Bandırma kadın Dayanışmasından 25 Kasım Kadın'a şiddetle mücadele günü dolayısı ile basın açıklamasında bulunuldu. Açıklamayı okuyan Kadın Dayanışması Başkanı Nilgün Germiyanlıoğlu, her şeye rağmen şiddet 'i dünyanın her tarafında;
"Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü, Mirabel Kardeşlerin direnişleri üzerine 25 Kasımda öldürülmeleriyle sonuçlanan dramatik olayı da hatırlatıcı olarak B.M. örgütünce 1999 yılında belirlenmiştir. Konuya dikkat çekilmeye çalışılması, tahammül sınırlarını çoktan aşmış olmasındandır.
Bilinen insanlık tarihinde (ki onu da iktidarlar yazar), “kadın” dediğin kölelerle aynı statüdedir. Batı toplumlarının, demokrasinin beşiği olarak kabul ettiği Eski Yunan’da, kadın ve köle vergi vermediği için, oy hakkına, yani yönetime katılma hakkına, sahip değildir. Erkeklik o günden bu güne, egemenliğini kadın üzerinde, arttırarak sürdürmeye devam etmektedir. 2023 Eylül sonu erkek skoru, 194’ü şüpheli 474 kadın hayatı ki bu basit bir rakam değil can’dır. Bu can’ların devlet kayıtlarına göre sayısı 283 dür.
Evde, eşine fiziksel şiddet uygulamadığı için, kendini konudan azade kabul eden erkekler;
-İşyerinde çalıştırdığı kadına, aynı işi yapan erkekten daha az ücret vermekle, (ki Birleşmiş Milletler Örgütünün bu konudaki son raporuna göre, aynı işe erkek için ortalama 1 dolar ödenirken, kadın için 51 sent ödeniyormuş)
-İşleri, kadın işi-erkek işi diye ayırmakla, kadının anne olmasının bedelini ortalama %30 düşük ücret vererek ödetmekle,
-Görevini, mükemmel olarak yerine getiren kadının yükselmesine, camdan tavan koymakla,
-Siyaseti erkek işi kabul edip, iktidar peşinde koşmakla, bazen de sembolik bir iki kadını aralarına almakla,
-Karısını, nişanlısını, arkadaşını öldürüp karşısına çıkan zanlıya kravat indirimi vermekle,
-Çalışan kadının aile içi iş yükünü paylaşmamakla ve daha pek çok davranışla kadına şiddet ateşini körüklemektedir.
Kadına yaşatılan psikolojik şiddet ise anlatılır gibi değil. Kadının, şeklini şemalini belirleme tutkunu, toplum ayarlayıcısı erkekler, saçının, giyiminin, makyajının, bedeninin ne şekilde olacağıyla ilgili ne çok şey derler. Biz kadınlar bu demelerin kadının fiziksel değil de ruhsal kaportasında bozukluk yarattığını inkâr edemeyiz.
Filistinde yaşananlar, 1949 Cenevre, 1954 La Haye sözleşmelerine uygun mu? Hani sivillere zarar vermek yasaktı, hastane kalmadı. Dün itibarıyla, öldürülen 14.128 Filistinlinin %70’i çocuk(5840), kadın(3920) ve yaşlı. Nerede hukuk? Dünyayı yönetenler, niye hala seyrediyor?
Erkekler, iktidar peşine düşüp, iyi yönetme kavramını unuttular. İnsanlığın adil bir idareye, yönetişime ihtiyacı var. Küresel hegemonyanın yaklaşımına göre şekillenmiş evrensel kriterlerde KADINA, ÇOCUĞA, DOĞAYA SAYGI YOK. Can’a saygı yok. Sahiplik için sınırsız bir güç gösterisi ve çatışma hali var. Daha çok kazanma, daha güçlü olma, bitmek bilmeyen bu hırs, bu kadını çevreleme durumu, insanlık sorunu haline gelen ev içi çatışmada erkeği, gözünü kırpmadan öldürme arzusuna düşüren bir canavara dönüştürüyor.
Şu andan itibaren, attığımız her adımı iyi düşünmek gerek. Toplumlar; iyilikle, ahlakla, huzurla yönetilebilir. Yönetmek, iktidar meselesi değil, yetenek meselesidir. Toplumun bir yarısının, diğer yarısına yaşattığı bu zulüm durdurulmalıdır. Kadınlar, her ne durumla karşılaşırsa karşılaşsın, varlığını sömüren bu zihniyete karşı mücadelesini sürdürecektir. 1884 de yayınlanmaya başlayan Şüküfezar’ın, tamamı kadın olan kadrosu, yayınladıkları tüm nüshalarında, amaçlarını şöyle açıklamışlar;
“Biz ki saçı uzun aklı kısa diye erkeklerin alaycı küçümsemelerine maruz kalmış bir taifeyiz. Bunun aksini ispat etmeye çalışacağız. Erkekliği kadınlığa, kadınlığı erkekliğe, tercih etmeyerek çalışmanın doğru yolunda, mümkün olduğunca, ayak direteceğiz”
2023 Kasımında, 137 yıl sonra, ayak diretmemiz sürüyor. Eril zihniyeti, zekâmızı önemsemeyen tavırlarından acele vazgeçmeye davet ediyoruz."
Nilgün Germiyan
Kadın Dayanışma Derneği
Yön.Kur.Bşk.