Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği(GÜMÇED) Bandırma Şubesi kapandı.
GÜMÇED Bandırma Şube Başkanı Gültekin Mutlu düzenlediği basın toplantısında, “GÜMÇED Bandırma Şubesi olarak doğal ve kültürel çevrenin korunması konusunda üzerimize düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmenin verdiği iç huzuruyla genel merkezimizin 23.01.2024 tarihinde aldığı fesih kararı nedeniyle Bandırma Şubesi olarak çalışmalarımıza son veriyoruz. Bu süreç içinde dernek olarak örgütsel bağımsızlığımıza azami özeni gösterdik. Kimsenin ve hiçbir kurumun ne ön ne arka bahçesi olduk. Demokrasi ve emek bileşenleriyle hak ve özgürlük mücadelesinde hep yan yanaydık. Bundan sonra da ‘gönüllü çevreciler’ olarak hem çevre hem demokrasi mücadelesinde birlikte olmaya devam edeceğimizin altını çiziyor, başta her zaman desteğinizi gördüğümüz siz basın emekçilerine, çalışmalarımızda yanımızda olan üyelerimize, etkinlik ve eylemlerimize katılan ‘çevre gönüllüleri’ne teşekkürü bir borç biliyor, sizlere çalışmalarınızda kolaylık ve esenlik diliyoruz” dedi.
Mutlu, konuşmasında gerçekleştirdikleri çeşitli çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Sanayileşmenin Güney Marmara’da açtığı çevre kirliliğini önleyebilmek için duyarlı arkadaşlarımızla birlikte Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği’nin Bandırma Şubesini açtık. O günden bugüne gerçekleştirdiğimiz bir dizi etkinlik ve eylemle önemli işlere imzamızı attık. Yaptıklarımızı başından sonuna kadar sıralamaya ne zaman yeter ne de gerek var. Çünkü hepsini siz değerli basın emekçileri aracılığıyla kamuoyuyla paylaştık. Ancak birkaçı üzerinde durmanın yararlı olacağı düşüncesindeyiz.
Manyas Kuş Gölü’ndeki kirliliği raporlarla ortaya koyarak bir bilinç ve duyarlılık oluşturmanın yanında, uluslararası ve ulusal sözleşmelerle koruma altına alınan, bu doğrultuda hazırlanan Manyas Kuş Gölü Eylem Planı’na yetkililerin uymadığı ve gerekli çalışmaları yapmadığı gerekçesiyle yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduk. Yaptığımız açıklamalarla bu konuyu sürekli gündemde tuttuk. Çünkü Manyas Kuş Gölü, onu besleyen derelerdeki kirli, zehirli sularla sulanan tarlalar ve bahçelerdeki ürünleri yiyen halkın sağlığı da ciddi oranda tehdit altındaydı. Bu bağlamda iki kez bölgemizdeki kanser hastalığına yakalananların sayısını yıl yıl açıkladık.
Havamızı, deremizi, denizimizi, suyumuzu kirleten tesisler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Arıtma tesisi olmayan ve atığını Eğridere’ye boşaltan biyogaz tesisinin yarattığı kirlilik nedeniyle Doğruca köyünde köylülerle birlikte büyük bir eylem gerçekleştirdik. Yine Balya Orhanlar’da, altın madenciliğine karşı köylülerin yoğun katılımıyla bir basın açıklaması yaparak, ocağa kadar yürüdük.
Edincik’te bulunan bir firmanın kalker ocağının kapasite artırımı ve asfalt fabrikası kurması ÇED toplantısına katılarak itirazımızı yaptık. Valilik, itirazımızı yerinde görerek kapasite artırımını reddetti.
Gönen Tahtalı ve Yolindi köyleri arasında maden ocağı açılması için ‘ÇED gerekli değildir’ kararına itiraz ettik. İtirazımız yerinde görüldü.
Meclise getirilen zeytin yasalarına karşı hem Bandırma’da hem de Edincik’te zeytin üreticileriyle birlikte yürüyüş gerçekleştirerek, vadide basın açıklaması yaptık.
Kısacası sadece bölgemizde değil, Çanakkale Kınalı’dan Milas Akbelen’e kadar nerede bir çevre sorunu varsa orada olmaya, çevrecilerle dayanışma içinde olmaya, onlara destek vermeye çalıştık.
Son olarak önemli bir konuyu daha belirtmek isterim.
‘Bandırmayı bekleyen felaket” adlı basın açıklamasıyla Bandırma’nın deprem gerçeğini belgeleriyle açıkladık.”
