Eğitim İş ten açıklama

Eğitim İş ten açıklama

?Eğitimi niteliksiz ve düzensiz olarak kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynanıyor.?

Gerek ülkenin içinde bulunduğu durum, gerekse bundan doğrudan etkilenen eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu çok sayıda sorunun varlığına rağmen eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksiz lige, düzensizliğe ve kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmiştir.

/resimler/2017-6/16/1750535858123.jpg

Kamu hizmetlerinin piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda dönüşümünün en önemli basamaklarından biri olan eğitimde yeniden yapılandırma ve muhafazakârlaştırma uygulamaları, hem Hükümet hem de MEB tarafından çıkarılan yasa ve yönetmelikler, OHAL´in ardından çıkarılan KHK´ler, eğitimde yaşanan sorunlara yenilerinin eklenmesine neden olmuştur.

MEB tarafından son dönemde yapılan bazı değişiklikler ve uygulamalarla yüz binlerce öğrenci ve veli yine mağdur edilmiştir. Başta öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve plansız uygulamalar sonucunda sorunlar katlanarak artmıştır.

MEB tarafından, ilkokul, ortaokul ve lisede okutulan 53 farklı dersin müfredat program taslağı hazırlanmış ve 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren bütün okullarda uygulanacağı açıklanmıştır.

Program incelendiğinde, Atatürkçülük kavramının sosyal bilgiler dersinin müfredatından çıkarıldığını, Atatürk´ün işlenişinin kapsamının daraltıldığını, 2. Dünya Savaşı konusunda İsmet İnönü başlığının kaldırıldığını, 15 Temmuz darbe girişinin felsefe dersi kapsamına alındığını, evrim kuramının ve üreme konusunun çıkarıldığını görmekteyiz.

Daha önce yandaş sendikanın ifade ettiği biçimde öğretim programı Atatürkçü düşünceden soyutlanmaya çalışılmış çocuklarımızı Atatürk ve onun devrimlerinden arındırmak isteyen bir anlayış programa yerleştirilmiştir.

Türk Milli Eğitim Sisteminin temelinde Atatürk İlke ve Devrimleri bulunmaktadır ve eğitim müfredatı, Atatürksüz, Cumhuriyetsiz ve devrimsiz olamaz. Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk´e ve ulusun diğer manevi değerlerine bağlı nesil yetiştirme amacına uygun ders kitapları hazırlanması başta Anayasaya ve Milli Eğitim Temel Kanunu´na göre zorunluluk teşkil etmektedir. Dayatmacı, tek tipçi, baskıcı, evrensel değerlere yabancı, insanlığın bilgi birikimine uzak yaklaşım terk edilmeli, Türkiye´nin tarihiyle, hedeflediği çağdaş kültürel anlayış ile barışık ve Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlarını koruyacak bir öğretim programı hazırlanmalıdır.

Unutulmasın ki Cumhuriyet´in öğretmeni inanmadığı müfredatı uygulamaz. Bu nedenle, AKP iktidarının, Atatürkçü, bilimsel, laik, ulusal ve demokratik eğitimi tasfiye etme girişimlerine karşı Eğitim-İş üyesi öğretmenler; Atatürk´ü, Atatürk ilke ve devrimlerini anlatmaya devam edecektir.

UNİCEF´in çocukların refah koşullarına yönelik açıklanan raporunda Türkiye 41 ülke arasında 36. Sırada geldi; ?Eğitim kalitesi? kategorisinde ise sonuncu sırada yer aldı. OECD 2016 Eğitim Endeksine göre Türkiye sondan dördüncü sıradaydı. Bundan önce yayımlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı Raporunda da son sıralarda yer almıştı. Öğrencilerimiz kendi dilinde okuduğunu anlayabilme gibi en temel konularda bile pek çok ülkenin gerisinde kaldı. Bu sonuç mevcut duruma bakıldığında şaşırtıcı değil, laik ve bilimsel eğitimi dışlamanın, sınava dayalı sistemin bir sonucudur bu. Okulların bugün birer sınava hazırlık kursuna döndüğü ortada.

Her geçen gün içten içe çürüyerek bir enkaz haline getirilmiş eğitim sistemimizin yıllar içinde birikerek artan yapısal sorunları, geçici, günübirlik politikalarla geçiştirilmiş ya da çözümsüz bırakılmıştır.

Bir yandan temel bir insan hakkı ve bir kamu hizmeti olan eğitim piyasaya açılırken, öte yandan da ulusal belleği silinmiş, sorgulamayan, itaatkâr, kendi adına karar verenlerin kararlarına biat eden bir nesil yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Çocuklarımızın öğrenmeye değil, sınavlara koşullandırıldığı, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın sınır tanımadığı, okullardan bilim ve sanatın kapı dışarı edildiği, dini referans alan uygulamaların arttığı bir eğitim sistemiyle sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi mümkün değildir.

Eğitim-İş olarak, çocuk ve gençlerimizin, geleceğimizin siyasi iktidarın yarattığı enkazın altında yok olmaması için acil adımlar atılması zorunluluğunu bir kez daha belirtiyor, parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin tüm yurttaşlar için ayrım gözetmeksizin hayata geçirilmesini istiyoruz.

                                        Kadir TAYLAN

                    Eğitim İş Bandırma Temsilcilik Başkanı