Balıkesir eski milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Av. Namık Havutça, “Toplum vicdanı bu affı kabul etmez. Böyle bir af, virüsten daha tehlikeli” dedi.
TBMM’de kabul edilerek kesinleşen af yasasının toplum vicdanını yaraladığına dikkati çeken Havutça, şu değerlendirmede bulundu:
“Toplum vicdanını yaralayan hiçbir yasa âdil değildir. Unutmayın, adaletin en şaşmaz terazisi vicdandır. Toplumun bir arada yaşamasının temel dayanağı adalet duygusu ve değeridir. Adalet de ancak toplum ilişkilerinde hak kavramının yerine getirilmesiyle mümkündür. Hakkı yerine getirmek ilkeli, vicdanlı bir hukuk ve yargılama sistemini gerektirir.”
AKP İKTİDARI YARGI SİSTEMİNE BÜYÜK YARALAR AÇTI
Bu bağlamda Türkiye’nin yargı sisteminin AKP iktidarları döneminde ağır yaralar aldığını vurgulayan Havutça, şunları söyledi:
“AKP iktidarının 18 yıllık sicili yargı ve adalet konularında da çok ağır travmaların yaşandığı bir süreç olmuştur. Ergenekon, askeri casusluk, Silivri mahkemeleri ve yargılamaları, Gezi davası, 15 Temmuz darbe girişimi ve tutuklanan milletvekilleri, gazeteciler hemen aklımıza gelenlerdir. Cumhurbaşkanına yapılan her çeşit eleştiri, sosyal medya üzerinden hakaret ve şiddet içermeyen paylaşımların bile takibata uğradığı, özgürlükler, söz ve ifade özgürlüğü adına sancılı, ağır bir dönem yaşıyor ülkemiz. Tüm dünya insanlığının tarihinde hiç yaşanmamış sağlık buhranı karşısında tüm dünya gibi Türkiye olarak bizler de olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. İçinde bulunduğumuz ortamda en öncelikli korunması gereken değer hiç kuşkusuz ki insan sağlığı ve yaşamıdır. Devletin de öncelikli görevi insanı yaşatmaktır. AKP iktidarının bu konuda yürüttüğü politikaların eleştirisi ayrı bir değerlendirme konusudur tabii. Biz, TBMM’de kabul edilen ve uzun süredir, daha virüs salgını başlamadan, yaklaşık bir yıl önceden, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, AKP iktidarına af ile ilgili teklif ve görüşmeleri kamuoyunun malumudur. Eh, virüs krizi de tam bu fırsatı sunmuş oldu. Şu noktayı da ifade edelim ki, demokratik hukuk devletlerinde af diye bir müessese yoktur. Âdil yargılanma hakkı, âdil bir ceza yargılaması vardır. TBMM’de kabul edilen ceza infaz ve güvenlik konularında, değişiklik adı altında çıkarılan yasa aslında bir af yasası olarak ortaya çıkmıştır. AKP ve MHP oyları ile kabul edilen bu düzenleme, kamu vicdanını ağır bir şekilde yaralayacaktır. Çünkü en başta ‘kader mahkumları’ dedikleri, insan öldürme, hırsızlık, uyuşturucu ticareti, kaçakçılık, tecavüz, suç örgütü, gasp, kasten insan yaralama, dolandırıcılık, rüşvet, irtikap, cinsel dokunulmazlığı da içine alan şartlı salıverilme hakkı verilirken, terör dışında olmak üzere cebir, şiddet ve silahlı hiçbir eylem gerçekleştirmeyen gazeteci ve yazarlar tutuklu kalmaktadır. Bu durum, kamu vicdanında zaten kabul edilmeyen bu yasayı peşinen mahkum etmiştir. Virüs tehdidi karşısında tabii ki Adalet Bakanlığı, sonuçta hükümlü de olsa cezaevlerindeki yurttaşların en insani koşullarda cezaların infazını sağlamak ve infaz sürecinde hükümlüleri sosyal yaşama hazırlayan çağdaş mesleki eğitim ve olanakları sağlamak, onların sağlıklarını korumak görevindedir, bunda kuşku yok. Ancak devlet ve bu yasayı çıkaran milletvekilleri, bir siyasi ahlak olarak anayasanın herkes için eşitliliğine, genelliğine ve adalet ilkeleri ile bağlılığına dikkat etmeliydiler, olmadı. Şimdi bu yasa yürürlüğe girince ne olacak? Kimler serbest kalacak? 77 bin uyuşturucu satıcılığı, 45 bin hırsız, 37 bin terör, 27 bin gasp ve yağma, 7 bin sahtecilik, 3 bin dolandırıcılık hükümlüsü serbest kalacaktır. Ama düşünce suçlusu gazeteci, yazar tutuklu kalmaya devam edecektir. Çiftlikbank dolandırıcısı Tosuncuk serbest kalacak ama gazeteci, yazar Barış Pehlivan, Barış Türkoğlu, Hakan Aygün tutuklu. İşte durum tam da budur. Bu nedenle biz, bu TBMM’de iktidarın küçük ortağı ‘Bahçeli affı’nı, insan öldüren katil, uyuşturucu taciri, hırsız, tefeci, rüşvetçi, tacizci, dolandırıcı serbest kalacak ama gazeteciler hapiste olacak ve bu da adalet sayılacak, öyle mi? toplum vicdanı bu affı kabul etmez. Böyle bir af, virüsten daha tehlikeli.”ÖNDER BALIKÇI