Eski FİFA hakemlerimizden, Merkez Hakem Kurulu(MHK) eski başkanı Mustafa Çulcu, yaz tatilini geçirdiği Erdek'te futbolumuzu ve hakemliğimizin son durumunu değerlendirdi.
Gönen doğumlu olan Çulcu, gençlik yıllarında Gönenspor'un formasını giydiğini, 16 yılı Süper Lig, 8 yılı FİFA hakemliği olmak üzere 24 yıl hakemlik yaptığını vurgularken, bu süre içinde profesyonel liglerde 500, yurt dışında ise 50 karşılaşmada düdük çaldığını belirtirken, şunları söyledi:
Geride bıraktığımız Euro 2012 Avrupa Kupası maçlarında çıkan toplam 3 sarı kart, hakemin kararlarına itirazdan kaynaklandı. Oysa ülkemizdeki Süper Lig'de, yalnızca bir maçta, hakemin kararlarına itiraz nedeniyle 5 sarı kart çıkabiliyor. Türkiye Ligi'ndeki karşılaşmalarda hakemin üzerinde çok çeşitli baskılar oluşabiliyor. Bu baskıların başlarında futbolcu, tribün, medya, teknik adamlar ve sanal hakem baskıları geliyor.
Cüneyt Çakır, artık bir marka
Euro 2012'de düdük çalan Cüneyt Çakır'ın, artık kendini ve Türkiye'yi aştığının altını çizen Çulcu, şu değerlendirmede bulundu:
Artık şu gerçeği vurgulamakta yarar var: Cüneyt Çakır,Türk futbol hakemliğinin en başarı ismi olarak tarihe geçmiştir ve bir marka durumuna gelmiştir. Önümüzdeki Dünya Kupaları ve Avrupa Kupaları'nda da yerini garantilemiştir. Son dönemlerde, Avrupa'da futbol hakemliği tıkanmıştır. Avrupa, yeni ve genç hakemler aramaktadır. İşte bunlardan biri de Cüneyt Çakır olmuştur. Hakemliği bıraktığında ise FİFA ve UEFA'da çok önemli yerlerde görev alacağı kesindir. Tabii ki, Türk hakemliğinin istenilen düzeye gelmesi için bir Cüneyt Çakır yetmez. Çakır gibi birçok hakemimizin de aslında Avrupa yolu açıktır. Bunların başlarında Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek, Bülent Yıldırım, Halis Özkâhya ve Tolga Özkalfa'yı sayabilirim. Tabii ki, bunun için Türk Futbol Hakemliği'nin ve MHK'nin kurumsallaşması gerekir.
Türkiye'de ve bilhassa Anadolu'da çok yetenekli futbol hakemlerinin bulunduğunu, ancak yetenekli hakem yöneticisi sıkıntısı yaşadığımızı öne süren Çulcu, şöyle konuştu:
Bölge sorumluları, yetenekli hakemleri çok iyi değerlendirerek, MHK'ye önermelidir. Tabii ki, MHK'nin de onun adamı', bunun adamı' demeksizin, hak eden hakeme düdük ve bayrakları vermesi gerekir. Size şöyle bir örnek vereyim. Balıkesir Bölgesi hakemlerinden İlker Meral'i, benim MHK Başkanlığım döneminde klâsman yükselttim. Meral'in, üç ay sonra yaşı dolacağından, klâsman yükselme şansı kalmayacaktı. Kendisine güvenerek, klâsmana aldım. İlker Meral, önce Bank Asya'da, sonra da Süper Lig'de düdük çalmaya başladı.
Balıkesir Bölgesi hakemlerinden Serdar Karakaş'ı da beğendiğine dikkati çeken Çulcu, Önceki yıllarda İlker Meral'in yönetirken sakatlandığı bir maçın dördüncü hakemi Serdar Karakaş'tı. Meral'in yerine geçerek, mükemmel bir yönetim gösterdi. O dönemin MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ın, Karakaş'ı hemen klâsman yükselterek kazanmasını beklerdim, yapmadı diye konuştu.
Hakemlerin, kendi liderlerini çıkarmaları gerektiğinin altını çizen Mustafa Çulcu, şu değerlendirmede bulundu:
Şu anda MHK'nin başında, insanlığını ve kişiliğini çok takdir ettiğin eski futbolcu Zekeriya Alp bulunuyor. Ancak, bunu doğru bulmaya olanak yok. İçim sızlıyor. Hakemler, kendi liderlerini neden MHK Başkanlığına getiremezler, anlamak zor!
Türk Futbolu'nun, son dönemde yaşadığı şike krizi'ne hiçbir hakemin isminin karışmamış olmasını memnuniyetle karşıladığını belirten Çulcu, Ancak, futbolumuza yara açan bu olay, keşke hiç yaşanmasaydı dedi.
Şike krizinin yaşandığı dönemde, Süper Final'de oynanan 12 maçın 3'ünü Fırat Aydınus, 3'ünü Bülent Yıldırım, 2'sini Kâmil Habitoğlu ve Fenerbahçe-Galatasaray arasındaki finali ise Cüneyt Çakır'ın yönettiğine dikkati çeken Çulcu, Hakemlerin hiç konuşulmadığı bu dönemde, tüm yükün bu dört hakeme yüklenmesini doğru bulmadım. Keşke MHK, bu isimlerin dışında da, genç ve yetenekli diğer hakemlere görev verip, onları da kazansaydı diye konuştu.
Önümüzdeki 2012-2013 sezonunda, Süper Lig'in çok zorlu geçeceğine işaret eden Çulcu, Çünkü artık şike dönemi geride kaldı. Tüm takımlar, var güçleriyle kendilerini sahada kanıtlamaya çalışacaklar. Çatır çatır bir lig geçeceğini düşünüyorum. Bu nedenle hakemlerimizin, çok iyi bir hazırlık yapmaları gerekir değerlendirmesinde bulundu.
Futbol hakemliğinin zevkli ve uzun soluklu bir uğraş olduğunun da altını çizen Çulcu, klâsman yükselemeyen genç hakemlerin hiçbir zaman küsmeyerek, mücadelelerini sürdürmelerini istedi.
Uzun yıllar hakemlik yapan Çulcu, unutamadığı bir anıyı da şöyle dile getirdi:
Bir karşılaşmada, bir oyuncu, ceza alanı içinde rakibini düşürünce penaltı noktasını gösterdim. Penaltıya neden olan oyuncu,, Hocam, iki çocuğumun ölüsünü öpeyim ki, rakibe dokunmadım' deyince küçük bir tereddüt yaşadıysam da, kararımın arkasında durdum. Her maçımı, kayda alıp, videodan izlerim. Evde de izledim ki, verdiğim penaltı kararı doğru. Ancak, bir süre sonra şu bilgiye ulaştım. Bana, iki çocuğunun ölüsü üzerine' itiraz eden futbolcu, evli değildi. Daha sonra evlendi.