Yusuf Günay’ın başkanlığındaki “Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER)”, yönetim kurulu toplantısını Marmara Organize Sanayi Bölgesi’nde yaptı.
Marmara Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Menderes Akar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda dernek başkanı Yusuf Günay, “yeşil dönüşüm” hakkında açıklamalarda bulundu.
Dünya enerji piyasalarında ciddi bir dönüşüm yaşandığına dikkati çeken Günay, şunları söyledi:
“Tüm dünyada yeşil dönüşüm hareketi büyük önem kazandı. Biz de yeşil hidrojenin peşindeyiz. Bandırma, hidrojenin Türkiye’ye tanıtılması ve dünyaya ulaştırılmasında çok stratejik bir bölge. Bu konuda Marmara Organize Sanayi Bölgesi de Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesi olacak. Bu arada Marmara Organize Sanayi Bölgesi’nde ‘Hidrojen ARGE Merkezi bulunması da Türkiye için artı değerdir. Yeşil hidrojeni konuşmaktan çok artık fiiliyata geçirmek zorundayız. Bunun da 2024’ten itibaren gerçekleşeceğine inanıyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri artık demir, çelik, çimento ve seramik üretimini yeşil enerjiden elde ediyor. Biz de ülke olarak hidrojen üretimi doğrultusunda planlı çalışmalıyız. Böylece Türkiye’nin temel enerji ihtiyaçlarını, Türkiye’nin enerji kaynaklarını yeşil hidrojen üretimine yöneltmeliyiz. Önümüzdeki günlerde Brüksel’de yapılacak Avrupa Birliği Hidrojen Haftası’na katılacağız.”
Dünyanın çeşitli ülkelerinde hidrojen üretimine büyük önem verildiğinin altını çizen Günay, şöyle konuştu:
“Türkiye de bu konuda lider bir pozisyonda olmalı. Hidrojen çağını Avrupa çağını birlikte yakalamalıyız. Türkiye, aslında rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji konusunda çok avantajlı. Ancak bu avantajını bugüne kadar ne yazık ki kullanamadı. Oysa Almanya, her ay 1.000 megavatlık güneş enerjisini devreye alıyor. Bizim ise şu andaki güneş-rüzgâr enerjisinden elde ettiğimiz enerji kapasitesi sadece 20 bin megavat. Türkiye, bu kapasiteyi 400.000 megavata çıkarabilir. Sanayide en önemli girdi, elektriktir. Bunun için enerjiyi ucuza üretmek zorundayız. Bugün, hidrojenden elektrik üretimi konusunda yaşadığımız dönemi, 2001 yılında EPDK dönemine benzetiyorum. O dönemde, rüzgârdan elektrik üretimi konusu, bugün hidrojen üretmek gibi fantezi olarak görülüyordu. O dönemde, TEİDAŞ yöneticilerini rüzgâr enerjisi üretim konusunda bilgi almaları için İrlanda’ya göndermiştik. Bugün, Türkiye’nin toplam 11 bin megavatlık rüzgâr enerjisi üretme gücü var ama bunun ancak 1/20’sini kullanabiliyoruz. Almanya ise bizim kurucu rüzgâr gücümüzün 10 misli üretim gerçekleştiriyor. Bandırma ve Çanakkale havzaları, rüzgâr enerjisi üretimi için Türkiye’nin en verimli bölgeleri. Bu bölgeler, hem karada hem de denizde rüzgâr ırmağının ortasında ve en önemli yerinde yer alıyor. Rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi artarsa ülkemizin 250 yıldır verdiği cari açığı ortadan kaldırabilir. Yeni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın da yeşil enerjiye verdiği büyük önemi avantaj olarak görüyorum.”
HAKAN SÖNMEZ’İN SUNUMU
Ardından Marmara Organize Sanayi Bölge Müdürü Hakan Sönmez, bölgede yürüyen çalışmalar hakkında görsel bir sunum yaptı.
Bölgede kurulmakta olan makine sanayisinin yüzde 60’ının tamamlandığını, ayrıca savunma sanayi, kontrolmatik ve uydu üretimi de gerçekleşeceğini belirten Sönmez, “Uydu üretim sanayisi yıl sonunda başlayacak” dedi.
Halen bölgede toplamı 1 milyon 260 bin metre kare olan 190 sanayi parselinin bulunduğuna işaret eden Sönmez, bölgede güncel parsel satışının 5 bin metrekare olduğunu belirtti.
Bölgedeki doluluk oranının yüzde 95’e olduğuna dikkati çeken Sönmez, şunları aktardı:
“Bölgemizde yer alan 16 kilometrelik iç yolumuzun 12 kilometresi, yani yüzde 90’ı tamamlandı. Yine atık su ve yağmur su hatlarımız ve doğalgaz sistemimiz tamamlandı. Bölgede tamamlanan her fabrikaya doğalgaz veriyoruz. Sanayi parsellerini etap etap açıyoruz. Buraya adeta yeni bir şehir kuruluyor.”
Toplantının ardından bölge gezildi.
Daha sonra EnerjiSA santrali ve “Hidrojen Vadisi”nde incelemelerde bulunuldu. ÖNDER BALIKÇI
