Tarih: 11.11.2019 14:05

Jeoloji Mühendisleri Odası 12 Kasım'ı unutmadı

Facebook Twitter Linked-in

12 Kasım 1999'dan bugüne aradan geçen 20 yılın mesleki sorumluluğu içinde toplumsal farkındalık oluşturmak adına yazılı bir açıklamada bulunan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Yardımcısı Jeo. Aysun Aykan, "12 Kasım 1999'da meydana gelen Düzce depreminin ardından 20 yıl geçti. Düzce'yi Unutmadık, Unutmayalım." diyerek oluşturduğu kamu spotunu basın yayın mesaj yolu ile paylaşarak sosyal sorumluluk görevinin gereğini yaptı.

Jeo. Aysun Aykan yaptığı yazılı açıklamada;  "12 Kasım 1999 tarihinde Düzce‘de meydana gelen ve 845 insanımızı kaybettiğimiz, yaklaşık 2.700 kişinin yaralandığı,15.000 civarında yapının ağır hasar gördüğü 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından 20 yıl geçti. Düzce Depremini unutmadık, Unutmayacağız!!Öncelikle Düzce Depreminin yıldönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden sonra bir daha böyle acı günleri yaşamamak dileğimizdir..Ülkemiz, Dünyanın en aktif tektonik kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde bulunuyor.Jeolojik yapısı ve bulunduğu coğrafik konum itibarıyla sıksık yıkıcı depremlerle karşılaşabileceğinden dolayı, depremlerle yaşamayı öğrenmemiz gerekir."

"Aradan geçen bunca yıla rağmen; 1999 depremlerinden sonra meydana gelen depremlerde; Van  Depremi ve  en son olan Marmara Denizindeki depremde  olduğu gibi orta ve büyük  depremlerde can ve ekonomik kayıpları maalesef yaşamaya hala devam ediyoruz.."

"Marmara Denizi içerisinde, Silivri açıklarında meydana gelen ve Tüm Marmara Bölgesinde hissedilen  5,8 büyüklüğündeki deprem, unutulan deprem gerçeğini yeniden hatırlattı.Deprem bir doğa olayıdır,  afete dönüşmesinin nedeni insanların yanlış tercihleridir,  yanlış seçimleridir. Depremlere hazır hale gelmemiz için afet risklerini doğru tespit etmemiz ve buna göre önlemleri almamız gerekir. Gerekli önlemler alınırsa depremde can ve ekonomik kayıp olmaz.Biz şunu bilmemiz gerekiyor; deprem korkulacak bir olay değil tedbir alınacak bir olay olarak görmemiz gerekiyor. Marmara Denizinde olan 5.8 büyüklüğündeki  depremi, beklenen Marmara depreminin habercisi değil; fakat bir uyarıcısı olarak algılamamız gerekiyor.5.8 büyüklüğündeki orta büyüklükte bir depremde bile 1 minare kısmen yıkıldı, 77’si ağır hasarlı olmak üzere birçok binada hasarlar meydana geldi, 60-70 okul devredışıkaldı. Çok büyük panik yaşandı. Sarsıntı İstanbul, Bursa, Balıkesir İl ve İlçelerinde olmak üzere Tüm Marmara genelinde hissedildi. Bilhassa  deprem dalgalarını büyüten alüvyal zeminlerin olduğu bölgeler depremi daha fazla hissetti.Bu depremde yaşananlar Ülke olarak depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kez daha göstermiştir vedeprem zararlarının doğrudan belirleyicisi olan, sağlıksız yapılaşma, bilimsel normlara dayalı olmayan yer seçimi kararları, denetimsizlik,  beklenen 7’nin  üzeri büyüklükte olacak olan Marmara depreminin nasıl daha vahim sonuçlara yol açacağının da bir göstergesi olmuştur."

"Balıkesir İl ve İlçelerinin Depremselliği; Balıkesir İl ve İlçeleri Dünyanın sismik yönden en aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayının güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlanmıştır.Bu nedenle Tarihsel/aletsel dönemlerde Balıkesir İl ve İlçelerinin  birçok depremde yıkıldığı can ve mal kayıplarının yaşandığı bilinmektedir. Balıkesir ve İlçeleri, Marmara denizi içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fayının Kuzey kolu üzerinde beklediğimiz 7’nin üzerindeki  depremden etkilenecektir. Tarihsel dönemde,1776 yılında Marmara Denizinde  olmuş olan deprem, Avusturyadan, İtalyadan hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesinde tahribat yaratmıştır. Düşünün ki, Avrupadan hissedimiş böyle deprem, Balıkesir İl ve İlçelerini ne kadar etkileyecek?"

"MTA’nın 2012 yılında yayınladığı Devletimizin kabul ettiği diri fay haritasında; Balıkesir İl ve ilçelerinde birçok diri fay vardır. Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentleri; Yenice-Gönen Fayı, Edremit Fay Zonu,Balıkesir il merkezinden geçen Havran-Balıkesir Fay zonu ve güneydeki Simav fayı önemli sismojenikzonlardır. Edincik, Bekten, Pazarköy, Evciler, Manyas Fayı bu Bölgede deprem üretecek diri faylardır."

"Edremit fay zonu; toplam uzunluğu 90 km ye yaklaşır. EFZ ile ilişkilendirilen en büyük deprem 1944 depremidir. 6.8 büyüklüğündeki  depremde can ve mal kayıpları yaşanmıştır."

"Edremit ile Balıkesir arasında Havran– Balıkesir Fay Zonuvardır. Havran–Balya ve  Balıkesir Fayı olmak üzere 2 ana faydan oluşur.Bu  2 fay İvrindi-Balıkesir arasında birbirine paralel uzanır."

"Balıkesir Fayı; Yaklaşık 65 km uzunluğunda olup, segment sayısı 2’dir. Gökçeyazıve  KepsutSegmenti olarak isimlendirilmiştir. Tarihsel döneme ait deprem kayıtlarında Balıkesir ve yakın çevresini etkiliyerek yıkıma sebebiyet vermiş 3 önemli deprem göze çarpar. 1577- 1897 ve 1898 depremleridir."

"Yenice-Gönen Fayı:yaklaşık 60km.uzunluğundaki bu fay1953tarihinde 7,2 büyüklüğünde bir depreme neden olmuştur.can ve mal kayıpları yaşanmış

Manyas Fayı: 60 km. uzunluğunda olan bu fay 1964 tarihinde 7 büyüklüğünde bir depreme neden olmuştur.Can ve mal kaybı yaşanmıştır.

Edincik Fayı: uzunluğu 35 km. civarında olup 1935 tarihinde 6,4 büyüklüğünde bir depreme neden olmuştur.can ve mal kaybının yaşanmıştır.

Sarıköy Fayı:yaklaşık 60 km. uzunluğundadır. Biga Yarımadasında  büyük deprem üretme potansiyeli olan fayların en önemlisidir.

Bizim özellikle bu Bölgede; Balıkesir Gökçeyazı Fayının tehlikesine de dikkat çekmemiz gerekiyor! 1000 yılda bir kırılan bu fay 2000 yıldır kırılmamıştır.O fay her an kırılabilir çünkü kırılma zamanı geçmiş. Tehlikeli bir fay. Balıkesir merkezden  geçen bu fay kırıldığında 6.5’ten  büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip  7.2’ye kadar deprem üretebilir  ve  bu deprem Balıkesir ve İlçelerine  zarar verecektir. Balıkesir İl ve İlçelerindeki diri fayların mar planlarına işlenmesi çok önemlidir."

"Türkiye’de depreme dayanıklı binalar;Binaların deprem yönetmeliklerine, imar yönetmeliklerine  uygun olarak projelendirilip inşa edilmesi, yapı denetimlerinin yapılması gerekiyor.Bunlar yapıldığı takdirde depremler sırasında binada meydana gelebilecek hasarların önüne geçilebilir.Diğer taraftan,1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği, Türkiye Deprem Tehlike Haritası var.Bu düzenleme, Ülkemizdeki yerleşimlerin deprem güvenliğinin sağlanması açısından çok önemli olup, teknik içerikleri kritik önemdedir. Ancak, söz konusu yönetmeliğin; Ülkenin jeolojik gerçekliğine uygun hazırlanmadığı, imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt raporlarını yönlendirici kabul etmediği, görülmektedir. Genel olarak Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde; Deprem etkisi altında temel zemini ve temellerin tasarımı için özel kurallar var ve bunlarla ilgili, Bizim eksik bulduğumuz görüşlerimiz var; Bunlardan bazılarından bahsedeyim; Zemin mekaniği alanı dikkate alınarak hazırlanmıştır. Oysaki ülkemizde inşaat projelerinde kaya – ayrışmış kaya birimlerle sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu nedenle, kaya mekaniği ve mühendislik jeolojisi genel ilkelerini de kapsayacak biçimde düzenlenmelidir."

"Söz konusu düzenleme ASCE (American Society of CivilEngineer) standartlarından çeviri olarak alınmıştır.Özellikle ZF gurubu zeminler için, ASCE (AmericanSociety of CivilEngineer) standartında tanımlanan bazı istisnalar yönetmelik içerisine alınmamıştır. Bu nedenle ZF gurubu zemin üstüne oturan çok basit tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar için bile detaylı zemin araştırmalarının yanında “Tasarımın Kontrolü ve Gözetimi Hizmeti Alınması” zorunluluğu oluşmaktadır. Buda maliyetlerin artmasına neden olmuşturSondaj sayıları, zemin özelliklerinden bağımsız olarak sadece kat yüksekliğine göre bir değerlendirme yapılmış, binanın oturacağı zeminin; yapısı, yatay ve düşey yönde dağılımı/değişimi hesaba katılmamıştır.Bu yönetmelik; deprem sarsıntısı nedeniyle oluşabilecek tehlikelerin önlenmesine yönelik hazırlanmış, bununla birlikte fay kırığı nedeniyle oluşabilecek tehlikelerden bahsedilmemiştir. Oysa ülkemizde bir çok yerleşim yeri ve bina  fay hattı veya zonları üzerine oturmaktadır.Fay hattı veya zonları üzerine yapılacak yapılarda uluslararası standartların tanımladığı şekilde çekme mesafeleri tanımları yönetmelik içinde belirtilmelidir."

"Sonuç olarak, bu yönetmelikteki eksiklerin giderilmesi  önemlidir. Yaşanan depremlerden sonra ve en son yaşanan depremden  sonra da  en çok konuşulan gündem maddesi, deprem çantası oldu. Deprem çantasının nasıl olması gerektiğini söylüyorlar... Sanki deprem çantası deprem anında hayat kurtarıyormuş gibi. Diğer gündem maddesi ise, önemsiz değil aslında; Toplanma alanları.. Özellikle orada insanların ihtiyaçlarının giderileceği, konaklama yerlerinin olduğu yerler. Bunlar olmasın demiyoruz olsun fakat; gündemin tamamen buna yoğunlaşması da doğru değil. Gözden kaçırılmaması gereken  önemli konular var.. "

Niteliksiz yapılaşmanın önüne geçilmesi tartışılmalı…

"Balıkesir İl ve İlçelerinde, genelde tüm ülkede;başta deprem olmak üzere doğa kaynaklı afetlere karşı, can ve ekonomik kayıpları  önleyecek tedbirlerin alınması gerekir Ülkemizin, Afetler kanunu, yapı denetimi, imar yasalarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Yapıların daha sağlam inşa edileceği bir sistem oluşturulması gerekiyor.

Bu doğa olayına karşı insanların daha duyarlı, tedbirli ve bilinçli olmalarını umuyorum.."

                                             Jeo. Aysun Aykan

                    TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilci Yrd.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —