Birçok gerçek değerimizin varlığından haberimiz yok. Bunlardan biri de Balıkesirli Tuğçağ Dumlupınar…
Dumlupınar, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri dahil, 5 üniversite mezunu. Aynı zamanda eski bir SAT (Sualtı Taarruz) komandosu. Halen Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nde, “Uzay Jeofiziği” alanında çalışmalarını sürdürüyor.
Tuğçağ Dumlupınar, ilk Türk “Analog Astronotu”…
“Analog Astronot”un anlamına değinelim, öncelikle…”Aslına benzer” anlamına gelen bir sözcük.
Gerçek uzay görevlileri öncesi dünyada yer eğitimleri ve uzay görevlerini simüle etmek amacıyla gerçekleştirilen eğitimler yapılır. “Analog Astronot”, işte bu eğitimlere katılan ve uzay misyonlarındaki koşulları aslına uygun olarak(analog) bire bir simüle eden bilim insanı olarak tanınır. Bu eğitim astronotların uzay görevlerine hazırlanmalarını sağlamak, uzayda karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkmalarını öğretmek ve ekip çalışması becerilerini geliştirmek amacıyla düzenleniyor.
Eğitimin bir diğer hedefi de “Analog Astronot”ların görevleri sırasında çeşitli bilimsel araştırmalar gerçekleştirmelerini sağlamak…
Buna paralel olarak, misyon sırasında, ekosistem dinamikleri, besin üretimi, uzayda beslenme, psikolojik etkiler, teknolojik yenilikler, uzay tıbbı ve uzayda insan performansı konuları gibi birçok alanda araştırmalar yapılıyor. Ayrıca, uzay görevlerinde kullanılacak teknolojilerin test edilmesi ve geliştirilmesi de bu görevin önemli bir parçası.
TUĞÇAĞ’IN PARLAYAN YILDIZI
İlk Türk “Analog Astronotu” Tuğçağ Dumlupınar, NASA’nın gelecekteki kısa süreli uzay misyon ve faaliyetleri kapsamında, “Volkanik Mauna Loa bölgesinde taze Pahoehoe lav akıntıları ve lav tipleri” araştırması için jeolojik haritalama, robot operasyonları, fiziksel, organizasyonel, psikolojik yönlerin araştırılması, uzayda yaşamın teknik ve sosyolojik zorluklarının araştırılması gibi önemli görevleri HI-SEAS bünyesinde başarıyla yerine getirdi. Aynı zamanda, görevin bilimsel deney ve icralarından sorumlu baş bilim insanı olarak mürettebat ile önemli uzay araştırmaları ve deneyleri gerçekleştirdi.
Bu deneyler şöyle:
Tuğçağ Dumlupınar, ayrıca daha önce denenmemiş deney önerileri de sundu.
HEDEFİNİ ÇOK ÖNCEDEN BELİRLEDİ
Tuğçağ Dumlupınar, NASA’nın çalışmalarına katılma hedefini çok uzun süre önce belirlerken, Brezilya’da iken de bu düşüncesinden hiç vazgeçmedi. Bu kapsamda ABD’nin Hawaii eyaletinde yürütülen bir çalışmayı da yakın takibine aldı.
NASA’nın “İnsan Araştırmaları Departmanının(HRP) Hawaii’de, deniz düzeyinden 2500 metre yükseklikte, volkanik jeolojik yüzeyi itibariyle Ay ve Mars’ın karasal gezegen/jeolojik yapısıyla büyük benzerlikler gösteren bir eğitim ve uzay araştırmaları merkezi bulunur. Bu merkezde, Hawaii Uzay Keşif Analoğu ve Simülasyonu(HI-SEAS) Ay Misyonu yürütülür.
Tuğçağ Dumlupınar, büyük uğraşların ardından başvurduğu bu misyona kabul edildi. Zorlu mülakat kriterlerini geçen Tuğçağ, “Ay Simülasyon Görevine(EMMIH2024) Baş Bilim İnsanı(Heif Scientist)” olarak seçildi.
Brezilya’dan Hawaii’ye giden Tuğçağ Dumlupınar, “Ay misyonu”nda yerinde görev ve icrasıyla ilk “Türk Analog Astronotumuz” olarak ülkemizi temsil edip, tarihe geçti.
ATATÜRK’E GÖNÜLDEN BAĞLI
Tuğçağ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e gönülden bağlılığı ile de tanınıyor.
“Türk istikbalinin evladı olarak peygamber ocağımızdaki Atatürk’ün okulundan mezun olma şerefiyle hareket ettim” diyen Tuğçağ, “Tam bağımsız istikbalimizin gök vatanımızda, yani uzay ve havacılıkta olduğu” amacına uygun davrandığının altını çiziyor.
Tuğçağ Dumlupınar, Atatürk’ün “Yurtta barış, cihanda barış, uzayda barış” diye de geliştiriyor.
İşin üzücü yanı ise şu:
Tuğçağ’ın arkasında ne yazık ki devletin bir kurumunun, herhangi bir kuruluşunun, kişilerin maddi-manevi desteği bulunmuyor.
Medyamızın da ilk “Türk Analog Astronotu” Tuğçağ Dumlupınar’dan ve NASA
kapsamındaki başarılarından hiç haberi yok.
Dileriz ve umarız ki yetkililer ve kamuoyu, ülkemizin bu önemli değerine bundan sonra sahip çıkar.
ÖNDER BALIKÇI