Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Bandırma ve Erdek körfezlerindeki denetimsizliğe dikkati çekti.
Her iki körfezin de Marmara Denizi´nin ortasında, Marmara Adaları´nın etrafını çevrelediğine işaret eden Sarı, şu değerlendirmede bulundu:
?Bandırma ve Erdek körfezleri, adalar, muhteşem bir biyoçeşitliliğe ve zenginliğe sahip. Erdek Körfezi´nin tamamı, Bandırma Körfezi´nin bir bölümü, Avrupa Birliği´nin çok önemsediği Pina koruma alanlarına sahip bulunuyor. Bu körfezler, ülkemizin en zengin Pina yataklarını kapsayıp, bunların daha da genişletilmeleri gerekiyor. Yine her iki körfez de balıkçılık sektörü açısından büyük önem taşıyor. Sportif amaçlı balıkçılığın yanı sıra ticari amaçlı balıkçılık için de önemli. Küçük sandallar da balıkçılık yapıyor. En çok karides de bu iki körfezde avlanıyor. Çapları küçük olmasına karşın Bandırma ve Erdek körfezlerinden, su ürünleri açısından büyük verim elde ediliyor. Ancak bu körfezlere ne yazık ki iyi bakmıyoruz. Düşünün ki, her iki körfezde de yıllardır arıtma tesisi yok. Küçük bir sıvılaştırma yapılarak Bandırma ve Erdek´in kanalizasyon atıkları ?derin deniz deşarjı´ ismi altında, kıyıdan biraz uzağa veriliyor. Deniz dinamik bir yapıya sahip. Hakim rüzgârlar nedeniyle bu atıklar tekrar sahile dönüyor. Önümüzde yerel seçimler var. Parti farkı gözetmeksizin tüm adaylara sesleniyorum. Bandırma ve Erdek körfezlerine arıtma tesisi kurulmasını sağlayın. Çalışma programınızın birinci maddesi bu olsun. Çünkü her iki körfez de artık ciddi şekilde alarm ve sinyal veriyor.?
İKİ KÖRFEZDE DE DENETİM SIFIR
Bandırma ve Erdek körfezlerinde trol avcılığının pervasızca sürdüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları söyledi:
?Sözüm ona Marmara Denizi´nde trol yasak ama uyan yok. Bunu birçok balıkçı da dile getiriyor. Buna karşın denetim sıfır. Bu denetimleri sağlamakla yükümlü ilçe tarım müdürlükleri ve sahil güvenlik, denetim görevini yerine getirmiyor. Balık hallerine gittiğimde gözlerime inanamıyorum. Küçücük boydaki hamsiler tüketiciye satılıyor. Tam bir balık katliamı yaşanıyor. Bu balıklar Bandırma ve Erdek körfezlerinden yakalandıysa da, Karadeniz´den geldiyse de büyük katliam. Bunlar, geleceğimizin balıkları. Büyüyecekler ki, gelecek yıllarda da yiyebilelim. Ama dinleyen yok. Bu balıkların büyümesine olanak vermeliyiz ama nerede??
MİDYE ÇİFTLİĞİ KİRLETMEZ
Midye çiftliklerinin denizi kesinlikle kirletmediğinin altını çizen Sarı, şöyle konuştu:
?Midye çiftliklerine dışarıdan yemleme yapılmaz. Midye, denizden süzdüğü planktonlarla beslenir. Ancak bu çiftliklerin denizde nerelere kurulması gerektiği ayrı bir tartışma konusudur. Midyecilik, ülkemiz için çok yeni ve gelecekte çok iyi bir ihracat kalemi olabilecek bir sektördür.?
Prof. Dr. Sarı, piyasada satılan midyeler konusunda da şunları söyledi:
?Midyelerin, bünyelerinde kimyasal ve ağır metaller içermemesi gerekir. Bu çeşit midyeler, kirliliğin çok olduğu yerlerde ortaya çıkar. Ancak bölgemizde satışa sunulan midyeler, kirlilik oranının üstünde değil ve rahatça tüketilebilir. İnsan sağlığına zararı yoktur.?
KUŞGÖLÜ´NDE KİRLİLİK ARTIYOR
Kuşgölü´nün(Manyas Gölü) içinde bulunduğu durum hakkında da bilgi veren Sarı, şöyle konuştu:
?Kuşgöü´nde iyileştirme çabaları var. Göl civarındaki mahallelerin balıkçıları, aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle gölde balıkların azaldığının farkındalar ve bu konuda duyarlı davranıyorlar. Ancak göle başta Sığırcı Deresi olmak üzere tüm derelerden sanayi atıkları gelmeye devam ediyor. Gölde kirlilik sürekli artıyor. Bu arada gölün suları tatlı olduğu için, yaz aylarında tarım alanlarının sulanmasında da kullanılıyor. Bu yapılırken, gölün su bütçesi hiç hesap edilmiyor. Bu nedenle yaz aylarında suyun derinliği çok azalıyor. Kuşgölü, zaten derin bir göl değil. En derin yeri zaten 2 metre olan Kuşgölü´nün derinliği sulamada kullanılması nedeniyle yaz aylarında 1 metreye kadar düşüyor. Bu arada suyun hacmi azalınca sıcaklık artıyor ve bu sıcaklık gölde yaşayan canlılar için yaşamsal sorunlar yaratıyor. Kısacası gölün başlıca sorunlarını aşırı avlanma, kirlilik yükünün artması ve yaz aylarında su bütçesine uygun davranılmaması oluşturuyor.? Önder BALIKÇI