2018-2018 eğitim öğretim yılı başlaması dolayısı ile yazılı bir açıklamada bulunan Eğitim İş Başkanı Kadir Taylan, her geçen gün zorlaşan şartlara dikkat çekerek meslektaşlarının yanında olduğu mesajını verdi.
Eğitim iş Başkanı Kadir Taylan; "Her sene olduğu gibi bu sene de yeni eğitim öğretim yılı birçok sorunla başlıyor. Bakanlık yine eğitim emekçilerine, sendikalara danışmadan ?ben yaptım oldu? mantığı ile pek çok değişiklik yaptı. Bunlardan birisi de liselere giriş sisteminde yapılan değişiklik?
Bakanlığın geçen ay açıkladığı lise yerleştirme sonuçları velileri de öğrencileri de memnun etmedi. Bakanlık 91 bin öğrencinin açıkta kaldığını söylese de açıkta kalmamak için 4. Ve 5. Tercihlerini yapanlarla beraber açıkta kalan toplam öğrenci 183 bin kişi oldu. Açıkta kalan öğrenciler de nakil sürecinde Anadolu liselerini tercih etti. Milli Eğitim Bakanlığı bu öğrencileri yerleştirebilmek için okullarda kontenjan artırmaya gitti. Böylelikle Kemal Pireci, ŞMG ve Ayyıldız Anadolu liselerinde sınıf mevcutları 40´ar öğrenciye ulaştı. Bunun yanında Meslek ve İmam Hatip liseleri boş kaldı. Bakanlığın İmam Hatip liselerine öğrenci yönlendirmek için sistemi değiştirdiğini biliyoruz. Gelinen noktada gördük ki halkımız İmam Hatip liselerine gitmek istemiyor. Bunu daha fazla zorlamanın bir anlamı yok.
Okullarımızda bilindiği üzere birinci sınıflar alıştırma eğitimlerine başladı. Aynı zamanda pek çok okul ise taşınma telaşında. Şu anda Ayyıldız ve ŞMG Anadolu Liseleri ?Liseler Vadisi?nde yapımı devam eden binaya taşınıyor. Proje İmam Hatip Lisesi yine Liseler vadisine taşınıyor. Evyapan Ortaokulu, Bandırma ve Vecihibey Ortaokulları ŞMG lisesinin boşalttığı binaya taşınacak. Aynı binaya taşınan okulların birleştirilmesi planlanıyor. Bu arada Hürriyet İlkokulu da Vecihibey Ortaokulunun boşalttığı binaya taşınacak. Yani kavimler göçü gibi bir nevi okullar göçü yaşanıyor.
Bu kadar kapsamlı taşınma için eğitimin öğretimin başladığı şu güne kadar önemli bir adım atılmadı. Seminer çalışmalarının başladığı hafta okulların taşınması telaşına girildi. Okulların taşınması için resmi yazı beklenmedi, valilik oluru alınmadı. Okulların neye dayanarak taşındığını merak ediyoruz. Okulların fiziki eksiklikleri ortadadır. Okullar taşınma ve tadilat giderlerini kendileri karşılamaya çalışıyorlar ve çalışmaların okulların açılışına yetişmesi de mümkün görünmüyor. Evyapan Ortaokulundaki Anaokulu da taşınıyor, ne okul binası ne lavabolar ne de bahçe bu minik öğrenciler için uygun değil.
Liseler vadisine ulaşım ise başlı başına bir sorun olarak görünüyor. Çünkü aynı bölgede Devlet Hastanesi, Üniversite, Fen lisesi de bulunuyor. Buraya ise bir kavşaktan tek şerit bir yoldan ulaşılıyor. Okulların tatil olduğu şu an bile ulaşımın bir sorun olduğu yere bir de iki lisenin taşınması yoğunluğu katlayacaktır. Üstelik üniversiteye de yeni fakülteler açılması planlanıyor. Karayollarının ve Baski´nin kavşak projesi olduğu söylense de şu ana kadar yapılan bir çalışma yok. Yerleşim yerlerine uzaklığı dolayısıyla bu bölgede çalışanlar, hastaneye gelenler, öğrenciler, servisleri ve belediye otobüslerini kullanmak zorunda kalacaklar.
Okul binaları da daha tamamlanmış değil. Çevre düzenlemesi ise devam ediyor. Taşınan okullar sıralar, masalar dahil bütün eşyaları ile taşınıyor. Yeni yapılan okullarda Fatih Projesi alt yapısı yok, yani okullarda akıllı tahta olmayacak. Eğitimde kara tahtaya geri dönülüyor. Fatih projesi Cumhuriyet tarihinin eğitime yapılan en büyük yatırımı diye tanıtılmış, öğretmenler meslek içi eğitimlerle akıllı tahtaları kullanmayı öğrenmişti. Derslerde büyük kolaylık sağladığı için öğretmenler de geçen sekiz yıllık süreçte hazırlıklarını ona göre yaptılar. Şimdi ise ?Eskiden eğitim nasıl yapılıyordu?? denilerek öğrenciler ve öğretmenler kara tahtaya mahkum ediliyor. Bugün ilkokullarda bile akıllı tahtanın olduğu düşünülürse bu büyük bir eksiklik olacaktır.
Çevre düzenlenmesinin tamamlanmaması, duvarının yapılmamış olması güvenliğin sağlanmasının zorlaştıracaktır.
Bugüne kadar aynı bölgede bulunan Atatürk İlkokulu, Süleyman Şeker İlkokulu ve son olarak Zübeyde Hanım İlkokulu kapatıldı veya dönüştürüldü ve artan nüfusa rağmen yerine yeni ilkokul açılmadı. Bunun sonucu olarak bugün Şehit Süleymanbey İlkokulunda birinci sınıf mevcutları 45 öğreniciye ulaştı. Böyle bir durumda ise Milli Eğitim tüm okullarda tam gün eğitime geçmeyi planlıyor. Kalabalık sınıflarda eğitim vermenin güçlüğü ortada.
Adrese dayalı sistemde okulların yürüme mesafesinde bulunması gerekiyor. Fakat bu sene de öğrencilerin çoğu okullarına servislerle gidecek. Bu da başta güvenlik ve trafik yoğunluğu olmak üzere pek sorunu beraberinde getiriyor. Sene başı kurullarında servislerin kontrolü ve takibi görevleri nöbetçi öğretmenlere verilmeye çalışılıyor. Öğretmenin bu konuda bir sorumluğu ve yetkisi bulunmuyor. Burada sorumluluk okul idaresindedir. Servislerle yapılan sözleşmeler dikkatle düzenlemeli ve takibi de okul idaresince yapılmalıdır.
Yine kurullarda nöbetçi öğretmenlerin öğle aralarında okulda kalması gerektiği söyleniyor ve bu karar altına alınmaya çalışılıyor. Öğlen arası öğretmenin dinlenme saatidir. Nöbetçi öğretmen de olsa öğretmenin dinlenme hakkı dikkate alınmalı ve buna göre düzenleme yapılmalıdır.
Okul idareleri duyurularını kurdukları Whatsapp gruplarından yapıyor ve öğretmenleri de bundan sorumlu tutuyor. Öncelikle bu uygulamayı kullanmayanlar var. Akıllı telefonu olanlar ise pek çok grup olduğunu, gelen mesajların gözden kaçabildiğini söylüyorlar. Zaten resmi duyuruların bu uygulama üzerinden yapılması kurumsal yapıya uymaz ve öğretmen bundan sorumlu tutulamaz. Duyuruların mutlaka zamanında ve imza karşılığında yapılması zorunludur.
Bazı okullara müdür atamaları da son zamanlarda gerçekleşti. Atamaların gecikmesi, şu an bile bazı okullarda yeterli idarecinin olmaması, bu görevlerin vekaleten yürütülmeye çalışılması okulların açıldığı şu süreçte birer eksiklik olarak karşımıza çıkıyor. İdareci atamalarının çoğunlukla liyakat gözetilmeksizin belli kesimden yapılması da iş bilmez insanların göreve gelmesine sebep oluyor. İdarecilerin inisiyatif kullanamaması, açıklama yaparken ?Böyle istiyorlar, yapın diyorlar biz de yapıyoruz.? Gibi ifadeler kullanmaları büyük zafiyettir.
Öğretmenlere sürekli resen seminer görevleri çıkarılıyor. Bunların duyuruları önceki gün veya gece telefonla yapılabiliyor. Özellikle hafta sonu ve mesai saatleri dışındaki seminer görevlerini kabul etmiyoruz. Mesleki çalışmaların sene başından planlamasını, gerekli duyuruların imza ile yapılmasını istiyoruz.
Eğitimdeki bütün aksaklıklardan öğretmenler sorumlu tutulmak isteniyor. İdareciler sorumluluk almak istemediklerinden en ufak eksiklik veya yanlış durumunda, öğretmenden savunma istiyor, üstelik öğretmenin iyi niyetini de göz ardı ederek. Tecrübeli, emek veren ve öğrencileri seven pek çok öğretmenimiz bu gibi uygulamalarla küstürülüyor. İdarecilerin baskı ve yanlış uygulamalarından emekliliğini isteyen çok değerli öğretmenlerimiz var.
Son yıllarda görevlendirmeler önceden imzaya çıkarılmadan ve resen yapılıyor. Tekrar tekrar görevlendirme alan öğretmen ve memurlar mağdur ediliyor. Üstelik bu görevlendirmelerde sağlık özrü gibi en temel haklar bile göz ardı ediliyor, talepler dikkate alınmıyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü´nün bu yanlış uygulamalardan derhal vazgeçmesini istiyoruz.
Bugünlerde çoğu kimse yeni Milli Eğitim Bakanı´nın sayesinde Atatürkçülük konularının yeniden müfredata girdiğini konuşuyor. Bakanın bu konuda takdir edilecek yönü mahkeme kararlarını uyguluyor olmasıdır. Çünkü Atatürkçülük konuları Eğitim İş´in Danıştay´a açtığı bir dava sonucunda müfredata girmiştir.
Görüldüğü gibi yeni eğitim öğretim yılına büyük zorluklar içinde giriyoruz. Bizler her durumda işimizi en iyi şekilde yapmaya öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirmeye çalışacağız. Yeni eğitim öğretim yılında da sıkıntı yaşayan öğretmen ve memurlarımızın yanında duracağız.
Her şeye rağmen iyi bir eğitim öğretim yılı geçirmemiz dileğiyle tüm eğitim çalışanlarına başarılar dilerim."
Kadir TAYLAN
Eğitim İş Bandırma Temsilcilik Başkanı