Tarih: 14.09.2022 21:59

Eğitim dünyasının 2022-2023 eğitim öğretim dönemine ilişkin kaygıları var

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim İş ve Eğitim Sen 2022-2023 Eğitim Öğretim dönemine ilişkin kaygılarını Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile gündeme taşıdırlar.

Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleşen basın açıklamasında Eğitim Sen adına Erdal Doğru, Eğitim İş adına ise Kadir taylan yaptıkları konuşma ile meslektaşlarının beklentilerini dile getirdiler.

Eğitim Sen Baş Temsilcisi Erdal Doğru; "Kariyer Hiyerarşisine Hayır!

Eşit İşe Eşit Ücret!"

"Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı eleştirimizi, demokratik tepkimizi ve taleplerimizi ifadeetmemizin dahi yasaklandığı bir dönemden geçiyoruz. 8 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığıönünde taleplerimizi iletmek isterken, Genel Merkezimiz ve Ankara 1 No’lu Şubemizin önünde sendikal hak ve özgürlüklerimiz yok sayılarak polis şiddetine maruz kaldık. Her ne kadar kararlı ve örgütlüduruşumuz sonrasında basın açıklamamız gerçekleşmişse de eğitim emekçilerine revagörülen bu uygulamayı kabul etmek mümkün değildir."

"Aynı yönetim aklı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da karşımıza çıkmıştır. ÖğretmenlikMeslek Kanunu, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerinidikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen, iktidartarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelikyayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarakkarar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz. Ayrıca sendikamız tarafından yönetmeliğinbütün maddelerine ilişkin Danıştay’a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacakeşitsizlikler ortaya çıkmadan bir an önce sonuçlanmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, farklı branşlarda da olsalar aynı okulda ve aynı sınıftaöğrencilerine emek veren öğretmenleri, farklı kariyerlere ayrıştırarak ve bu yapayayrıştırmaya göre farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenlerarasında eşitsizliğe yol açan bir düzenlemedir."

 "Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, sözleşmeli öğretmenlerin tüm hakları ile kadroya geçirilmesi beklenirken tersine bu Kanun kadrolu öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmenhiyerarşisine tabi tutmuştur. Oysa tüm öğretmenlerin asıl beklentisi, güvenceli iştir, eşit işe eşit ücrettir ve mesleki itibardır, saygıdır."

"Ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği budönemde emekçilerin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarınave sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez."

 "Velilerin algısında “nitelikli okul” ve “niteliksiz okul”  ayrımlarına “yeterli öğretmen”ve “yetersiz öğretmen” ayrımı eklenecektir."

"Kanunda özel okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomiktaleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Mevcut meslek kanunununöğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça ortadadır. Bundan dolayı yeni bir meslekkanunu düzenlenmek zorundadır. Öğretmenler lehine bir içerik taşıması gereken meslekkanunu, ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”na uygun şekilde düzenlenmelidir."

"Bu nedenlerle; Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerindeinsanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesini istiyoruz. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında gerçekleştirilecek sınava da, kariyer basamaklarına da karşıyız. Bu kanunun bir an önce iptal edilmesini, öğretmenemeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. Ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştirilerimiz ve önerilerimizdoğrultusunda demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak gerçek bir meslek kanunuistiyoruz."

"Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneğinin, Ayrımsız Bütün Eğitim ve Bilim Emekçilerine Bir MaaşTutarında ve Yılda İki Kez Ödenmesi SağlanmalıdırEğitim Sen, tüm eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edecek ve ekonomik, özlük, mesleki, sosyal ve demokratik haklarımız için mücadelesini yükseltecektir."

Eğitim İş temsilcisi Kadir Taylan; 

"YENİ EĞİTİM DÖNEMİ MEB’İN YARATTIĞI KRİZLERLE BAŞLIYOR"

"Bu yıl Milli Eğitim Bakanının çizdiği pembe tablonun aksine son yılların en zor ve tartışılan öğretim yılı olacak. Çünkü bu yıl da AKP’nin yarattığı, çözülmeyen ve kronikleşen sorunlarla karşı karşıyayız."

"Bakanın her şeyiyle hazır dediği okullarda birçok eksiklik var. Öğrenciyi, öğretmeni velileri zor günler bekliyor. İlçemizde kimi okullarda güçlendirme çalışması yapılıyor, kimileri ise yıkılıp yeniden yapılacak.  Bu yüzden kimi yerde iki hatta kimi yerde dört okul aynı binada eğitim veriyor. Bu okullarımız ikili eğitime geçmiş durumda. Öğrencilerimiz servislere mecbur kalıyor. Servis ücretlerine getirilen zamlardan dolayı bu sene daha çok sayıda öğrenci toplu taşıma kullanıyor. Bu da yoğunluğa sebep oluyor."

"Her gün karşılaştığımız zamlar okul kantinlerini de vurmuş durumda, çocuklarımız kantinlerdeki fiyatlardan şikâyetçi. Veliler okul kıyafetlerine, yardımcı kaynaklara para yetiştiremiyor."

"Okullarda kalabalık sınıflarda ders veriyoruz. Öğrencilerle bire bir ilgilenmemiz güçleşiyor. Şehir dışında kalan okullarımız var. Bu okullarımıza ulaşım güç Devam eden yol çalışmaları trafiği kilitliyor. Bu okullarda öğrencilerimiz sosyal imkânlardan uzak. Başta bu okullar olmak üzere tüm okulların girişinde birer güvenlik görevlisinin bulunması gerekiyor. Aksi takdirde çok ciddi güvenlik sorunları yaşanabilir."

"Bunun yanında çocuğunu özel okula veya dershaneye göndermek isteyen veliler ise geçen seneye göre iki üç kat artmış fiyatlarla karşı karşıya."

"Öğrencilerimizin geleceğe dair umutlarını yitirdiklerini görüyoruz. Daha bu yaşlardan itibaren yurt dışına çıkma hayali kuruyorlar. Ülkedeki ekonomik sorunlardan, merkezi sınavlardaki şaibelerden, adam kayırmacılıktan, liyakatsiz insanların belli makamlarda görev almasından öğrenciler de şikayetçi. “Hocam, okusak ne olacak ki! Atanamayacağım, iş bulamayacağım.” diyorlar. Gençlerimize umut olamıyoruz."

"Biz öğretmenler öğrencilerimizi en güzel şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz ve mümkün olduğunca işimize odaklanmak istiyoruz. Ancak Bigep gibi yerelde uygulanan projeler, bizlerin vaktini enerjisini alıyor. Bu çalışmalar ancak gönüllük esasına göre yapılabilir, bu çalışmalara öğretmenler mecbur tutulamazlar."

"Eğitimin alanında sadece biz öğretmenler yokuz, idarecisiyle, memuruyla, destek personeliyle biz ekip halinde çalışıyoruz. Bunlardan biri diğerinden daha az değerli değil. Ancak Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere ödeniyor. Bunun tüm eğitim çalışanlarına ve bir maaş tutarında ödenmesini istiyoruz".

"Elbette bir de hiçbir öğretmenin istemediği ama bizlere dayatılan bir meslek kanunu ve uzmanlık sınavı var. Öğretmenin ilk atama, yer değiştirme, özlük haklarının iyileştirilmesi gibi hiçbir sorunu çözmeyen bu yasa öğretmenleri uzman, başöğretmen olarak bölüyor ve bunu da bizlere bir sınav dayatarak yapıyor. Uzun bir online eğitim aldık, ders veren akademisyenler, konuları karşılarındaki ekrandan okudu. Çok fazla bilgi var. Biz öğrencilerimize, işimize odaklanmak isterken bir de sınava çalışmak durumundayız. Hükümetin isteği ücretlerde iyileştirme yapmaksa bunu sınav yapmadan, unvan vermeden de yapabilir. Biz zaten uzmanız, diplomamız var. Sayın bakanın uzmanlığı var mı? Öğretmenler zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu diye bölünmüş. Bir de uzman başöğretmen diye bölmeyin, biz bu unvanları istemiyoruz. Tek başöğretmenimiz var o da Mustafa Kemal Atatürk."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —