Medeni uygar yaşanabilinir bir kent yaratmak için, her zaman olduğu gibi, sağlıklı güvenilir yaşam alanları yapmak zorundayız, hayatımızı tehdit edecek tüm riskleri en aza indirmek için belediye çalışmalarımızı bu yönde yürüteceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ülkemizdeki deprem gerçeğide bunlardan birisidir.
Depremin ne zaman olacağı değil, ne yapacağı bellidir. Bunun için hayatımızın emniyet kemerini takıp, depreme karşı önlemimizi almanın bir yolu da bilimsel çalışmalarla hayati önem taşıyan konuyu desteklemektir. Diyen Zeytinli Belediye Başkanı Sayın Hasan Arslan konunun uzmanlarıyla bir araya gelerek bölgedeki olası bir depremin etkilerini ve yapılacak çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Yapılacak çalışmalarla ilgili olarak bilgilerini paylaşan BAÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Odası Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı Başkanı Sayın Dç. Dr. Şener Ceryan ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Balıkesir İl Temsilcisi Sayın Kemal Gökçay Yenigün Balıkesir ilinin deprem haritasını çıkararak yaşanacak riskler hakkında bilgi vererek şunları söylediler.
Edremit Körfezi Yerleşim Alanlarının Depremsellik Açısından Mikrobölgelendirilmesi
Balıkesir ili ve Biga Yarımadası’nın aktif tektoniği ve depremsellik açısından Kuzeybatı Anadolu Fay Zonu’nun bir parçasıdır. Balıkesir ili ve Biga Yarımadası tarihsel dönemden günümüze kadar oluşa gelmiş büyük depremlerden etkilenmiştir. MTA (2011) tarafından yapılan çalışmalarda Balıkesir ve yakın çevresindeki diri faylar haritalanmıştır.
Bu diri faylar; Kazdağı yükseliminin güneyinde yer alan ve Edremit körfezini kuzeyden sınırlayan Edremit Fayı, Körfezin Kuzeydoğusunda yer alan Pazarköy ovası güneyindeki Pazarköy Fayı, Edremit Körfezi ile Kepsut arasında uzanan Havran-Balya-Balıkesir Fay Zonu ve Ivrindi-Kepsut ilçeleri arasında uzanan Balıkesir Fayı vardır. Bu faylar 1944-1964 yılları arasında M≥6.8-7.2 arasında değişen büyüklüklerde deprem üretmişlerdir. Edremit ilçesi (ve yakın çevresi) dikkate alındığında özellikle Edremit Fayı, Havran-Balıkesir Fay Zonu ve Balıkesir Fayı’nın deprem üretme potansiyelinin ve söz konusu yerleşim alanlarına etkisinin ayrıntılı araştırılması gerekmektedir.
MTA (2011) çalışmasına göre söz konusu alanda haritalanmış 10-40 kmarasında değişen uzunluktaki diri faylar M≥6-6.9 arasında değişen büyüklükte deprem üretme potansiyeli yüksektir. Deprem etkisi altında yapı hasarına neden olan üç ana faktör deprem kaynak özellikleri, yerel zemin koşulları ve yapısal özelliklerdir.
Deprem hareketi altında çok küçük bir bölgede dahi farklı özellikler gösterebilen yerel zemin koşulları depremler sırasında büyük hasarlara yol açmakta, bu nedenle zemin tabakalarının depremler sırasındaki davranışı doğru bir şekilde belirlenmelidir. Bu açıdan mikrobölgeleme deprem riskinin azaltılması için yapılan çalışmaların başlangıç aşaması olarak düşünülebilir.
Mikrobölgeleme çalışmalarında, özellikle deprem tehlikesi yüksek bölgelerde sosyal ve ekonomik hedefler doğrultusunda kent planlaması ve arazi kullanım amaçlı çalışmalarda kullanılabilecek parametrelerin ortaya konulması ve mevcut yapılaşmanın bulunduğu bölgelerde ise gerekli önlemlerin alınması hedeflenmektedir.
Bu çalışmalarının sağlıklı, güvenli ve yararlı olabilmesi için belediyelerde jeolojik-jeoteknik etütleri ve zemin etütlerini denetleyecek, zemin bilgi sistemini oluşturacak ve yönetecek olan jeoloji mühendis (veya mühendislerinden) oluşacak bir kurulun oluşturulması esastır. Özellikle bu kurulun oluşması önemli deprem riski bulunan Zeytinli Beldesi alanları için acil ihtiyaçtır.
Zeytinli Belediyesi’nin katkıları ve desteği ile Zeytinli Beldesi yerleşim alanı planlamasına ve arazi kullanım kararlarına bir altlık oluşturması (ve olası depremlerin risklerin tahmini ve azaltılması için yapılacak çalışmalara dayanak olması) amacıyla, Balıkesir Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı olarak (Yüksek Lisans düzeyinde) söz konusu yerleşim alanındaki zeminlerin jeolojik-jeoteknik özelliklerin değişimi Coğrafi Bilgi Sistemi ile araştırılacak ve mikro bölgeleme yapılacaktır.
Bu çalışma da Edremit Belediyesi’nden sağlanacak jeolojik-jeoteknik etüt raporları ve zemin etüt raporları esas alınacaktır. Bu kapsamda ilk aşamada bölgesel deprem tehlikesi değerlendirilecek olup deprem özelliklerinin alan içinde değişimi hesaplanmaktadır. İkinci aşamada inceleme alanındaki zeminlerin jeolojik ve jeoteknik özellikleri ve bunların inceleme alanı içinde değişimi Edremit belediyesinden sağlanacak veriler ile belirlenecektir.
Bu mikro bölgeleme çalışmasının üçüncü ve son aşaması ilk iki aşamada elde edilen verilerin birlikte değerlendirilerek olası deprem durumunda zemin davranışlarının tanımlanması yapılacaktır. Bu çalışmada, ayrıca “ zemin bilgi sistemi’nin ” tasarımı yapılacaktır.