Tarih: 07.01.2025 22:12

Hastane önünde eylem

Facebook Twitter Linked-in

Doç. Dr. Muhammet Can’ın başkanlığındaki Balıkesir Tabip Odası tarafından, Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde gerçekleşen eyleme Bandırma Belediye Başkan Yardımcısı Niyazi Yeloğlu, Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz, Bandırma’daki sendikalar katıldı.

Etkinlikte basın açıklamasını Balıkesir Tabip Odası’nın Erdek Temsilcisi Dr. Kadir Dadan okudu. Ayrıca çeşitli konuşmalar yapıldı.

Eylem sırasında, “Bakan, istifa”, “Sağlık hakkı satılamaz”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Direne direne kazanacağız”, “Şiddet varsa biz yokuz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ye hiçbirimiz” sloganları atıldı.

Haklıyız Kararlıyız! Yarattığınız Sorunlar Çözülene Kadar Mücadeleye Devam Edeceğiz!

Bugün sağlık emek meslek örgütleri ile birlikte sahada canla başla çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçileri olarak binlercemiz yeniden sağlık müdürlüklerinin önündeyiz. Üçüncü defa iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?

Duyuyorsunuz biliyoruz. Ancak anlamıyorsunuz, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. 

Kasım ayında anlattık!

Aralık ayında anlattık!

Ocak ayı geldi. Biz bir kez daha anlatalım. 

Bu yönetmelikle hekimlerin yazdığı reçeteler baskı altın alınmakta ; antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları yazmamız kısıtlanmaktadır. Hastaların tıbbi durumu, ihtiyacı neyi gerektiriyorsa bizler o ilacı yazmakla yükümlüyüz. Hastasını tedavi etti diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Soruyoruz!

Yönetmelikle, Sorumlu olduğumuz nüfus içinden 6 ay ASM’ye başvurmayan kişiler için de gelirimiz kesiliyor. Hastalarımız verdiğimiz tedavi ve önerilerimizle sağlıklı olduysa bize neden başvursun?  Yine soruyoruz: Hastasının sağlığını korudu diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar?

Ey Sağlık Bakanlığı, 2025 bütçesinde de kaynakların %50’den fazlasını hastaneler ayırdığınızı gördük. Her bir kişinin yılda 12 defa doktora başvurmasıyla övündüğünüzü duyuyoruz. Para getiren tedavi edici hizmetleri sürekli öne çıkarttınız, hastaların gerekmediği durumlarda bile 3. Basamak hastanelere, özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyorsunuz. Herkesin her istediği zaman, istediği hastaneye başvurmasının önünde hiçbir engel yokken, yılda 7 defadan fazla hastaneye başvuran hastalarımız için aile hekimliği çalışanlarından para kesmek hangi mantığa sığar? Sevk zincirinin gerektirdiği koşulları sağlamadan, gizli bir sevk sistemine zorluyorsunuz. Aile hekimliğini amacı dışındaki iş yükü ile işlemez hale getirmişken hastaların hastaneye başvurmasını nasıl ve niçin engellememizi bekliyorsunuz?

Bakanlık yetkililerinin öve öve bitiremedikleri Hastalık Yönetim Platformu (HYP) hastaya fayda sağlamadığı gibi bizi veri giriş memuru yapmaktan başka işe yaramıyor. Yönetmelikle; Bir yandan 3500 nüfusa hizmet vermemiz, çok sayıda poliklinik yapmamız istenirken aynı zamanda kronik hastalıkları HYP sistemine girmemiz bekleniyor. HYP ye veri girişi kronik hastalık tarama ve takibi değildir. Aile hekimleri zaten yıllardır bu hastalıkların takip ve tedavisini ulusal ve uluslararası rehberlere uygun olarak yapmaktadır. Sağlık Bakanlığının ülkemiz için gelecekte önemli bir sağlık sorunu ve yükü olacak bu hastalıkların takibini sadece bir yazılım sistemine 2-3 dk lık veri girişi olarak görmesi, toplum sağlığı için endişe vericidir. Soruyoruz; Hastalarımızın bilgilerini Aile Hekimliği Bilgi Sistemi dışında başka bir programa girmemizin mantığı nedir? Hastaya faydası olmayacak bu işlemi Bakanlık bizden neden istemektedir? Bakanlık bu verileri bilimsel makale yapıp birilerini doçent profesör yapmanın peşinde midir? Açıkça söylüyoruz; Hekimler veri toplama memuru değildir. Hastaların tıbbi takibini zaten yapıyoruz, gerekli tedavileri planlıyor, önerilerde bulunuyoruz. Hastalara faydası olmayacak veri girişlerini yapmamız için bizi zorlayamazsınız.

Bu yönetmelik hekimleri ve hekimler üzerinden hemşire, ebe ve sağlık emekçilerinin tamamını yukarıda anlattığımız gibi hastaya faydası olmayan hizmetler ve kriterler üzerinden puanlamaktadır. Yetmiş puanın altında puanımız olursa sözleşmemizi feshedilmektedir.  Bu şekilde hekimler puan toplayan bilgisayar oyun figürlerine dönüştürülmekte, işine son verme tehdidiyle meslek bağımsızlığı ve meslek onuru ayaklar altında alınmaktadır.  

Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği derhal geri çekilmelidir. 

Bakanlık birinci basamağı güçlendirmek istiyorsa daha ciddi sorunlarla uğraşmalıdır. Öncelikle ASM’leri ticarethane mantığından çıkarmalıdır. ASM’lerin giderleri Aile Hekimleri tarafından devletin verdiği cari giderden karşılanmaktadır. Aile sağlığı merkezlerine verilen cari gider içindeki elektrik su tıbbi malzeme asgari ücret giderleri enflasyon oranının kat ve kat üzerinde artarken cari gideri verilen memur enflasyonu kadar artış cari gideri birçok aile sağlığı merkezinde yapılan giderleri karşılayamaz hale getirmiştir. Birçok aile sağlığı merkezinde aile hekimleri cebinden para harcar duruma gelmiştir. Dolayısıyla aile sağlığı merkezinin finansmanı aile hekiminin üzerine yıkılmıştır. Bizler hekimiz, esnaf değiliz ! Hastalarımızın sağlığından başka bir şey düşünmek zorunda bırakılmak istemiyoruz. 

Bu sistemle ASM’ler de çalışan ebe ve hemşirelerin tavan katasıyı artırılmadığı için ciddi maddi kayıplar yaşanmaktadır. Aile Sağlığı merkezinde çalışan ebe ve hemşirelerin maaşları, ilçe sağlık müdürlüğü ve idari bürolarda çalışanların çok altına inmiş, entegrelerde çalışan aile hekimi, hemşire ve ebelere düşüşün üstüne beşer nöbet eklenince toplu istifalar olmuştur.  Bu sorun çözülemediği takdirde ASM’ler de ve Entegre ilçe hastanelerinde çalışacak hekim, ebe ve hemşire kalmayacaktır. 

Bizler aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, hemşire, ebe ve sağlık emekçileri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak bu hafta iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı iş bırakma süresinde ne yapıyor? Bebek ölümlerini engelleyecek denetimleri yapacak eleman zaman bulamayan müdürlükler her gün ASM’leri günde iki defa dolaşarak tutanak tutuyor hukuksuz bir şekilde cezalar vererek eylemimizi engellemeye çalışıyor. Oysa biz Anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Çünkü sağlık sistemini bir sorunlar yumağı haline getirdiniz. Hastanelerde, ASM’ler de çalışan hekimleri sağlık emekçilerini tükettiniz. Sağlık kurumlarımızı ticarethaneye, hastalarımızı sadece hastalıklarından para kazanılan kişilere çevirdiniz. Sizin yarattığınız sistem bebekleri öldürürken seyirci kaldınız. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yarattığınız sistem ne hastaları ne de bizi mutlu etmiyor. O nedenle sadece biz değil hastalarımız da yanımızda.  Biz burada mesleğimiz, emeğimiz ve yurttaşlarımızın sağlığı için bir araya geldik.  

Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği geri çekilmelidir. Hekimlere, ebelere, hemşirelere ve sağlık emekçilerine yeterli puanı alamadı diye sözleşme feshi ile tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz

Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizi hatırlatmaya devam edeceğiz:

1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.

2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.

3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri; Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki  katı ve tavan ücreti en az üç katı  oranında  artırılmalıdır.

 4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve   sağlık emekçilerine   emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.

5.  Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.

Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.

HÜRRİYET SAĞLIK SEN İL BAŞKANI  MEHMETALİ VAZVAZ;

"Yönetim bir amaç, sistem, vizyon, kararlılık işidir. Ama en önemlisi amaçtır.

Bu gün ülkemizde sağlığı yönetenler amaçları doğrultusunda hareket etmekte

'' sağlıkta dönüşüm''  adını verdikleri projenin ikinci aşamasına yani koruyucu sağlık hizmetinin  özelleştirilmesine geçmek için bu  eziyet yönetmeliğini uygulamaya koymuşlardır. 

Sistemi en başından bu güne mağdur et, mecbur et, yönet mantığı ile işletenler;

 Koruyucu sağlık hizmeti veren meslek gruplarını teşvik ediyoruz adı altında aslında cezalandırarak, vatandaşa da "memnun değilsen sen de cezalandır " diyerek hasta /sağlık çalışanı ilişkisini baltalamak suretiyle hem mesleki itibar kaybının sağlanması hem de ''özele gitsem daha iyi kardeşim'' mantığının yerleşmesini sağlamak istiyorlar. 

Bu işlem 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşları için daha önce  başlatılmış olmakla birlikte, yakında daha etkin bir şekilde devam ettirilecektir.

Haklarını teslim edelim ki sağlığı yönetenler amaçlarına ulaşmak için hiç taviz vermiyorlar. 

Neden versinler ki ?!!

Ekim başından bu güne kadar, 

bu yönetmeliğe karşı çıkan yalnızca  bizler yani, meslek ayrımı yapmadan bir araya gelen sağlık  platformu üyeleri  ücretsiz ve herkes için kolay, ulaşılabilir kamu sağlık hizmetinin özelleştirilip ücretli hale gelmemesi için mücadele ediyoruz.

Ya diğerleri ;yani sözde halkın, emekçinin , emeklinin hakkını savunduğunu iddia eden kimisi yetkili sarı, kimisi etkili sarımsı sendikamsı yapılar!! Siyasi iktidar ile kurdukları organik bağlar sayesinde sözüm ona sendikacılık adı ile Hacivat /karagöz oyunu oynamaktalar.

Daha düne kadar %1,%2 barajları için siyasilerle kol kola  meclis koridorlarında sabahlayanlar bu eziyet yönetmeliğinin iptali için gözlerini bile kırpmıyorlar.

7. dönem toplu sözleşme masasına iki yıl için toplamda  %110 artış alacaklarını iddia edenler   isteklerinin  üçte birini onaylayan ne hakem heyetine ne de işverene gık bile diyemiyorlar. Bu gün çıkmışlar ortaya " Biz imza atmadık, rızamız yoktu ,%12 artış da neymiş, ek zam ve refah payı şart olmuştur diyebiliyorlar. 

Sormazlar mı adama, hiç akıl etmediniz mi, neden itiraz etmediniz, meydanlar sizin değil miydi" diye. 

Mesele onlar için hak almak değil mevcudiyetlerini korumak aslında.

Üst düzey yöneticileri yüksek maaş, lüks makam araçları, oteller, marketler ve taksi işletmeleri sayesinde konforlu bir hayat sürme derdindeler.

Taşradaki temsilcileri de, kurdukları organik bağlar sayesinde kurumlarında sendikal mücadeleyi pekiştirmek için canla başla çalışarak vaatlerle, aman ha yerin değişir, bak dönerin düşer, fazla mesai alamazsın, söz tayin işini halledeceğim gibi çok etkili argümanlarla çalışanın sendikalaşma oranını arttırmaktadırlar. 

Bir milyon üyeli bir yapının aylık geliri üç yüz milyon, yıllık ise üç milyar altı yüz milyon. Meselenin özü bu Amaçları için mücadele eden bu  arkadaşların da hakkını teslim etmek gerekiyor.

Kürsüde Hz. Ömer adaletini savunanlar, sahada turist Ömer gibi yaşamaktalar. 

Tüm bunlar olurken  bu arkadaşlara destek verenler;  onların  yerine gelip bizlere; 

-3600 ek gösterge ne olacak -giyim yardımı bu mu, çorap bile alınmıyor. -kurumlarda kreş neden yok

-yemekler yenmeyecek kadar kötü, hele gece -kahvaltısı o ne öyle, promosyondan haber var mı -yenilenecek mi, -beş yıllığına promosyon mu olur hem de bu paraya

-birimlerde az adamla çok iş yapıyoruz,

-gece gündüze karıştı, evde huzur kalmadı, çocukların yüzüne hasret kaldık,

-sahi depremde bu binalar yıkılır mı  diye sormaktalar. 

Geçen yıl mayısta bu hastanede 1000 çalışanın yaklaşık 550 si sarı ve sarımsılara,150 civarı diğerlerine( yani bizlere) üye, gerisi üye değildi. 

550 kişi yanlı ve yancı, 150 kişi itiraz ediyor, 300 kişi olanı biteni seyrediyor.

Buradan sesleniyorum verdiğiniz yetkiye sahip çıkın!!! 

yetki verdikleriniz emekçinin, emeklinin rızkı ile oynuyor. Yazıktır günahtır. 

Yok, biz memnunuz diyorsanız gidişattan sakın bir daha bizlere ağlanıp sızlanmayın. 

Hak ettiğiniz gibi temsil ediliyorsunuz.

Hak etmek derken, HAKKI TESLİM EDİLECEK BİR GRUP VAR Kİ;  173 günlük direnişin sonunda pes etmeyen haklarını kazanan Polonez emekçilerini gönülden kutluyorum.

DİRENE DİRENE KAZANDILAR... SÖKE SÖKE ALDILAR. 

Tam üç aydır sıcak/soğuk, yağmur çamur demeden yollara düşen, meydanlarda emeğin  HÜR sesi olan sağlık PLATFORMU ÜYELERİNİN tümüne saygı ve selamlarımı sunuyorum."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —