Bandırma Belediye Meclisi`nin, yeni binasının, yeni salonunda gerçekleştirdiği ilk toplantıda zaman zaman gergin anlar ve tartışmalar yaşandı. Aslında, yeni salonun hizmete girmesi nedeniyle girişte yapılan ikramın ardından başlayan toplantının da, yaklaşık 2,5 yıldır süren diğer toplantılar gibi sâkin geçeceği sanılıyordu. Ancak, olmadı. AKP`li Eşref Kasapoğlu`nun, Sedat Pekel`in başkanlığındaki belediye yönetiminin, 2,5 yıllık dönemde, Bandırma adına gerçekleşen tek ciddi hizmetin bulunmadığını öne süren konuşmasında, milletvekili M. Cemal Öztaylan ile Pekel arasında süregelen çekişmeye son vermelerini istemesinin ardından yanıt hakkını kullanan Pekel, AKP yerel yönetimi döneminde yapılan uygulamaları değerlendirdi. Kasapoğlu, bu konuşma sırasında, zaman zaman araya girip, sert müdahalelerde bulundu. Yıllardır izlediğimiz bu meclis toplantılarında, böyle sert tartışmalara alışığız. Olabilir. Elbette ki, eleştiri hakkını sonuna dek kullanmakta haklı.Ama keşke sayın Kasapoğlu, Pekel`e seslenirken, "2,5 yıldır ilk kez konuştuk. KUDURDUN`" demeseydi. Karadenizli olmanın âni elektriklenmesi sonucu olduğunu düşündüğüm bu sözcüğü kullandığına, inanıyorum ki, kendisi de sonradan pişman olmuştur. Neyse ki, başkan Pekel, siyasi bir olgunluk göstererek, bu sözcüğü duymazlıktan gelip, ortamın daha da elektriklenmesinin önüne geçti. Hatta Kasapoğlu`na, "Sen, genç bir siyasetçisin. Daha önünde bir gelecek var. Biraz daha sâkin olursan, iyi olur" diye de yol gösterdi. Ortamın gerginleştiği sırada, AKP adına söz alan Sabri Külcü ise yeni belediye binasının kimin tarafından yaşama geçirildiği tartışmalarını değerlendirirken, şu ilginç(!) benzetmesiyle herkesi güldürdü: "Boşuna tartışıyoruz. Bu binanın projesini yapan partimiz, çocuğun ana rahmine tutunmasını sağlamıştır. Sizler de binayı tamamladınız. Yani bu çocuğun iki babası var!" Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Mirza da bu benzetmeye karşı "Çocuk, ana rahmine tutunmamıştı. Biz, konuyu özenle takip ederek, binayı bitirip, çocuğun doğmasını sağladık" değerlendirmesinde bulunurken, sanki çocuğun tek babasının kendileri olduğunu vurguluyordu. 128 koltuğun bulunduğu meclis toplantısında, ilk iki sıralardaki koltuklar, meclis üyelerine ayrılmıştı. Diğer koltuklar ise halk içindi. Ancak, toplantıya vatandaşların ilgi göstermediği gözlendi. 1972 yılından bu yana, belediye meclis toplantılarını gazeteci olarak izlerim. Eski binada, yanımda rahmetli İzzettin Yaşbek olduğu halde yetersiz basın masasında, omuz omuza, sıkışık bir ortamda izlediğim toplantıları anımsarken, şu anda, yeni meclis salonunda, basına ayrılan rahat koltuğumda toplantı izlemenin keyfini de çıkardım. Eee, o kadar da olsun yani!