“Elbette teknolojiye karşı değiliz, ancak BAZ istasyonuna karşıyız!...”
Bu toplumsal direniş bugün Gönen ilçesi Kurtuluş Mahallesinde yaşandı. Kurtuluş Mahallesi Kanal boyu yürüyüş yolu çevresine BAZ istasyonu kurmak amacı ile inşaat yapmaya başlayan Vodafone, taşeronu Mahallelinin tepkisi ile geri adım attı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren BAZ istasyonu inşaatını engelleyen Kurtuluş Mahallesi sakinleri olayı taşıdıkları Gönen Belediyesinden destek beklerken az daha köstekleniyorlardı!..
Her fırsatta sosyal belediyecilik ilkesi ile eşit hizmet, eşit hak ile vatandaşın yanında olduğunu haykıran Yeşil Gönen’in kurumsal yapısını pazarlayan Kasap Belediye Başkanı, BAZ istasyonu mezbahasında vatandaşı pırasa gibi doğramak isteyen Vodafone,’nin kaçak yapısını yıkmak yerine, topu başkan yardımcısı Mehmet Yılman’a atarak kendisi ortalıktan kayboldu.
Günün ilerleyen saatlerinde Kurtuluş Mahallesindeki AYKOME’nin kaçak Vodafone, inşaatına gelen Başkan vekili Mehmet Yılman inşaat amelelerinden farklı bir şey söyleyemedi!...
Yılman, “ Vodafone,yapı iznini Büyükşehir Aykome’den almış, bize de sormazlar, bizim bir tek sorumlu olduğumuz konu, söz konusu yapıya bağlanacak olan Elektrik hattı için yolda kazı yapmak, bunun içinde belediye veznesine gereken ödeme yapılmıştır!..” İşte mükemmel bir çözüm belediyeciliği, Bu çözümsüzlük 81 vilayet gibi 14 Mayıs’ta Gönen’de de %50,le tecelli ederek Başkan İbrahim Palaz’ın “Yolcudur Abbas!” olduğunu göstermiştir.
Siz bu kentin Belediye Başkanı iseniz ve vatandaşın lehine çözüm parolasıyla kentin şehremini olmuşsanız, ve Kurtuluş mahallesinde çoluk-çocuk, Kadın-Erkek sokağa dökülmüşse ve sizde önceleri olduğu gibi vaadiniz olan çözümü üretmek yerine topu Mehmet Yılman’a atarak ortalıktan kayboluyorsanız size küçük bir Demirel anekdotunu hatırlatmak isterim.
Memleketin birinde önceki Belediye Başkanından görevi devir alan yeni Başkan'a öğüt veren eski başkan, “Hayırlı uğurlu olsun evladım… İnşallah başarılı olursun… Şayet günün birinde başın düşerse dara alt çekmeceye 3 mektup bıraktım sırasıyla açar, okur meseleyi çözersin…”
İlerleyen zamanlarda işler kötü gitmeye başlamış. Başkan’ın aklına mektuplar gelmiş. İlk mektubu açmış. Mektupta "Geçmişi suçla" yazıyormuş. Buna istinaden geçmişi suçlamış, enkaz devraldım, işte efendime söyleyeyim geçmişte şöyle idi cart curt derken bir zaman kazanmış. Fakat devamında işler yeniden kötüye gitmiş. İkinci mektubu da açmış ve mektupta "Çevrendekileri suçla" yazıyormuş. Buna müteakip olarak ben iyiyim fakat çevrem kötü demeye başlamış ve yine süre kazanmış.
Derken işler daha da kötüye gidince son çare üçüncü mektubu açmış ve mektupta şöyle yazıyormuş:
"Sen de üç mektup yazmaya başla."!...
