İslâm, Tevhid Dinidir?

İslâm, Tevhid Dinidir?

İSLÂM DİNİNİN TEMELİ ALLAH´A İMAN VE TEVHİD İLKESİDİR?

/resimler/2019-5/18/0812131869757.jpg

İslâm, Tevhid Dinidir?

                İslâm inancının temel esasını tevhit oluşturur. Tevhid; Allah´ı zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde tek kabul etmek, eşi ve benzeri olmadığına iman edip ibâdet ile de O´nu birlemektir.

Bu inancın ifadesi, ?LÂ İLÂHE İLLÂLLAH, MUHAMMEDÜN RESÛLULLAH? cümlesidir.

                Hz. Âdem (a.s.)´den son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)´e kadar dinî tebliğlerin esasını TEVHİD oluşturur. Tarih boyunca bütün peygamberler tevhid inancını yerleştirmeye çalışmışlar ve insanları Allah´ın birliğine, ahirete ve gönderilen ilâhî mesajlara inanmaya çağırmışlardır.

                Yüce Allah, ?Andolsun biz, her ümmete, ?Allah´a kulluk edin, tâgûttan (İslâmlıktan önce Mekkedeki putlardan biri. Şeytan. Kayıptan haber veren, büyücü.) kaçının? diye peygamber gönderdik?? (16. Nahl Sûresi, 36. Âyet) buyurarak, bütün peygamberlerin çağrısının temelde aynı olduğunu, yani Allah´ın birliği esası üzerine bina edildiğini belirtmiştir.

                Kur´ân´ın üzerinde en çok durduğu konu TEVHİDDİR. İnsan, doğuştan tevhit inancını kabul edebilir bir FITRATTA ve tertemiz olarak yaratılmıştır!

                İnsanın, yaratılışındaki kusursuzluk ve çevresinde gördüğü her şey ve tabiatın mükemmel işleyişi ona, Allah´ın ?RUBUBİYET?ini anlatır.

                Allah´a, samimi bir kalple ibâdet etmek, korkarak ve ümit ederek O´na bağlanmak, ?ULUHİYET?in bir gereğidir. Bu iki husus beraber olmadıkça tevhid gerçekleşmiş olmaz.

                Allah´ın bahşettiği en büyük nimetlerinden biri olan akıl sayesinde insan, O´nun varlığına ve birliğine inanmak zorundadır. Çünkü, mükemmel dizayn edilmiş evren, yüce ve mutlak bir varlığa işaret etmektedir.

                Allah´ın birliğinden, sıfatlarından ve diğer iman konularından bahseden ilme, ?KELÂM? ilmi denir.

                İman ve Tevhid?

                Dinin temeli Allah´a iman ve tevhid ilkesidir. Allah´a iman her Müslümanın görevidir.

Allah´a iman, insanın kendini bilmesi, nereden ve nasıl geldiğini; nereye ve niçin gideceğini anlamasının ifadesidir. Aslını ve gayesini bilen insan, her şeyden önce yaratıcısını tanıyarak ve ona inanarak teslim olmak mecburiyetindedir.

                Allah´a imanla dolan gönüller, bu inançla aydınlanır. Cenab-ı Hakk´a inanan insan, dünyada huzura, ahirette ebedî saadete kavuşur. Çünkü her türlü iyilik, güzellik, hak ve fazilet Allah´a iman ve ona teslimiyetten doğar. Bu bakımdan her şeye gören ve duyan; eşi ve benzeri olmayan Allah´a iman etmek, akıllı ve buluğa eren her insana farz kılınmıştır.

                Allah´a imanın yanında peygamberlere, meleklere, ilâhî kitaplara, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah´tan geldiğine inanmak da iman esaslarındandır.

                İmanın şuuruna varmak ve onun tadını alabilmek için her şeyin yaratıcısının Allah olduğuna ve onun birliğine inanmak şarttır. Bu konuda Kur´ân-ı Kerîm´de şöyle buyrulmaktadır:

                ?Yoksa yerden, ölüleri diriltebilecek birtakım ilâhlar mı edindiler. Eğer yerde ve gökte Allah´tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, arşın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.? (21. Enbiyâ Sûresi, 21-22. Âyetleri)

İman, insanı kötülüklerden uzaklaştırır. İyilik yapmaya, yoksullara yardım etmeye, insanca yaşamaya yönlendirir. Böylece Müslüman, dünyada ve ahirette huzur ve mutluluğa kavuşur.