Tarih: 24.09.2024 10:53

Etimaden'de eylemsel hareketlilik

Facebook Twitter Linked-in

Çalışma hayatında karşılaşılan başta geçim sıkıntısı olmak üzere iş barışını bozan gelişmeler, ücret ve vergideki adaletsizlik, kamuda ücret dengesizliği, kamuda taşeron uygulamalarının sürmesi ve benzeri sorunlara karşı Konfederasyon bünyesinde Türk-iş’in aldığı karar doğrultusunda bu sabahtan itibaren işe giriş ve çıkışlar da Merkez Laboratuvar önünde servislerden inilerek Basın açıklamalarına başlandı.

Aynı zamanda 1 saat oturma eyleminin yapıldığı Etimaden merkez işletme yanı sıra Sülfürik Asit Fabrikasında da sendika temsilcileri önderliğinde yemekhane önünde aynı saatlerde eylemsel hareketlilik sürdürülmeye başlandı.

Etimaden merkez işletmesinde gerçekleştirilen eylemsel hareketliliğinin merkezinde konuşan Petrol İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı Tuncay Topuz;

“Sevgili Arkadaşlar,

Değerli Basın Mensupları,

Bugün yine bir aradayız. Sıkıntılarımız artarak devam ediyor.

* Hayat pahalılığı,

* Satın alma gücümüzdeki gerileme,

* Adaletsiz vergi sistemi,

* Kamu işyerlerinde ticaret dengesizliği,

* İşsizlik,

* Güvencesiz çalıştırma ve

* Kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar,

Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır.

Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.

Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık.

Ardından 26 Ağustos'ta Tekirdağ/Çerkezköy'de, 3 Eylül'de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık.

Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk.

Ancak bir sonuç alamadık.

Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı.

Değerli Arkadaşlar,

Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk.

Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı.

Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar "çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz" diyor.

Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış... 

İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor.

Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor.

Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu.

İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır.

Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz

Değerli Arkadaşlar,

Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi, işçiler mağdur olmadı.

Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir.

Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımız gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor.

Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.

İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. 

Değerli Arkadaşlar,

Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.

Az kazanandan az çok kazanandan ok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin dediği kadar vergi vermiyorlar.

İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak demek zorunda kalmaktadır.

Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var.

Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.

Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oran bütün isçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.

Değerli Arkadaşlar,

Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır.

Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman fark bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.

Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.

Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışı ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.

Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.

Değerli Arkadaşlar,

Sosyal güvenlik sistemimize birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir.

Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.

Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.

Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.

Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.

Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 

İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.

Değerli Arkadaşlar,

Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır.

İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi.

Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda "kızımın çeyizi oğlumun düğün parası" dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk.

TÜRK-İŞ ve PETROL-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bugüne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık.

Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi.

Kıdem tazminatı tavan uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı.

Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.

Değerli Arkadaşlar,

TÜRK-İŞ ve sendikamız PETROL-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.

Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışan ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor.”



Your browser doesn't support HTML5 video.

Your browser doesn't support HTML5 video.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —