Dün Başbakanlık`tan gelen taziye mesajından sonra gündem bir anda Ermeni meselesine çevrildi. Ermenistan`ın 24 Nisan`ı Türkiye`ye karşı bir koz olarak kullanmak istediği soykırım iddiaları veya diğer bir deyişle Ermeni Tehciri`nde neler olmuştu.
İşte Ermeni Tehcirini zorunlu kılan sebepler ve yaşananlar
KAFKAS CEPHESİNE YAPILAN SALDIRILAR
Osmanlı Devleti`nin tehcirdeki temel gerekçesine baktığımızda; Kafkaslar`da çarpışan Osmanlı askerlerini arkadan vuran, mâsum ve askerden arındırılmış köylere baskın yapmak sûretiyle çoluk çocuk demeden katleden, orduya giden iaşe yollarını vurup iaşeyi tahrip eden Ermeni çetelerine karşı tedbir almaktır.
MÜSLÜMAN HALKI KATLETTİLER
Osmanlı Devleti`nde 1890-1904 yılları arasında katliamların ve şiddet olaylarının yaşandığı tarihlerdir. Bu olayların yaşandığı yerler Samsun, Trabzon, Birecik, Harput, Van, Bitlis ve Sason (Muş) illeridir. Bu katliamların en korkuncu 1894 yılında Samsun ilinde gerçekleştirilmiştir. Ermeni çeteler, vergi toplayan memurlara kılıç ve silahlarla saldırmış, köylere doğru ilerleyerek Müslüman halkı katletmişler, mallarını yağmalamışlardır. Çeteler bu eylemleri gerçekleştirmekle iki amaca hizmet etmek istiyorlardı. Birincisi, Müslümanları katletmek; ikincisi de Osmanlı Devleti`ne düşman medya organlarına fırsat vermek, Osmanlının imajını Avrupa kamuoyunda karalamak ve Avrupa ülkelerinin müdahalelerini sağlamak için Ermenilerin öldürülmesini sağlamaktı.
Son yapılan araştırmalara bakıldığında 1915 tehcir edilen Ermeni nüfusu 458 bindir.
56.610 KİŞİLİK BİR FARK VAR
Vilâyetlere göre rakamlar Osmanlı arşivlerinde yer almaktadır. 382.148 kişi iskân bölgelerine varmıştır. Arada 56.610 kişilik bir fark vardır. Bunlardan 500`ü Erzurum-Erzincan arasında eşkıya grupları tarafından öldürülmüştür. 2000 civarında kişi, Urfa`dan Halep`e giden yol üzerinde, Meskene`de Urban eşkıyaları tarafından katledilmiştir. 2000 kişi de Mardin`de eşkıya tarafından öldürülmüştür. Dersim bölgesinden geçen kafilelere bölge halkının saldırıları sonucunda yaklaşık 5-6 bin kişi ölmüştür. Yine bu ölüm olayları ile ilgili kesin rakamlar Osmanlı arşivlerinde yer almamaktadır. Bu saldırılar neticesinde toplam 9-10 bin kişinin ölmüş olduğu tesbit edilmiş, o zaman Osmanlı Devleti saldırıların durdurulması için geçiş güzergâhındaki vâlilere emirler göndermiş ve saldırganların yakalanarak cezalandırılmasını istemiştir. Ayrıca vâliler yol emniyetini almaları noktasında defaaten uyarılmışlardır. Hastalıklardan kaynaklanan ölümler de meydana gelmiştir.
Osmanlı Devleti ihraç ettiği Ermenilere nasıl bir uygulama yapmıştır?
1- Osmanlı Devleti, Nazilerin aksine, topraklarında yaşayan Ermenilerin belli bir coğrafyadakilerini nakletmiştir. Nakil, Osmanlı Devleti`ne karşı silaha sarılan Ermeni gruplarını ve onlara lojistik destek verenleri kapsamaktadır.
2- Nakledilenler yine Osmanlı sınırları içinde yer alan bir coğrafyaya göç ettirilmiş, göçe tabi tutulanlara, Nazilerin evlere baskın yaparak yaka-paça toplama kamplarına sevk uygulamalarının aksine, göç hazırlığı yapmaları için bir hafta ile 15 gün arasında süre verilmiştir.
3- Göçen Ermenilerin tüm ihtiyaçları (yiyecek, sağlık, bilet temini v.s.) devlet tarafından "Muhacirîn tahsisatı"ndan karşılanmış, bir şehir ve kasabada yaşayan Ermenilerin tümü sürgüne gönderilmemiş, hastalar, yetimler, katolik ve protestan mezhebi mensuplarıyla, zanaat sahipleri ve orduda görev yapanlar tehcir kapsamı dışında tutulmuştur.
4- Göçe tabi tutulanlar, Nazilerin toplama kamplarının aksine, gittikleri yerlerde, devlet tarafından evler yapılması, hayatlarını devam ettirebilmeleri için yerleştirildikleri yerlerin ziraate elverişli olması ve göçmenlerin geldikleri vilâyetlerin belirlenerek, nüfus kayıtlarının çıkarılması karar altına alınmıştır.
5- Nazi kamplarının aksine, hasta göçmenler için kamplarda hastahaneler kurulmuş, göçmenlerin sağlık sorunları ile ilgili olarak çeşitli ülkelerin sağlık ekiplerine kamplarda görev yapmaları için izin verilmiştir. Konsolos raporlarına göre, bu yabancı sağlık mensuplarından bazıları bulaşıcı hastalık nedeniyle ölmüştür.
6- Kimsesiz çocuklar ve yetimler, yetimhanelere ve bazı zengin ailelerin yanına yerleştirilmiş, 1919 yılında geri dönüş izni verilince bu çocuklar yakın akrabalarına teslim edilmiştir.
7- Aşiretlere ve sivil halkın saldırısına karşı kafileleri korumak üzere jandarma görevlendirilmiş, suistimalde bulunan görevli ve halktan kimseler mahkeme edilerek cezalandırılmıştır.
8- Zorunlu göçten kurtulmak için müslümanlığı kabul ettiğini söyleyenlerde göç ettirilmiş, fakat bir müslümanla evlenmiş kadınlar göçten muaf tutulmuştur. Bu gibilere, savaş sonrasında çıkarılan bir yasa ile, istedikleri takdirde eski dinlerine dönebilme imkânı tanınmıştır.
9- Savaş, kuraklık, çekirge istilâsı, seferberlikten dolayı iş yapabilecek hemen bütün erkeklerin silah altına alınması gibi nedenlerle, tarladaki mahsulün kaldırılamamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan yiyecek sıkıntısından dolayı, başta Amerika olmak üzere çeşitli devletlerin yardım kuruluşlarının yardım talepleri kabul edilmiş, bunlar tarafından Suriye`deki Ermenilere yardım edilmiştir.
10- Savaşın sona ermesiyle birlikte, devlet tarafından çıkarılan "geri dönüş kanunu" ile göçmenlerin evlerine dönmeleri sağlanmış, Ermeni Patrikhanesi`nin tespitlerine göre 644.900 Ermeni geri dönmüştür.