Bandırma Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Dr. Murat Ergöz, Kapıdağ’ın, Bandırma ve Erdek için çok önemli olduğunun altını çizdi.
Ergöz, şu açıklamayı yaptı:
Hemen yanı başımızda bulunan Kapıdağ Yarımadası, hem Bandırma hem de Erdek için gerek içerdiği tarihsel değerler, gerek oluşturduğu eşsiz iklimsel oluşumlar ve gerekse nispeten bakir kalmış doğası ile müstesna bir coğrafi alandır. Yaklaşık 300 kilometrekare büyüklüğünde ve kuzeyi ile batısı, yüksekliği 700-800 metreyi bulan dağlar içeren bu alan, içerdiği özellikler ile çevresine ayrı bir değer katmaktadır. Coğrafi açıdan tomboloya örnektir. Önceleri ada olan bu oluşum geçirmiş olduğu büyük depremler ve dalgaların biriktirmesi ile anakara ile birleşmiş ve yarımada halini almıştır.
Kapıdağ yarımadası günümüze kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması sebebi ile tarihi değerler içermektedir. Geçmişi M.Ö. 6.yüzyıla uzanan Kyzikos antik kenti limanlar, Hadrian tapınağı ve antik tiyatro gibi yapılar içermektedir. Kentin büyük bir bölümü halen toprak altındadır. Geçirmiş olduğu depremler nedeniyle liman dolmaya başlamış ve bataklık oluşmuştur. Efes kadar görkemli bir kent olan Kyzikos, tamamı ile yeryüzüne çıkarılırsa bölgenin turizmine, dolayısı ile Bandırma ve Erdek’e büyük bir artı değer katacaktır.
Kapıdağ yarımadası üzerindeki kırsal yerleşim alanları ile de pek çok ayrıcalık içermektedir. Örneğin Yukarı Yapıcı kırsal mahallesinin tarihi köy evleri adeta bir açık hava müzesini andırmaktadır. Ballıpınar kırsal mahallesi, dünyada birkaç yerde yetişebilen mor renkli özel bir soğana ev sahipliği yapmaktadır. Yine Yukarıyapıcı kırsal mahallesi sınırları içerisinde bulunan Kirazlı Manastırı gerek tarih gerekse inanç turizmi açısından daha fazla insan tarafından keşfedilmeyi beklemektedir.
Yarımada temiz su kaynakları, gölet ve doğal şelale de içermektedir. Kamping ve doğa yürüyüşü sevenler için eşsiz imkanlar sunmaktadır. Bitki örtüsü ve faunası ile ayrıcalıklı bir alandır.
Bölgede hâkim olan kuzeydoğu rüzgarları neticesinde yarımadanın doğu tarafı, batı tarafı ile kıyaslandığında daha az ormanlık alana sahiptir. Yarımadanın doğusu geniş ve yoğun ormanlık alanlarla kaplıdır. Denizden esen nemli kuzeydoğu rüzgarları nemini Kapıdağ’da bırakarak adanın batı tarafında nemsiz bir mikroklima oluşturmaktadır.
Etrafında milyonlarla ifade edilen nüfus yoğunluğu olmasına rağmen Kapıdağ’ın bakir kalmış doğası bir ayrıcalık oluşturmakla birlikte maalesef ranta dayalı yatırımların yapılması anlamında risk altındadır. Yarımadanın Düzler kırsal mahallesinden askeri kampların olduğu yere kadar olan bölgesinin imara açılması ile birlikte bölgenin betonlaşma riski bulunmaktadır. Diğer taraftan etrafının sanayileşmesi riski, çevre sorunlarını da arttırma ihtimalini barındırmaktadır.
Sonuç olarak, etrafındaki nüfus yoğunluğuna rağmen nispeten bakir kalabilmiş, yapısı gereği mikroklima özelliği oluşturan, tarihi, turistik, doğal değerleri olan bu coğrafya, eğer nitelikli bir şekilde korunmaya devam eder ve sahip olduğu tarihsel değerler gün yüzüne çıkarılabilirse, Bandırma ve Erdek şehirlerinin çehresini olumlu yönde değiştirme ve buraları zenginleştirme potansiyeli barındırmaktadır.” ÖNDER BALIKÇI
