CHP Erdek Belediyesi meclis üyesi aday adayı Dr. Kadir Dadan, sosyal medya hesabından, ?Erdekli doğmak, Erdekli olmak? başlıklı bir yazı paylaştı.
Aynı zamanda ?Erdek Körfezi Dayanışma Platformu? sözcüsü olan Dadan´ın yazısını aşağıda sunuyoruz:
?Belediye meclisi aday adaylığımı anlattığım Erdekliler, gayri ihtiyari olarak soruyorlar; Sen Erdekli miydin?
Öyle ya, belediye seçimleri dedin mi akla, o yerleşime kök salan aile ilişkileri kurmuş, belirli bir ekonomik güç elde etmiş, bu gücü mülkiyet ile birleştirmiş kişiler geliyor. Dışarıdan gelenlere nasılsa dışarıya gidecek gözüyle bakılıyor.
Oysa ki birçok örnekte gördüğümüz üzere, bir yerde iyiye ve güzele doğru olan değişim ve dönüşümü o yerleşimde doğanlar değil, genellikle dışarıdan gelenler başlatıyor.
Bunun birçok nedeni var. Öncelikle var olan kişilerin uzun yıllar boyunca kurdukları ilişkilerin bir süre sonra bağımlılığa doğru yönlenmesi, arzulanan değişim ve dönüşümün önünü kesiyor, bir çeşit tutuculuk gelişiyor. Hele ki bu bağımlılık ekonomik alanı belirleyici bir niteliğe ulaşmışsa, basit çıkar ilişkileri ve küçük olsun benim olsun mantığı, gelişmeyi ve ilerlemeyi durduruyor.
Öte yandan dışarıdan gelenler, başka yerlerdeki deneyimleri Erdek´e aktarma amacı nedeniyle de değişim ve dönüşümü başlatmak için bir parça öne çıkıyorlar, her zaman olumlu sonuçlanmasa da bir hareket yaratıyorlar.
Bir başka neden de, dışarıdan gelenlerin Erdek´te yaşayanlara göre Erdek´in durumunu diğer yerleşimlerle kıyaslayabilmek, neye sahip olunduğunu görebilmek ve neye gereksinim duyulduğunu ortaya koyabilmek açısından, daha objektif bakışlara sahip olabilmeleri.
Ben bunu cennet/cehennem örneği ile açıklıyorum. Erdek bir cennettir sözüne de iyi oturuyor. Evet, dışarıda cehennemi yaşamış, büyük kentlerin son durumunu bilen kişiler açısından Erdek tartışmasız olarak bir cennet. Ancak sormak gerekiyor Erdek, ne zaman ve kimin çabasıyla cennet olmuş? Mübadele ile devraldığımız bu topraklar o zaman cennet değil miydi? Kim hatırlıyor o günleri? Erdek giderek cennet haline mi geliyor, yoksa yavaş yavaş bir cehenneme mi dönüşüyor?
İnsanların çalışmadan, çaba göstermeden, sorumluluk almadan yaşadığı, "ver yesin, ört uyusun" bir cennet olabilir mi?
Olabilir belki ama bu dünyada değil...
Bu dünyada cennet, doğaya saygı göstererek, emeğe karşılığını vererek, dayanışma ve örgütlenmeyle güvenliği inşa ederek ve ortak geleceğini birlikte kararlaştırarak elde edilebilir.
Erdekliler, işlerin yolunda gitmediğinin, ekonomik ve sosyal yönden gerilediklerinin, geleceklerini güvence altına alacak bir değişim ve dönüşüme gereksinim duyduklarının elbette farkındalar.
Bu nedenle önümüzdeki beş yıl içinde dışarıdan gelenlere bakışın değişeceğine ve birlikte ortak bir geleceğin inşa edilebileceğine yürekten inanıyorum. Bu inançla Erdek Körfezi Dayanışma Platformunda oluşturduğumuz birlikteliğin geliştirilmesi için çalışmaya ve bu çalışmaları siyasi alana taşımaya devam edeceğim.
Bu çabayı görüp de hâlâ "Sen Erdekli miydin?" diye soranlara da, "Sen mi Erdekliydin?" diyeceğim.
Benim derdim nettir: Cennet Erdek, cehennem olmasın!?