dört yapraklı yonca modelindeki gibi, her çeşit besin grubundan yeterli ve dengeli beslenmek bağışıklık sistemimizi besleyecektir. Yapraklardaki besin grupları 1- süt-süt ürünleri 2-et-yumurta baklagil gibi protein kaynakları 3- sebze- meyve gibi vitamin/ mineral kaynakları 4-tahıllar gibi karbonhidrat ve B vitamini kaynaklarıdır. Tüm besin gruplarını dengeli bir şekilde ve yaşınıza uygun olarak tüketin. Kahvaltı başta olmak üzere, öğün düzenini aksatmayın. ?Öğünleriniz renkli meyve ve sebzelerden zengin olursa, antioksidan ile vitamin oranı da zengin olur? diyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Durmuş sözlerine şöyle devam ediyor: ?Sebze ile meyvelerin mevsime özgü olmasına da dikkat. Çünkü tabiat o mevsimde ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri onlara yüklemiştir. Örneğin bu mevsimde portakal, greyfurt, nar ile elma gibi meyveler C vitamini yönünden zenginler. Beslenmede bağışıklık hücrelerimizin yapı taşlarını oluşturan protein yetersiz alınırsa enfeksiyonlara yatkınlık oluşuyor. Bu yüzden haftada en az 2 öğün balık yemeye özen gösterin. Diğer öğünlerde de hayvansal protein (et) ve bitkisel proteinleri (baklagiller, tahıllar) dengeli tüketin.Ayrıca paketli hazır, bol tuzlu, bol şekerli gıdalar ve gazlı içeceklerin toksinlerini vücuttan temizlemeye çalışmak bağışıklığınızı zayıflatacaktır. Dolayısıyla bu tür besin ve içeceklerden kaçınmanız çok önemli.?
En az 7 saat uyuyun
Güçlü bir bağışıklık sistemi için günde 7 saat ve üzerinde uyumanız çok önemli. Hafta sonları dahil uyku düzenine sadık kalın ve alkol, kafein ile geç yemek yeme gibi uyku kalitenizi etkileyecek faktörlerden sakının.
Kansızlık sorununuz varsa dikkat!
Kanımız vücudumuzun her yerine oksijen ve besin taşımak için yaşamsal bir işleve sahip. ?Sebebi ne olursa olsun, kansızlığınız varsa enfeksiyonlara yatkın hale gelirsiniz? uyarısında bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Durmuş, ?Kansızlığın en sık görülen nedenleri ise demir, folik asit ve B12 eksikliği oluyor. Özellikle menopoz öncesindeki kadınların, çoklu ilaç kullananların, kronik sistemik hastalığı olanların yılda bir kez bu değerlere baktırmayı ihmal etmemeleri gerekiyor?
Yanı başınızda su bulundurun
Gripten korunmak için günde en az 2 litre su tüketmelisiniz. Masa başında çalışıyorsanız, yanı başınızda rahatlıkla görebileceğiniz bir yere 1-2 litre su koymanızda fayda var. Böylelikle her görüşünüzde size su içmenizi hatırlatır. İdrar ve dışkı, vücutta oluşan veya dışardan alınan toksinleri atmanın tek yolu olduğu için bol su kabızlığı da önleyerek bağırsak sisteminizin temizliğini de kolaylaştıracaktır.
Nerede hareket orada sağlık
Hareketsizlik bir yandan kan dolaşımının dayanıklılığını ve enerji metabolizmasını bozarken bir yandan da dolaylı olarak obeziteye ve kabızlığa yol açarak bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Günde en az 7500 adım üzerinde adım atmaya özen gösterin. Bunun yanı sıra mümkünse haftada 2 kez 45 dakika yürüyüş, fitness ile koşu gibi kondisyon artırıcı egzersizlere zaman ayırın.
Grip aşısı olun
Virüse karşı korunmak ve hastalığın yayılmasını önlemek için en etkili yöntemlerden biri, grip aşısı yaptırmak. Özellikle gün içinde çok sayıda kişiyle temas edenler, evinde bebek ya da bağışıklığı zayıf hastası olanlar, hastalarla temas eden meslek grupları, astım, diyabet, kalp ile böbrek hastalığı gibi bağışıklığı düşük olan kişilerin ekim-kasım aylarında grip aşısı olmaları öneriliyor. Dr. Özlem Durmuş toplumdaki yaygın inanışın aksine aşı cansız virüs içerdiği için sizi hasta etmediğini hatırlatarak ?Aşının koruyuculuğu 2 haftada oluşuyor ve yüzde 100 korumasa da gribi en azından hafif geçirmenizi sağlıyor? diyor.
Hobiler edinin
Sonbaharla birlikte pek çok nedenden dolayı depresyona eğilim artıyor. Siz stresliyseniz vücudunuz da en küçük hücresine kadar stresli oluyor. Stresten etkilenen uyku, beslenme ve ardından da bağışıklık sistemi tıpkı domino taşları gibi düşmeye başlıyor. Bunun sonucunda da gribe yakalanma riski yükseliyor. Bu nedenle stres atacak uğraşlar ve hoşlanacağınız faaliyetler keşfedin, haftada 1-2 kez ev ve iş ortamından uzaklaşmaya özen gösterin.