Ülkemizde yaşanan 10 ili etkileyen ve on binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği deprem sonrasında Burak UĞUR İkincil Afet Riskine dikkat çekti.
TEMA Vakfı Bandırma İlçe Sorumlusu Ziraat Yüksek Mühendisi Burak UĞUR bölgede gerçekleşen deprem sonrasında, atık bertarafının son derece önemli olduğuna değinerek, deprem sonrasında gerekli önlemler alınmazsa ikincil bir afet ile karşı karşıya olduğumuzu vurguladı. UĞUR gerçekleştirdiği açıklamada;
“Yaşadığımız deprem afetinden dolayı çok üzgünüz. Öncelikle hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hepimiz çok üzgünüz. Ancak deprem sonrasında enkaz kaldırma çalışmaları başta olmak üzere sonraki süreçte yetkilileri hassasiyete davet ediyoruz.”
ÇEVRE SAĞLIĞINI TEHTİD EDECEK RİSKLER VAR!
Yaşanan felaket sonrasında enkaz kaldırma çalışmalarındaki hafriyat atıkları halk ve çevre sağlığını tehdit eder boyutta olduğunu vurgulayan Burak UĞUR:
“Yıkılan ve yıkılacak olan binalarda bulunan molozlar içerisinde barındırabileceği kimyasal, elektronik ve asbest gibi içerikleri sebebiyle tehlikeli atık özelliği taşımaktadır. Salgın hastalıkların önünde geçilmesi ve hijyen şartlarının sağlanması amacıyla bölgede acil olarak atık yönetim prosedürleri net bir şekilde kusursuz bir biçimde uygulanmalıdır. Öncelikle kaldırma, taşıma ve geçici depolama çalışmalarına özen gösterilmelidir. Taşınan araçlarda sızıntı ve tozuma konusunda hassasiyet gösterilmeli, bu durumun engellenmesi için tüm tedbirler
alınmalıdır.”
DEPOLAMALAR DOĞRU YERLERE YAPILMALIDIR!
“Atıkların bertarafı ve depolanmasın da ise tüm canlıların yaşam alanı olan doğam alanlar kesinlikle kullanılmamalıdır. Binlerce canlıyı barındıran ormanlar atık alanı olarak değerlendirilmemelidir. Bizim en çok endişelendiğimiz tarım alanlarının ve meraların korunması sağlanmalı, dere yatağı gibi bölgelere atık depolaması yapılmamalıdır. Atıklar kentsel çöp depolama alanlarına dökülmemelidir. Tehlikeli atık sınıfında bulunan bu atıkların başka atıklarla birleşerek, çevreye çok daha zarar verici hale getirilmesinden kaçınılmalıdır. Bizlere miras olan doğal varlıklarımızın ve doğal alanlarımızın korunması hepimiz için büyük bir görevdir. Atıklar depolanırken, ilgili alanın toprak yapısı incelenmeli, tarım alanları ve meralar korunmalıdır. Zemin geçirgenliği göz ardı edilmeden, atıkların yer altı sularına karışması engellenmelidir.”
YENİ KENTLERDE YEŞİL ALANA ÖNEM VERİLMELİDİR!
“Yeni yapılaşmanın sağlanacağı alanların, tarım alanlarından uzakta kurulması olası başka depremlere önlem olarak değerlendirilmelidir. Aynı zamanda ülkemizin sorunu olan kentler içerisindeki yeşil alan oranına dikkat edilmeli, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mevzuatında bulunan kişi başına düşen yeşil alan miktarı 15 metrekare olarak hesaplanarak kent planları oluşturulmalıdır.”
KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
“TEMA Vakfı olarak doğa ve çevre konusunda onlarca davamız olduğunun altını çizerek, bugünden sonraki süreçte de doğanın korunması, doğal varlıkların yaşamını sürdürülmesi hususunda kanunlarımız çerçevesi dışındaki bir uygulamada hukuki boyutta hakkımızı arayacağımızı da belirtmek isterim.”