(HKP), zeytinliklerin madenciliğe açılmasına olanak sağlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) MYK Üyesi Avukat Pınar Akbina, zeytinliklerin madenciliğe açılmasına olanak sağlayan yönetmeliğe tepki göstererek, Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a başvurduklarını açıkladı. HKP avukatları tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliğin hukuka aykırı olduğu, telafisi imkânsız zararlar doğuracağı savunuldu.
“BU DAVAYI AÇMAYI BİR VATANİ GÖREV SAYIYORUZ”
Dilekçede, “Halkın Kurtuluş Partisi’nin duruşu nettir. Türkiye’nin böyle bir yönetmelik değişikliğine ihtiyacı yoktur. Bu yük tüm halkımızın omuzlarına binecektir. Doğamız, ciğerlerimize dolan havamız, yağmurumuz, bulutlarımız… Her şeyimiz zehirlenecektir. Hayata geçirilecek bu yönetmelik değişikliği ile ilgili onlarca bilim insanının olumsuz görüşü mevcuttur. Biz hukuk insanları olarak bu görüşler doğrultusunda ülkemiz ve halkımız için en adaletli yolu bulmak zorundayız. İşte bu nedenle bu davayı açmayı bir vatani görev sayıyoruz” ifadelerine yer verildi.
“ANAYASAYA MADDELERİNE AÇIKÇA AYKIRIDIR”
Bahse konu yönetmeliğin Anayasa’nın 56’ıncı maddesinde güvence altına alınan “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir yaşama hakkına sahiptir” hükmüne ve Anayasa’nın 44, 45, 166’ncı maddeleri hükmüne de aykırı şekilde düzenlendiği belirtilen dilekçede, “Dava konusu yönetmelik değişikliği Anayasa maddelerine açıkça aykırıdır!” denildi.
“KAMU YARARI YOKTUR VE OLAMAZ”
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3. maddesine atıf yapılan dilekçede, “Dava konusu yönetmelik değişikliği yapılırken hiçbir kurumun görüşü alınmamış, göstermelik bir ‘Kamu Yararı’ndan bahsedilmiştir. Yönetmelikte ‘Kamu Yararı’ndan bahsedilmesi ÇED, Toprak Koruma Kurulu, Kurum görüşleri ve idari Yargı süreçlerini uzatma, oldu-bitti ye getirme çabalarıdır. Zeytinliklerin ve Tarım alanlarının tahribatına yol açacak bu yönetmelik değişikliğinde kamu yararı yoktur ve olamaz!” ifadelerine yer verildi.
“TELAFİSİ İMKÂNSIZ ZARARLARA NEDEN OLACAK”
Yönetmeliğin, telafisi imkânsız zararlara neden olabileceği gerekçesiyle öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline kararının verilmesi gerektiğini belirtilen Dilekçenin sonuç kısmında şu ifadeler kullanıldı:
“21/09/2017 tarihli ve 30187 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliğinde, 01/03/2022 tarihinde resmi gazete ile yapılan yönetmelik değişikliğinin tümden Anayasaya, Çevre Hukuku ilke ve kurallarına, Uluslararası sözleşmelere, kamu yararına, yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden usul ve esastan aykırılığı nedeniyle, ileride telafisi imkansız zararlara neden olacağından, öncelikle yürütmenin durdurulmasına ve iptaline, yargılamanın duruşmalı yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.”
“AKP’GİLLER DOĞA DÜŞMANI POLİTİKALARINA HER GEÇEN GÜN YENİSİNİ EKLİYORLAR”
Danıştay’a yapılan başvuruya ilişkin HKP MYK Üyesi Av. Pınar Akbina, şunları söyledi:
“AKP’giller vatan düşmanı, halk düşmanı ve doğa düşmanı politikalarına her geçen gün bir yenisini ekliyorlar. 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerimizde yaşayan halkımızın göz bebeği olan, en temel geçim kaynağı olan ve yüzlerce yıl ürün verebilen zeytinliklerimizin madencilik faaliyetleriyle açılmasıyla ilgili çok büyük doğa katliamına yol açabilecek bir yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de ne yazık ki ilan edilmiştir. Bilindiği gibi ülke topraklarımızın tarım alanlarının yüzde 3’ü zeytinliklerden oluşmaktadır. Türkiye, Dünya zeytin üretiminde de 4 sırada yer almaktadır. Zeytinliklerimiz, aynı zamanda Ege ve Akdeniz bölgelerimizde doğal bitki örtüsüdür. Ancak ne yazık ki buralarda yapılacak madencilik faaliyetleri sonucu çok büyük erozyonda oluşabilecektir. Ülkemizde yaklaşık 500 bin ailenin zeytincilik faaliyetleriyle geçindiğini düşünürsek bu alanların madenciliğe açılması bu insanlarımızın açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm edilmesi demektir. Aynı zamanda zeytinlik alanlarının yerli ya da yabancı sermayeli maden şirketlerine peşkeş çekilmesinin yolu açılmıştır.
İşte tüm bu nedenlerle Halkın Kurtuluş Partisi olarak parti program ve tüzüğümüzün ‘Çevreye ve Doğaya Saygı’ maddesi gereği de bugün Danıştay’da bu yönetmeliğin iptali için yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açtık. Bizim mücadelemiz cennet ülkemizin bir avuç parababası tarafından yok edilmesine karşı verilen bir mücadeledir. Bizim mücadelemiz geleceğimiz olan çocuklarımıza daha yaşanılabilir dünya bırakma mücadelesidir. Biliyoruz ki eninde sonunda halkın adaleti gerçekleşecek ve cennet ülkemizi cehenneme çeviren parababaları düzeni son bulacaktır.”