Kimi zaman sayfalar dolusu bir yazının yeterince anlatamadığı bir konuyu, bir karikatür öylesine güzel anlatır ki, şaşırır kalırsınız.
Karikatürist-yazar Hikmet Aksoy, "Karikatür, toplumsal sorunların ortadan kaldırılmasında panzehir görevini üstlenir. Karikatür, çağımızın sanatı olma özelliğini sürdürüyor. Toplumsal yaşamın her alanındaki olumsuzluklar, karikatür sanatçıları tarafından özgün çizgilerle dile getirilerek, bir yerde doğru yol gösteriyorlar" diyor. Son derece haklı, elbette ki?
Tarih boyunca yönetimler, gülmeceyi(mizah)sevmemişlerdir. Toplumda baskı varsa gülmece artar ama iktidarlar, gülmeceyi bastırmaya çalışırlar.
Aslında, gülmeceden ürkmemek gerekir. Çünkü öfkeyi boşaltan gülmece, aşı gibidir.
İmalı konuşma, insan kişiliğine bir saldırıdır ama gülmece, çok ciddi bir sanattır.
Ülkemiz, gülmece açısından çok zengindir. Örneğin, Nasrettin Hoca ve Bektaşi fıkralarında derinlik vardır. Temel fıkralarında ise aptala gülüyoruz. Tabii, bozulmamış, gerçek Temel fıkralarından söz ediyorum. Yine Aziz Nesin`in öykülerinde, insanımızın aptallıkları dile getirilir.
Avrupalı fıkralar ise sizinle dalga geçer.
Gülmecenin, kişinin ruh sağlığına da katkısı büyüktür. Bu nedenle, ruh sağlığını ayakta tutabilmek için de gülmece okumanın önemi büyüktür.
Atatürk, liderliğin sırlarıyla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Espri anlayışınız, çoğu kez problemlerin çözümünü kolaylaştırır. Espri anlayışınız zekânızı keskinleştirirken, karşınızdakilere mesajlarınızı, kırıcı olmadan vermenizi sağlar."
Yazımızı bir fıkra ile noktalayalım:
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, başkentten, bir kaymakama, ilçedeki "mevaşî" sayısının bildirilmesi emri gelir. Arapça`da "mevaşî"nin, "geviş getiren hayvan" anlamına geldiğini bilmeyen kaymakam, memurlarını çağırıp, "Mevaşî ne demektir?" diye sorar. Bilgiçlik taslamak isteyen biri, "Mevaşî, yaş ağaç demektir" der. Bir başkası, "Mevaşî, aşevlerinin çoğuludur; ilçedeki aşevlerini soruyorlar" diye yanıt verir. Sonunda, en bilgilileri olan kadı, "Mevaşî, maaştan geliyor. En çok maaş alan, en çok okumuş memurlar soruluyor" der. Buna aklı yatan kaymakam, kâtibine, "Yaz" der. "İlçemizde, kadı ile benden başka mevaşî yoktur?"