Haber/ Önder BALIKÇI
İzmir`de, Friedrich Ebert Stiftung-Umut Vakfı işbirliğiyle, "Türkiye`de BireyselSilâhsızlanma ve Şiddet Haberleri" konusunda düzenlenen yerel medya seminerinde konuşan,Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Av. Fikret İlkiz, "Şiddet Haberlerinde İnsan Hakları" ileilgili düşüncelerini dile getirdi.
Temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik hukuk sisteminin, aynızamanda "insancıl bir ceza hukuku" olacağını vurgulayan İlkiz, şu değerlendirmede bulundu:
"Güvenlik veya özgürlüğe dayalı iki hukuk sisteminden hangisinin vazgeçilmezolduğu gündeme gelse, insan temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmemek gerektiği inancıiçinde, güvenliğe dayalı hukuk sisteminin yerine, bu sistem tercih edilmelidir. İnsan içinen önemli hakların başlarında ifade ve konuşma özgürlüğü, tapınma ve inanç özgürlüğü,yoksulluktan kurtulma özgürlüğü, korkudan kurtulma özgürlüğü gelir. Eğer ifade özgürlüğüvarsa, devlet vardır. Bu nedenle devlet, ifade özgürlüğünü yok etmemeli, vatandaşlarına aslaşiddet uygulamamalıdır. Devlet, vatandaşlarının birbirlerine düşmanlık göstermesini önlemekzorundadır. Buna paralel şekilde de kimse, birbirine nefret suçu işlememelidir. Devletler vehepimiz, dünya üzerinde öldürülen tüm gazetecilerin ölümünden, cinayetlerin suçlularınınbulunmamasından sorumluyuz. Devlet, yazar ve gazetecilerinin etkili bir şekilde korunmasıiçin bir sistemi yaratmak zorundadır."
Ragıp Duran:"Nefret yerine sevgiyi egemen kılmalıyız"
Gazeteci-Yazar Ragıp Duran da, "Medyada Nefret Söylemi" konulu konuşmasında,medyada şiddet ve ayrımcılığın olmaması gerektiğinin altını çizerken, "Yayınlarında şiddetbulunan bir gazetede, gazetecilikten söz edilemez" dedi.
İfade özgürlüğünün vazgeçilmez bir hak olduğuna işaret eden Duran, şunları söyledi:
"Din bile bir tabu ve eleştirilemeyecek bir kurum değildir. Tabii ki, dine saygıgöstermek, saldırmamak ve aşağılamamak koşuluyla. İdam cezasının yeniden yürürlüğegirmesini de istemek, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Ne yazık ki,olağanüstü bir şiddet toplumuyuz. Kendimizi, şiddetin sarmalından kurtaramıyoruz. Şiddet,doğumuzdan, ölümümüze dek yaşamımızın her anında bulunuyor. Medyada da şiddetinboyutları çok büyük. Televizyonlarımızdaki haberler ve çeşitli dizilerde bir ölüm olayı biletekrarlarla çok sayıda gösteriliyor. Artık nefret söylemi yerine, sevgiyi egemen kılmalıyız.Her şeye karşın ülkemizde, sevginin, nefretten biraz daha fazla olduğuna inanıyorum."
Duran, toplumda nefret duygusunun ortadan kaldırılması için hukuki mücadelekapsamında, eski yasaların yenilenmesi, gerçek nefrete karşı söylem mücadelesi, medyatiknefrete karşı mesleki mücadelenin gerektiğini sözlerine ekledi.