Eğitim-Sen`den açıklama

Eğitim-Sen`den açıklama

Siyasal-ideolojik çizgisine uygun olarak biçimlendirildiği bir dönemde eğitimde yaşanan ve giderek artan sorunlara kalıcı çözümler üretilememiştir.

EĞİTİMSEN BANDIRMA TEMSİLCİLİĞİ BASIN AÇIKLAMASI

2013-2014 eğitim-öğretim yılı, yıllardır acil çözüm bekleyen, özellikle geçtiğimiz yıl başlayan eğitimde 4+4+4 dayatmasının daha da derinleştirdiği yeni sorunlarla birlikte bugün resmen başlamıştır. Eğitim sistemi okul öncesinden yükseköğretime kadar, iktidar partisinin siyasal-ideolojik çizgisine uygun olarak biçimlendirildiği bir dönemde eğitimde yaşanan ve giderek artan sorunlara kalıcı çözümler üretilememiştir.  

2013-2014 eğitim öğretim yılı başında okullarda en çok gözlenen sorunlar, 4+4+4 sonrası okulların dönüştürülmesi kararları ile başlayan ve halen devam eden sorunlardır.

Gerek  ülke sathında gerekse Bandırma da karşı karşıya olduğumuz sorunları maddeler halinde sıralamak gerekirse

* Eğitimde 4+4+4 dayatması ile birlikte yaşanan okul dönüşümleri sonucunda öğretmenler ve öğrenciler resmen sürgün edilmiştir. Okul değişiklikleri ile öğrenciler arkadaşlarından, norm fazlası durumuna düşürülen öğretmenler okullarından ve öğrencilerinden koparılmıştır.  

* Okulöncesi eğitimde olması gereken 72 ay öncesi çocukların hala ilkokula kayıtlarının yapılması, bu durumdaki öğrencilerin tüm eğitim yaşantısını olumsuz etkileyecektir. 

* Okullarda fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri sürmekte, bu durum başta kalabalık sınıflar olmak üzere çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. 

* Okul dönüşümleri sırasında fiziki olarak en donanımlı okullar imam hatipe dönüştürülmüş, binlerce öğrenci mağdur edilmiştir.

* Yeni ortaöğretime geçiş modeli ile 8. sınıfta 12 merkezi yazılı sınav getirilerek öğrencilerin yaşadığı stres daha da arttırılmıştır. Sistem değişikliğinden en olumsuz etkilenecek olanlar kesimler yine ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler olacak, ekonomik durumu iyi olanlar dershaneler ve özel derslerle avantajlı hale gelirken, yoksul ailelerin çocukları meslek liseleri ve imam hatiplerin yolunu tutmak zorunda kalacaktır.   

* Yıllardır eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmaması nedeniyle, her eğitim öğretim yılı başından itibaren velilerin cebinden yaptıkları eğitim harcamaları katlanılamaz hale gelmiştir. Bu yıl çocuğunu ilkokulda okutacak olan bir öğrenci velisi yıl boyunca ortalama 3 bin 602 TL eğitim harcaması yapacaktır. 

* Eğitim sistemini adım adım ticarileştiren, Anayasada ilköğretimin devlet okullarında parasız olduğu yazarken yoksul halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarının son 11 yıl içinde 5 kat artmış olması düşündürücüdür.  

* Eğitimde 4+4+4 dayatması ile birlikte, zorunlu din derslerine ek olarak, din içerikli seçmeli derslerin fiilen "zorunlu seçmeli" hale getirilmesi, anadilinde eğitim hakkı taleplerinin görmezden gelinmesi gibi sorunlar, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, 2013-2014 eğitim öğretim yılında da öne çıkan temel sorunlar olarak dikkat çekmektedir. 

* 4+4+4 sonrasında taşımalı eğitim ve ikili eğitim sorunu artarak devam etmektedir. 

* Yönetici atamalarında yeniden getirilen sözlü sınav üzerinden belirlenen eğitim yöneticilerinin yandaş sendika üyelerine verilen sözlü notlar üzerinden "siyasi atama" yoluyla belirlenmesi, eğitimde siyasi kadrolaşma girişimlerinin arttığını göstermektedir. 

* Öğretmen açıkları sorunu devam etmekte, acil ihtiyaç olmasına rağmen 300 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmen işsizliğe mahkum edilmektedir. 

AKP hükümetinin dayatmasıyla uygulanan 4+4+4 modeli, eğitimde sadece biçimsel anlamda yaşanan değişikliklerle değil, genç kuşakların daha yoğun sömürüye hazırlanması, muhafazakâr ve dini değerlerin yönlendirici olduğu bir toplum oluşturmanın eğitim programının temelini oluşturması açısından bu yıl da eğitimde temel tartışma başlıklarından birisi olacaktır. 

Tüm inançlar karşısında tarafsız olunmalı, zorunlu ve seçmeli din dersi kaldırılmalıdır 

Türkiye`de bütün itirazlara ve yargı kararlarına rağmen ısrarla uygulanan zorunlu din eğitimi politikaları, 4+4+4 ile birlikte daha da derinleştirilerek, dinin bireylerin günlük yaşantısında oynadığı rolü ve eğitim sürecindeki ağırlığını arttırmayı, hatta belirleyici olmasını öngören bir yapıda örgütlenmesi hedeflenmiştir. 

 Hiçbir toplum tamamen aynı inancı paylaşan insanlardan oluşmadığına göre, tüm inançlara aynı mesafede bulunması gereken devletin ağırlıklı olarak bir dinin ya da mezhebin eğitimini zorunlu ya da seçmeli olarak vermemesi gerekmektedir.

Temel bir insan hakkı olan anadilinde eğitim hakkı önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır 

Demokratik, laik ve bilimsel bir eğitim sisteminin oluşturulmasının öncelikli koşulu, eğitim bilimlerinin temel ilkesi olan her çocuğun kendi anadilinde eğitim almasıdır. Anadilinde eğitim, çocukların zihinsel gelişimlerinin, öğrenme yeteneklerinin ve sağlıklı bir kimlik edinmelerinin en temel koşuludur. 

Herkese eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkının gerçekleşebilmesinin temel koşullarından olan her çocuğun kendi anadilinde eğitim alması sağlanmalıdır. Eğitimde ayrımcılığa ve dayatmalara son verilmeli, evrensel bir hak olan herkesin anadilinde eğitim alma hakkına saygı gösterilmelidir.

Eğitim Sen olarak, yıllardır çeşitli platformlarda sık sık dile getirdiğimiz, zorunlu din dersleri uygulamasına son verilmesi ve herkesin anadilinde eğitim hakkının somut olarak hayata geçirilmesi konusundaki ısrarımız, bu konularda somut adımlar atılıncaya kadar mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Eğitim sistemi içindeki tüm ayrımcı, dışlayıcı, cinsiyetçi ve farklılıkları yok sayan tek tip birey yaratma çabalarının asla başarılı olamayacağının bilinmesini istiyoruz. 

2013-2014 eğitim öğretim yılında , örgün ve kamusal eğitim süreçlerinden zorunlu din derslerinin çıkarılması ve herkesin anadilinde eğitim alma hakkı talepleri etrafında, eğitimde her türlü dayatmanın ve ayrımcı uygulamanın tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.  

                                              EĞİTİM SEN BANDIRMA TEMSİLCİLİĞİ