Tarih: 20.12.2012 17:50

Genel İş`ten asgari ücret değerlendirmesi

Facebook Twitter Linked-in



Genel İş Bandırma Şube Başkanı Recep Kum yaptığı
basın açıklamasında şu düşüncelere yer verdi:
Ge
nel İş


Asgari Ücret Tespit Komisyonu adı verilen, devletle sermayenin ittifakı üzerine şekillenen ve hükümetin onay merci konumunda olan toplantılara devam ediliyor.

Yarın bu toplantıların üçüncüsü yapılacak. Milyonlarca işçiyi ilgilendiren bu komisyonda neler konuşulduğunu biz bilmiyoruz. Çünkü bu toplantılar kapalı kapılar ardında gerçekleştiriliyor.

Hükümet, programına yüzde 3'lük artışı koymuş. Yani 22 TL'lik artış ile sefalette ısrar demeye devam ediliyor. Masadan çıkaracakları rakam da sonuç olarak budur. Bilinsin ki bu rakamda en ufak yükselme ancak dışarıda verilen mücadelelerin bir başarısı olacaktır.


Asgari ücret sistematik bir biçimde siyasal iktidarlar eli ile sefalet ücreti seviyesinde tutulmaktadır. O yüzden bugün asgari ücrete müdahale etmek, egemenlerin, sermayenin bölüşümden kendileri adına daha fazla pay alma çabalarına vurulacak bir darbedir. O yüzden bu konuda verdikleri direnç fazladır. O yüzden bölüşüm sürecine emekten yana müdahalenin en önemli aracı asgari ücretin tespit süreçleridir.

Komisyonda devlet ve sermaye örgütü temsilcileri ağırlıktadır. İşçi kesimini ise Türk-İş temsil etmektedir. Geçtiğimiz yıl yapılan ücret artışları oy birliği ile alındı. Yani işçinin açlığa ve yoksulluğa teslim edilmesine hükümet, işveren temsilcileri ve işçileri orada temsil etme iddiasında olan Türk-İş oy birliği ile karar verdiler.

Asgari ücret, bilindiği gibi ödenmesi zorunlu olan en az ücrettir. Asgari ücret, işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma uyuluyor mu? Hayır! Deniyor ki asgari ücret pazarlık ücreti değildir. Yani ben belirlerim, pazarlık konusu yapmam” deniyor.

Bu oyunu bozmalıyız ve bozacağız arkadaşlar. Bir yanda Asgari Ücret Tespit Komisyonu sahnesi öte yanda biz olacağız. Masanın diğer kısmına işçi sınıfının örgütlü iradesini koyacağız.

Araştırma Enstitümüzün son hesaplamalarına göre açlık sınırı Kasım 2012 itibari ile 1061 TL'ye ulaştı. Yoksulluk sınırı 3 bin 351 TL seviyesinde. Evli,
eşi çalışmayan bir işçinin asgari geçim indirimi ile eline geçen ise yalnızca 773 TL'dir.

Asgari ücretli gelirinin sadece yüzde 33,7'sini asgari ücrete ayırabiliyor. Buna göre asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 2,17 TL olurken, öğün başına bu tutar sadece 72 kuruş düzeyinde kalmakta. Önerilen zam ise % 3. Yani aylık gıda için 8,94 TL. Kişi başı gıda için aylık 2,23 TL. Bir ayda 120 öğün var arkadaşlar. Her öğün için kişin başına 2 kuruş zam yapılıyor. Bu rakam, emekçinin emeği ile dalga geçmek değil de nedir?

Yeni yapılacak artışla birlikte barınma ve ısınma için asgari ücretlinin ayırabileceği tutar aylık sadece 7 TL artacaktır. Bu tutar zaten çoktan doğalgaz, kömür ve odun zamları ile eriyip gitti. Kaybı telafi etmekten çok uzak.


Türkiye'de evini yeteri derecede ısıtamayanların, yeni bir elbise alamayanların oranı % 36. Yani 26 milyon kişi. Tatil yapamayanların oranı yüzde 87, yani 63 milyon kişi. İki günde bir et, tavuk yada balık içeren yemek yiyemeyenlerin oranı % 60 yani 44 milyon kişi. Bu insanların çoğu emekçi insanlar, yoğun çalışma koşulları altında emeği sömürülen insanlar. Yani bu insanlar haftada 50 saat-60 saat çalışıyor, çocuklarının karnı da doymuyor. Bunu kabul etmek mümkün değil.

İşveren tarafından uygulanması zorunlu olan ve yasal olarak bağlayıcılığı bulunan asgari ücretin tespiti gelir dağılımını da düzenleyici bir role sahiptir. Kaynakların kimler lehine dağıtılacağı konusunda en önemli süreçlerden biridir.

Dolayısı ile asgari ücretin tespiti konusunda takınılan tutum tamamen sınıfsal bir içeriğe sahiptir. Yoksullukla mücadele söylemi adı altında, uygulanan ekonomi politikaların sonucunda muhtaç duruma düşürülmüş geniş halk yığınlarına, çeşitli yardımları gündeme getiren hükümet, yoksulluğu yenmenin en önemli aracı olarak görülen asgari ücretin tespitinde ülke şartları, enflasyonla mücadele gibi öznel olmayan değerlendirmelerle ücret artışlarına ket vurmaktadır. Bu da yoksulluğun ve sefaletin sürdürülmesi anlamına gelmektedir.

Asgari ücretin ekonomik büyüme ve verimlilik artışından pay almaması, üretilen kaynakların belirli ellerde toplanması anlamına gelmektedir. Gelir dağılımını düzenleyici bir rol oynaması beklenen asgari ücretin, açlık sınırının bile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir. Asgari ücretin, temel gereksinimleri karşılayacak bir biçimde ele alınması gerekmektedir.

Ayrıca enflasyon rakamları ile asgari ücretin alım gücü arasındaki uyumsuzluk devam etmektedir. Asgari ücretli ısınma, ulaştırma ve ekmek gibi yaşamsal alanlarda alım gücünü kaybetmiş durumdadır. Bunun adı gizli yoksullaşmadır!

Bugün asgari ücret işçinin ailesi ile sadece sağlıklı olarak beslenmek için yapması gereken harcama, ücretinin yüzde 70'i, insan onuruna yakışan bir ücretin ise sadece yüzde 22'sidir. Biz artık bu oyunu bozmanın vaktinin geldiğini düşünüyoruz.

Taleplerimiz çok açık ve net:
• Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir.
• Asgari Ücret Tespit Komisyonu lağvedilmeli, asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplu pazarlık süreci olarak ele alınmalıdır.
• Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.
• Asgari ücretin herkese bölge, yaş, işkolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, bölgesel asgari ücret” uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır.
• Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalıdır.
• Asgari ücretlinin geçim haddi ile enflasyon arasındaki uyumsuzluğun yoksullaştırıcı etkisi göz önüne alınarak, enflasyon verilerinde temel harcama kalemleri dikkate alınmalı, TÜFE sepeti emek örgütlerinin katılımı ile belirlenmeli ve denetlenmelidir.
• Asgari ücretle çalışanlar için elektirik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır.
• Sabah 6.00-9.00 ile akşam 18.00-21.00 saatleri arasında ulaşım parasız olmalıdır.
• Eğitimde hiçbir isim altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır.

Halep ordaysa arşın burada! Asgari ücret tespit komisyonu ordaysa, işçinin iradesi de burada! Bu oyunu bozacağız. Yeter ki inanalım.

Bu duygularla hepinizi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK ve Sendikam Genel-İş adına selamlıyorum.`` 








Orjinal Habere Git
— HABER SONU —